Öğretmenler Sendikası (KTÖS), 2017 yılı için hazırlanan ajandanın temel amacının ülkeye uygun bilgiler içeren, öğretmenin kullanabileceği, ülke gerçek tarihi ve tarihi kimliklerini hatırlatan bir çalışma ortaya koymak olduğunu belirtti.
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil, üyelere yönelik olarak basılmış bir ajandaya dışarıdan tepki gelmesinin “çok anlamlı” olduğunu söyledi.
KTÖS’te bugün, tartışmalara neden olan 2017 ajandası hakkında basın toplantısı düzenlendi.
Açıklamının tamamı şöyle:
Kıbrıs Türk toplumunun varoluş mücadelesi ile Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikasının bu mücadeledeki yerini bilmeyenlerin, tarihi gerçekleri çarptırarak siyaset yaptığını sanan çevrelerin üyelerimize yönelik hazırladığımız “2017 Ajandası’nı” bahane ederek sendikamıza saldırmalarını anlamlı bulduğumuzu vurgularız.
KTÖS’e yapılan bu saldırılar yeni değildir. Bilindiği üzere 1971 yılında KTÖS’ü kapatmaya yönelik askeri rejimin saldırıları olmuş, silahların gölgesinde genel kurullar yapılmış, Sendika Başkanımız Arif Hasan Tahsin ve yönetim kurulu üyemiz Emirali Özkılınç haksız yere askeri mahkemede mahkûm edilip hapse atılmışlardır.
1984 yılında maaşlar dövize endekslensin talebi ile KTÖS’ün yaptığı 33 günlük grev sonunda “Kıbrıslı Türkler kendi ayakları üzerinde duracak ekonomik ve siyasi yapıya kavuşmalıdır. Bir gün bir anlaşma olursa Türkiye ve asker adadan çekilecek, buna hazırlıklı olmalıyız” diyen KTÖS Genel Sekreteri Turgut Afşaroğlu’na yönelik linç kampanyası başlatılmıştır.
1993-94 yılında “Kıbrıs’ta bir tek Türk bile kalmasa bizim için Kıbrıs’ın toprağı önemlidir” diye açıklama yapan 1970’li yılların sosyal demokrat ilahı TC Eski Başbakanı merhum Bülent Ecevit’in sendikamız duvarında asılı duran resmini yönetim kurulu kararı ile indiren KTÖS Genel Sekreteri Cemal Özyiğit’e de aynı linç kampanyası yapılmıştır.
2001 yılında “Ankara ne paranı, ne paketini ne de memurlarını istiyoruz. Kıbrıslı Türklerin yeterli bilgi, beceri ve potansiyeli vardır. Esir olmak istemiyoruz” diye Afrika ve Yenidüzen gazetelerinde çıkan ilanımıza yönelik olarak KTÖS Başkanı Mehmet Süleymanoğlu, Genel Sekreter Varol Öztuğ ve şu an CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın başta olmak üzere 30 kişilik yönetim kurulumuza davalar açılmış ve linç kampanyası başlatılmıştır.
Günümüze gelinceye kadar tek bir ses isteyen, aykırı sesleri ya silahla ya da hapis, baskı ve korkutma ile sindiren paramiliter sivil anlayışın dayattıklarının dışına çıkmak her zaman için tepki almıştır. Afrika Gazetesi, Yeni Kıbrıs Partisi, Cumhuriyetçi Türk Partisi ve birçok yurtsever bombalanmış veya kurşunlanmıştır. Adamızın kuzeyindeki barış düşmanı bu ayrılıkçı çevrelerin siyaset yapma ve statükoyu devam ettirme adına ortaya koydukları bu eylemler devam etmektedir.
2017 yılına yönelik KTÖS üyelerine dağıtmak üzere hazırladığımız ajandaları bahane ederek sendikamıza saldıran bu güruhun 1971 yılında Arif Hoca ve arkadaşlarına saldıranların yaptıklarının da bundan farklı olmadığını vurgulamak isteriz. Tek fark bu karanlığı seven faşistlerin sosyal medya üzerinden seviyesizce küfür etmeleridir.
KTÖS’ün 2017 yılı için hazırladığı ajandasının temel amacı ülkemize uygun bilgiler içeren öğretmenin kullanabileceği, ülkemizdeki gerçek tarihi ve tarihi kimlikleri hatırlatan bir çalışma ortaya koymaktır. Bu ajanda sol sendikacılık anlayışı ile hazırlanmıştır. Ajanda içinde eksiklikler olduğu bir gerçektir ve bunun giderilmesine yönelik bir çalışma yapma ve üyelerimizden öneri alma temel görevimizdir. Biz üyelerimizden gelen uyarıları ve eleştirileri her zaman aldık ve almaya devam edeceğiz. Bu konuda KTÖS üyelerinin eleştiri hakları ve yapıcı eleştirilerinde haklılık payı her zaman vardır.
Bilinsin ki öğretmen yol gösterici ve öncüdür. Çocuklara yalnızca gerçeği öğretmekle sorumludurlar. Öğretmenimize haksız yere karalama kampanyası başlatanlar AİHM’in öngördüğü eleştiri düzeyini hakarete taşıyanların adresi hukuk olacaktır. Hakaret eden belgesiz iftira atanlar ile vicdanlarında ve mahkemede yüzleşeceğiz.
Adanın kuzeyinde KTÖS’ü, kurulduğu günden beri kapatma sevdası içinde olanlar vardır. Bu kişiler tarihleri boyunca barış düşmanı olmuş ve paramiliter faşist grup ve partilere hizmet etmişlerdir. Bununla birlikte son dönemde örgütlenen Atatürk düşmanı yobazların da amacı adamızın kuzeyindeki çok sesliliği kısıp faşist ve gerici tek sesliliği devam ettirmektir. Bu ayrılıkçı rejimden beslenen, “Biz de barış isteriz” deyip aslında mevcut statükoyu savunanların kim olduklarını bu toplum çok iyi bilmektedir.
KTÖS faşist Rum saldırılarına karşı gündüz okulda gece nöbette Kıbrıs Türk Toplumunun canını, malını ve namusunu koruyanların örgütüdür. Öğretmenimizin toplumsal varoluş kavgasındaki rolü bitmemiştir. KTÖS normal ülkelerdeki gibi bir alan örgütü değildir. KTÖS’ün birinci kuruluş ilkesi “Öğretmen sorunları ile toplum sorunları içiçedir, ayrılamazdır.”
Bu gerçeklerden hareketle 1974 yılından beri yedikleri ganimetle semiren, halkın kanı ve gözyaşından beslenen, barış düşmanlarına karşı duruşumuzu devam ettireceğimizi vurgularız. Kıbrıs konusunda devam eden görüşme sürecinde de kimlerin çözüme ve barışa karşı olduklarını bu küçük ajanda bile bir turnosol kağıdı gibi ortaya çıkarmıştır. Ankara hükümetlerinden rozet alarak “Temiz siyaset” diyerek, halkın önüne çıkanların da ayrılıkçılığı hedef seçtiği gerçeği de sendikamıza yapılan saldırılardan görülmektedir. KTÖS’ün Kıbrıs Türk toplumunu ganimetle, baskı ve tehditle bugünlere getirenlere karşı durması kaçınılmazdır. Bu çerçevede KTÖS’ün kararlı duruşunun devam edeceğini vurgular, tüm yurtseverleri ülkemize sahip çıkmaya davet ederiz.