ESRA AYGIN-MONT PELERİN-iSVİÇRE
Hedef kriterlerde uzlaşma ve tarih… Aksi sürecin çökmesi anlamına gelebilir
İnsanların yerlerinden edilmesi söz konusu değil… Özel statülü bölgeler ve federal alanlar gündemde…
Rum tarafı beşli konferansa çok fazla konu ile gitmek istemiyor, ancak sadece garantilerin görüşülmesi de söz konusu değil
Hedef kriterlerde uzlaşma ve tarih… Aksi sürecin çökmesi anlamına gelebilir
Bir haftalık bir aranın ardından, Kıbrıslı Türk lider Mustafa Akıncı ve Kıbrıslı Rum lider Nikos Anastasiadis bugün İsviçre’nin Mont Pelerin kasabasında toprak başlığını konuşmak için yeniden bir araya geldi.
Yerel saatle sabah 9’da başlayan görüşme, geçtiğimiz Cuma akşamı gerçekleştirilen ve Anastasiadis’in talebi üzerine bir hafta ara verilen toplantının devamı niteliğinde olacak. İki gün sürecek zirvede hedef, toprak kriterlerinde nihai bir anlaşmaya vararak bunları haritaya yansıtmak ve sürecin son aşaması olan çoklu konferans için tarih belirlemek.
Müzakerelere yakın diplomatik bir kaynak, Akıncı’nın geçtiğimiz hafta Mont Pelerin’de gerçekleştirilen görüşmenin son saatlerinde büyük bir açılım yaparak Annan Planı’ndaki toprak oranlarını görüşmeye hazır olduğunu belirtmesi ile tarafların toprak kriterlerinde uzlaşmaya çok yakınlaştığını belirtti.
Kaynak, “Kriterlerde anlaşmamak için hiçbir neden yok. Hatta bu anlaşma geçtiğimiz Cuma akşamı bile sağlanabilir ve çoklu konferans tarihi belirlenebilirdi. Kıbrıslı Türk lider çoklu konferansın tarihinin belirlenmesinin önünü açtı” diye konuştu.
Kaynağa göre, taraflar buna rağmen bu iki gün içerisinde toprak kriterleri ve çoklu konferans tarihi üzerinde uzlaşmaya varamazsa müzakere süreci çökme veya en iyi ihtimalle çok ağır yara alma riski ile karşı karşıya.
İnsanların yerlerinden edilmesi söz konusu değil
Kıbrıs müzakereleri tarihinde tarafların ilk kez haritalarla masaya geleceklerini, haritaların bugüne kadar hep başkaları tarafından sunulduğunu vurgulayan diplomatik kaynak, toprak düzenlemeleri ile ilgili kamuoyunda büyük bir kafa karışıklığının yaşandığını belirtti.
Toprak düzenlemeleri sonucunda insanların kendi istekleri dışında yerlerinden edilmelerinin söz konusu olmayacağının, herkesin yaşadığı bölgede kalma hakkının elinden alınamaz bir hak olduğunun altını çizen kaynak şöyle konuştu:
“Toprak düzenlemeleri sonucunda Kıbrıs Rum tarafına iade edilecek bölgelerde yaşayan Kıbrıslı Türklerin yerlerinden edilmeleri söz konusu değildir. Bu zamanda, bu yüzyılda insanları topluca yerinden etme veya zorla başka yerlere yerleştirme gibi şeyler düşünülemez.”
Özel statülü bölge ve federal alanlar gündemde
Kaynak, bununla beraber, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum taraflarının, belli yerlerde özel statülü bölgelerin veya federal alanların oluşturulması konusunda da benzer anlayışlara sahip olduğunu belirtti.
Özel statülü bölgelerin oluşturulması, pratikte, toprak düzenlemeleri sonucunda Kıbrıs Rum kurucu devletine iade edilecek yerlerde kalmayı tercih eden Kıbrıslı Türklere veya Kıbrıs Türk kurucu devletinde olacak alanlara dönmeyi tercih eden Kıbrıslı Rumlara – yani bulunduğu kurucu devlette sayısal olarak azınlıkta olacak kişilere – eğitim, kültür, din ve siyasi konularda özel birtakım haklar ve ayrıcalıklar verilmesi anlamına geliyor.
Benzer şekilde, özel hakların ve farklı bir mülkiyet rejiminin geçerli olabileceği federal yasalarla düzenlenecek federal alanların oluşturulması fikri de masada.
Rum tarafı beşli konferansa çok fazla konu ile gitmek istemiyor, ancak sadece garantilerin görüşülmesi de söz konusu değil
Öte yandan, Rum müzakere heyetine yakın bir kaynak, masada açık kalmış birçok konu olduğunu, bunların çoklu konferansa gitmeden önce mutlaka kapatılması gerektiğini, çoklu konferansa dair dile getirilen çekincelerin bununla alakalı olduğunu vurguladı.
Geçtiğimiz günlerde Rum sözcü Nikos Hristodulidis tarafından yapılan ve Kıbrıs Türk müzakere heyetinde tedirginlik yaratan “Toprakta anlaşılsa bile beşli konferansa gideceğimiz kesin değildir” şeklindeki açıklamanın da bu anlamda yapıldığını belirten kaynak, “Çoklu konferansa toprak da dahil olmak üzere, üzerinde anlaşılmamış çok sayıda konu ile gidilmesi başarısızlığa davetiye çıkarır” diye konuştu.
Ancak kaynak, çoklu konferansa sadece güvenlik ve garantilerin götürülmesi gibi bir talebin de söz konusu olmadığını söyledi.
Diplomatik kaynaklar ise, açık konuların birçoğunun, tarafların çoklu konferans tarihinde anlaşıp Kıbrıs’a döndükten sonra hızla kapatabilecekleri konular olduğunu belirtiyorlar ve çoklu konferansa güvenlik ve garantilerin yanı sıra, dönüşümlü başkanlık, mülkiyetin bazı unsurları ve toprağın nihai hali gibi büyük ve önemli konuların kalabileceğini söylüyorlar.
Kaynaklar, bugün başlayacak iki günlük kritik zirvede tarafların toprak kriterlerinde anlaşmaya varması ve çoklu konferans tarihini belirlemesi durumunda, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras arasında garantilerle ilgili bir diyalog sürecinin resmi olarak başlaması gerekeceğinin de altını çiziyorlar.