Özgür Web TV’de Damla Dabis’in sorularını yanıtlayan Yalınkaya, Belediyeler Reformu olarak sunulan yasanın son haliyle ilgili konuşmadan önce “reform” dendiğinde ne anlaşılacağını anlattı.
Yaljnkaya, “Belediyeler 27 yıl önce yapılmış yasayla halka hizmet vermeye çalışıyor. Reform kelimesini duyduğunuzda ne hayal edersiniz? Avrupa Birliği (AB) standartlarında bir yasa ya da en azından güney standartlarına erişmiş bir yasa hayal edersiniz. Çünkü evinizden çıktığınız anda belediyeciliğin hayatınızın her alanına dokunduğunu hissedersiniz ve çağdaş ve sosyal bir belediyeciliği hayal edersiniz” dedi.
“Onaylanan taslak onaylayanların bile elinde yok”
Ancak bu yasayla kendilerine dayatılanın, Ankara’da hazırlanan ve sadece sayıya dayalı yaptırımlar olduğunu söyleyen Yalınkaya, mevcut hükümetin de bu yasayı “yapmak zorunda hissettiğini” vurguladı.
Tamamen sayı üzerinden ve hiçbir bilimsel veriye dayandırılmayan ve alt yapısı olmayan bir yasa getirildiğini kaydeden Yalınkaya, “Önce 6 belediye 6 bucak denildi, sonra 18 belediye denildi. Bizim elimizde bir taslak yok ama geçen gün komitede onaylanan taslak onaylayanların bile elinde yok” dedi.
“Bunun sonuçları belediye emekçileri ve bölge halkına kalacak”
Meclis’teki komitede inanılmaz anların yaşandığını, komitede bulunan bir Bakan’ın “Ben ilk defa gördüm bu taslağı” dediğini anlatan Yalınkaya, yıllardır bu şekilde yönetildiğimizi görmenin kendilerini şoka soktuğunu belirtti.
Yalınkaya, “Birleştirilen belediyelerin tüzel kişiliği kaldırılıyor. Yasal birçok engel çıkacak. Bunun vebali ve sorumluluğu sadece bu yasayı yapanların üzerine kalsa yine iyi. Aslında bunun sonuçları belediye emekçileri ve bölge halkına kalacak. Bizi en çok etkileyen nokta bu” dedi.
“Bu ülkede belediyeciliğin önünü kesen 10 belediye miydi ki onları kapatarak durumu çözeceksiniz?”
Belediyeler reformunun, sosyal belediyecilik ve kaliteli hizmet bağlamında bir bütün olması gerektiğini, bunun kendi özel yasası içinde birçok düzenleme yapılarak, görev, yetki ve sorumluluk alanları genişletilerek ve günün koşullarına göre uyarlamalar yapılarak gerçekleştirileceğini kaydeden Yalınkaya, belediyelerin yasasının önce kendi içinde reforme edilmesi gerektiğini belirtti.
“Bütün bunlar yapıldıktan sonra bu kılavuzla diğer reformlar ve değişiklikler yapılmalıdır” diyen Yalınkaya, “Belediyelerin bel kemiği olan yasada değişiklik yapılmadan, elde kılavuz olmadan hangi reformu yapacaksınız? Bu ülkede belediyeciliğin önünü kesen 10 belediye miydi ki onları kapatarak durumu çözeceksiniz?” diye sordu.
“Gerçek reform 51/95 sayılı yasanın içindedir”
Yıllardır 51/95 Sayılı Belediyeler Yasası’nda değişiklik yapılması için mücadele ettiklerini, bunun da tüm belediyelerin, Belediye Başkanlarının, Belediye emekçilerinin ve sendikaların talebi olduğunu dile getiren Yalınkaya, Belediyeler Birliği’nin bu süreçte sınıfta kaldığını, Birlik Başkanı Mahmut Özçınar’ın da bunun vebalini taşıyacağını söyledi ve hala bir açıklama yapılmadığına işaret etti.
Yalınkaya, “51/95 sayılı yasa, tam 27 yıl sonra bizim komite toplantısı sırasında yaptığımız eylemin sonucunda görüşülmeye başlandı Peki biz sağduyu ve sakin kafayla değil de hep eylemlerle mi yapacağız bunları? Bu yasa görüşülmeye başlayınca zaten kendileri bile görecekler ki; aslında gerçek reform bu yasanın içindedir” dedi.
