Öcalan ile yapılan ikinci görüşmeden şu mesaj öne çıkarıldı:
“Ya benim çözümüm ya ABD’nin çözümü!”
Stratejik bir konumlanmayı ifade eden bu söylemi kim dillendirdi?
İsmini bilmiyoruz!
Ancak haberi yapanı biliyoruz; Mezopotamya Ajansı ’dan Mehmet Aslan! Aslan bu haberi bir DEM Parti yetkilisine dayandırdı.
Hangi yetkili veya isim?
Bilmiyoruz.
Bilmiyoruz çünkü Mezopotamya Ajansı görüşme yaptığı kişinin ismini açıklamadı.
Ortadoğu’da çalkantı, yeniden kuruluş veya hayati gelişmeler yaşanırken kim neden bu söylemi öne çıkardı?
Bu söylemi öne çıkaranlar açıktır ki ABD ve Öcalan etkisindeki Kürt Hareketini karşı karşıya koyuyorlar.
Pek ki Öcalan’ın çözümü veya ABD’nin çözümü nedir?
Öcalan’ın çözümü yeni bir devleti -Kürdistan Devleti- dışlayan, eşit ve özgürlük temelli demokratik konfederal yapı. Bunun verili şartlarda ve yakın gelecekte uygulama şansı var mı?
Tartışılır.
İşin paradoksu ise bunun önündeki en büyük engel Öcalan’ın görüşmeler yapıp ortak çalıştığı Recep Tayyip Erdoğan ve Devlet Bahçeli’nin başında olduğu TC iktidar yapısıdır.
Hamas’ın 7 Ekim 2023’deki Aksa Tufanı katliamı ile start alan gelişmeler Ortadoğu’nun çehresiyle birlikte içeriğini de değiştiriyor.
Bu içerik değişimi Erdoğan-Bahçeli iktidarını panikle bir arayışa itmiş görünüyor. Amaç zaman kazanmak ve değişmekte olan içeriği Kürtsüzleştirmek… Bunun için Öcalan’ın yanına konumlanmış görünüyorlar.
DEM yetkilisinin Öcalan’ı karşısında konumlandırdığı ABD’nin çözümü nedir?
Suriye’de Kürtlere şemsiye ve defakto özerk yönetimin resmileşmesi. ABD’nin çözümü ile Öcalan’ın çözümü arasındaki fark nedir?
Fark belirsiz ve çizgi görülmeyecek kadar ince.
Gerçek bu iken kim Öcalan’ı ABD’ye karşı konumlandırıyor?
Kandil mi?
Sanmıyorum. Çünkü Kandil Kobane’de ve ISIS’e karşı savaşta ABD öncülüğündeki koalisyon ile ortak çalışmayı destekledi. Yine ABD’nin Rojava bölgesindeki askeri varlığına karşı değil. Aksine TC ve ISIS’in Özerk yapıya dönük saldırılarına karşı ABD öncülüğündeki koalisyonun varlığını güvence olarak görüyorlar.
O zaman kim Öcalan’ı ABD’ye karşı konumlandırmak istiyor?
Yeni ABD Başkanı Donald Trump’un Kürtler ve Rojava planının şekillenmeye başladığı günlerdeyiz. Özellikle Rojava’nın varlığı ve güvenliği Trump’un alacağı muhtemel tutuma bağlıdır. Ve bu muhtemel tutum Rojava için hayatidir.
Açıklamayı yapanlar bilerek bu açıklamayı yaptılar.
Abarttığımı sanmıyorum.
Pek ki açıklamayı kim yaptı?
Bilmiyoruz.
Açıklamayı kimin yaptığını bilmesek de kimin yaptırdığını biliyoruz: AKP-MHP-Ergenekon derin TC devleti!
Neden?
Kürt hareketi ve ABD’yi karşı karşıya getirmek istiyorlar.
Kobane’de kurulan Kürt- Batı ittifakını yok etmek için mayın döşüyorlar. Şunun farkındalar: ABD’nin garantörlüğü ve şemsiyesi olmadan Rojava’da bir Kürt statüsü olmaz; var olan Özerk defakto yapı da yok olur!
Öcalan’ı okuyanlar şunu biliyorlar: Öcalan’ın paradigması saygı, birlikte yaşam ve karşıtlıkları azaltmak üzerine kuruludur.
Öcalan’nın kendi çözümüne ikna etmeye çalıştığı TC Devletinin asimilasyon, inkar ve askeri çözüm dışında bir çözümü yok. Asimilasyon, inkar ve askeri çözüm ise Öcalan’ın 50 yıldır karşısında konumlandığı ve mücadele ettiği çözümdür!
Eksik ve problemli yanları olsa da ABD’nin 1990’da Irak’ta gördüğümüz ve 2015’ten bu yana Suriye’de ortaya çıkmaya başlayan bir Kürt çözümü var!
Realite bu iken sizce Öcalan yine de kendisini ABD’nin çözümü karşısında konumlandırır mı?