Bu makale ilk kez 24 Ekim 2020 tarihinde Avrupa Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
Bu ülkede Kıbrıs Türk toplumu içinde ve KKTC bünyesinde yapılan tüm seçimlere müdahale edilmiştir. Hiçbir seçim müdahalesiz olmamıştır.
2004 Annan Planı referandumunda sonucun EVET çıkmasında da Ankara’nın müdahalesi var, 2005’te Denktaş’ın çekilip de Talat’ın kazanmasında da Ankara’nın müdahalesi var. 2015’te Akıncı’nın kazanmasında da Ankara’nın müdahalesi var.
Bu seçimde de Ankara tercihini Tatar’dan yana kullandı. Doğrusu biz de Ankara’nın tercihi konusunda yanıldık. Ankara’nın tercihinin Akıncı olduğunu ve bilinçli bir danışıklı dövüş olduğunu düşünüyorduk gözlemlerimize dayalı olarak. Ancak siyasette kısa süreler içinde çok şey değişebiliyor. Belli ki konjonktürde değişiklikler oldu ve Ankara tercihini Tatar’dan yana kullandı.
Kuşkusuz Ankara’nın bu karari sadece Kıbrıs’la ilgili değildir. Suriye’de yaşananlar, Azerbaycan’da yaşananlar, Doğu Akdeniz’deki gelişmeler, bunlara bağlı olarak Rusya ve ABD ile yürütülen pazarlıklar bunda rol oynamıştır.
İlk turun sonuçları da gözlemlerimizin ve varsayımlarımızın doğru olduğuna işaret ediyordu. Ancak Akıncı’nın cumhurbaşkanlığı makamından ilk kez TC elçiliğini açıkça hedef alan suçlamalarından, kendisinin ve ailesinin baskı ve tehdit altına alındığını belirtmesinden sonra; ve insanlara, çamaşır makineleri alındığını, elektrik borçlarının ödendiğini ve birçok büyük işinsanına Tatar’ı destekleme telkini geldiğini öğrenince gidişatın Akıncı’ya seçimin kaybettirilmesi yönünde olduğunu fark ettik. Bu bağlamda köşe yazilarimda Akıncı’ya yönelik çağrı yaptım. Bu seçimden çekil diye. Çekilmis olsa hem Tatar gibi siyasal olarak oldukça zayıf ve geri birine yendirilmeyecekti hem de o zaman gerçek bir lider olarak ortaya çıkacaktı. Ama O, bunu yapmadi. Seçimi kaybettiğini görünce de siyasi hayatını noktaladığını açıkladı.
Nasrettin hocanin hikayesindeki gibi kazanin doğurduğuna inanıyorsan öldüğüne de inancaksın. Akıncı bunun farkında olduğu icin direnmedi ve teslim oldu!
Annan Planı referandumunda ve seçimin Denktaş’a karşı Talat’a ve Eroğlu’na karşı Akıncı’ya kazandırdığı geçmiş seçimlerde Ankara’nın çok açık müdahalesi gerekmezdi. Hafif dokunuşlarla seçimleri arzu ettiği gibi yönlendirmesi mümkündü. Pazar günkü seçimde Ankara Akıncı’nın belirgin bir kitle desteğine sahip olduğunu tespit etti ve saldırdı. Cok agresif bir müdahalede bulundu.
Akıncı da, Erhürman da Ankara tarafından kendilerine çizilen çerçevenin dışına çıkamayacak liderlerdir. Seçim Tatar’a değil de Akıncı’ya kazandırılsaydı da ülkemiz ve toplumumuz açısından değişen bir şey olmazdı. Tatar nasıl seçilmiş değilse, Denktaş da, Talat da Eroğlu da, Akıncı da seçilmiş değil atanmışlardı. Yakın zamanda başlayacak olan görüşmelerde Tatar da Ankara’nın talimatları doğrultusunda hareket edecek. Tipki kendisinden öncekilerin tümü gibi!
Müdahale ile geldiler müdahale ile gittiler!