“Eğer bu yapılmazsa belediyeler zaten kimseye ihtiyaç duymadan kendiliğinden kapanır”
Gelinen son noktada belediyelerin tükendiğini, çalışanlarını dahi ödemekte zorluk yaşadıklarını anlatan Yalınkaya, belediyelerin iki gelir kaynağı olduğunu, bunların da devletin verdiği katkı payı ve kendi gelirleri olduğunu kaydetti.
Ancak devlet katkı paylarının nasıl ödeneceğinin de düzenlenmesi gerektiğini belirten Yalınkaya, öngörüyle yapılan bu katkıların yıl sonunda ortaya çıkan rakamlarla uyuşmadığının raporlanarak hükümet yetkililerine sunulduğunu söyledi.
Yalınkaya, “Bir kere bunu çözmemiz gerekiyor. Ayrıca sürdürülebilirlik ve hizmet kalitesini artırmak için de bu konu çözümlenmek zorundadır. Eğer bu yapılmazsa belediyeler zaten kimseye ihtiyaç duymadan kendiliğinden kapanır. Bu konuda çok net ve iddialıyım” ifadelerini kullandı.
Alsancak ve Lapta Belediyeleri örneği
İki örnek belediye vererek, birleştirilmesi öngörülen Lapta ve Alsancak Belediyelerinin mali durumundan bahseden Yalınkaya, Alsancak Belediyesi’nin herhangi bir borcu olmadığını, devlet katkı payının eksik ödenmesine rağmen hizmet vermeye çalıştığını, Lapta Belediyesi’nin ise 20 milyon borcu olduğunu, emekçilerinin 2008-2015 yılı yatırımlarının eksik ve borçlu durumda olduğunu, maaşları bile borçlanarak ödediğini anlatarak şunları kaydetti;
“Yarın sabah bu belediyeleri birleştirsek bile birincisi; Tüzel kişilikler ortadan kalktığı için ay sonu yetkisi olmadığından dolayı belediyeler parası olsa bile maaş ödeyemez.
Ardından 27 Kasım’da yapılacak olan seçimlere, yasayı kimse bilmediği için kim nasıl katılacak? Devlet katkı paylarının yüzdeliği ne olacak? Peki bunun neresi reformdur? Biri bunu bana izah edebilir mi?” diye sordu.
“Belediyeler Birliği hükümete satılmıştır”
Belediyeler Birliği’nin hükümete satılmış olduğunu söyleyen Yalınkaya, yaşanan bu durumun bir müsebbibi hükümetse ikinci müsebbibinin de Belediyeler Birliği olduğunu kaydetti.
Taslak metinin görüşüldüğü sırada, 51/95 sayılı Belediyeler Birliği Yasası’nın kimsenin dilinde olmadığını, bu yüzden Meclis önünde araçlı eylem başlattıklarını vurgulayan Yalınkaya, yasanın eylemlerden sonra komitede görüşülmeye başlandığını anlattı.
Yalınkaya, “Aslında bizim dikkat çekmek istediğimiz nokta tam da orasıydı. Birleştirmeyle ilgili o metne her ne kadar karşı dursak da Toplu İş Sözleşmeleri’yle ilgili talep ettiğimiz maddeleri koyabildik içine. Bir mutfak düşünün yemek yapıyorsunuz, pişmemiş bir yemeği servis noktasına getireceksiniz ve masaya koymak isteyeceksiniz. İşte komitedeki metin de aynen böyle bir kaos metnidir” ifadelerini kullandı.
“Ben nasıl canım pahasına BES’in tabelasını indirmezsem, Başkanların da kendi belediyelerinin tabelasını indirmemeleri gerekir”
Hazırlanan bu kaos metinin Meclis Genel Kurulu’na gelmemesi gerektiğini, aksi takdirde bu kaosun altında sadece siyasilerin değil, bölge halkı ve belediyelerin kalacağını vurgulayan Yalınkaya, Belediye Başkanları’nın da kendilerine gelmesi gerektiğini söyledi.
Yalınkaya, “Muhtemel birleşecek belediyelerin muhtemel adayları seçim çalışmalarına başladılar. Asıl ihale ordadır. Ancak ben nasıl canım pahasına BES’in tabelasını indirmezsem, Başkanların da kendi belediyelerinin tabelasını indirmemeleri gerekir. Bazı Başkanlar ihanet içindedir. Halbuki onların kendi bölgelerindeki halkı örgütleyip Lefkoşa’ya getirmeleri gerekmektedir. Sadece BES ile olmaz bu iş. Çünkü yaşananlar herkesin mağduriyeti olacak” dedi.