Denebilir ki bir ülkede demokrasi, özgürlük ve adaletin haline bakılacak yer cezaevleri ve oradaki tutuklu hükümlü sayısıdır.
“Hükümlü ve tutuklu sayısındaki öngörülemeyen artışın karşılanması amacıyla önümüzdeki 5 yıl içinde 193 yeni infaz kurumu yapımı planlanmış olup bunların 129 adedi inşaat aşamasında, 23 adedi ihale aşamasında, 35 adedi proje aşamasında, 9 adedi planlama aşamasındadır.”
Türkiye Adalet Bakanı Abdülhamit Gül’ün bu sözlerine bakan sanır ki Türkiye’de cezaevi yok(!)
Türkiye’de bugün itibari ile 396 ceza ve infaz kurumu var. Bunların kapasitesi 220 bin 8 kişi. Bakanlık yetkililerinin aktardığına göre Kasım 2018 itibari ile cezaevlerinde 260 bin 144 kişi vardı. Bunlardan 202 bin 434’ü hükümlü.
Cezaevlerinde kapasitelerinin üzerinde tutuklu ve hükümlü var.
43 Avrupa ülkesi içinde Türkiye en fazla cezaevi ve tutuklu-hükümlü sayısına sahip.
Erdoğan-Bahçeli Hükümeti bununla ne kadar iftihar etse yeridir(!)
Adalet Bakanı’nın gelecek projeksiyonu daha çok cezaevi inşaatı!
15 Temmuz 2016 darbe komplosundan bu yana tutuklu ve hükümlü sayısı yüzde 183 arttı.
Cezaevlerinde durum kötü; tecrit, hijyen, kötü ve keyfi muamele var.
Cezaevlerinde şikayetler çok fazla.
20 yıldır İmralı cezaevinde rehin tutulan Sn. Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridi protesto etmek için 2 binin üzerinde tutuklu ve hükümlü süresiz dönüşümsüz açlık grevi ve ölüm orucunu daha yeni bitirdiler.
Cezaevlerinde yaşam şartları çok ağır.
Bu ağır şartların aşılacağını dair bir emare yok.
Hükümet önümüzdeki beş (5) yıl içinde daha çok insanı hapse atmayı hesaplıyor.
Hükümet ülkeyi güvenlik politikaları ile idare etmeye çalışıyor. Yeni cezaevi inşaatlarına bakılırsa güvenlik politikalarını aşma niyetleri yok.
Muhalif herkesi cezaevi tehdidi ile susturmaya çalışıyorlar.
Susmak yetmiyor; bir de sindirmeye çalışıyorlar.
Susmak ve sinmek de yetmez; biat edecek ve arkasında saf tutacaksın!
Sen verdikçe ve o almak istiyor. Almak, susturmak, sindirmek ve biat ettirmek için iktidarın ana silahlarının başında cezaevleri geliyor.
Bu nedenle de cezaevi inşaatını aksatmadan sürdürüyor.
Türkiye 2023’e 500 cezaevi ile girmeye hazırlanıyor!
Millete 100’üncü yıl hediyesi olarak 500 cezaevi veriyorlar!
Yeni cezaevi inşaatının sürdüğü yerlerden biri de Bitlis’in Ahlat ilçesi.
Yeni cezaevi inşaatı sürerken başka bir inşaat çalışması da hummalı bir şekilde sürdürülüyor; Erdoğan’a yeni bir saray.
Ankara’daki 1100 odalı saray yetmemiş olacak ki Ahlat’ta da yenisini inşa ediyor.
Erdoğan millete yeni cezaevleri inşa ederken kendisi için saray inşa ediyor.
Kendisi için daha çok konfor ve yetki düşünüyor.
Millete ise mahpusun gölgesinde bir yaşam vaat ediyor!
Adalet, vicdan ve demokrasiden uzaklaşmanın ölçütü cezaevleri inşaatları…
Cezaevi sayısı arttıkça ülke demokrasi, adalet ve özgürlükten uzak düşecektir.
Tam tersi de doğrudur; Ülke demokrasi adalet ve özgürlükten uzak düştükçe cezaevi sayısı artacaktır!