Öğretmenler Sendikası-KTÖS, Eğitim Bakanlığı’nın, hukuku ve demokratik süreçleri yok sayarak, gece yarısı Resmi Gazete’de yayımladığı bir disiplin tüzüğü değişikliğiyle okullarda başörtüsü kullanımına ilişkin yeni düzenleme getirmesini sadece içeriğiyle değil, yöntemiyle de kabul edilemez olarak niteledi.
Hukuksuz Bir Süreçle Yapılmıştır
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş yazılı açıklamasında Kıbrıs’ın kuzeyindeki eğitim sisteminin, Öğretmenler Yasası’nın 92. maddesi uyarınca kurulan Teknik Kurul ve Yüksek Danışma Kurulu’nun gözetiminde yönetilmek zorunda olduğuna dikkat çekerek, bu sürecin tamamen yok sayıldığına dikkat çekti.
Laiklik İlkesine Aykırıdır
Maviş yapılan değişikliğin laiklik ilkesine de aykırı olduğunu belirterek okulların, bireysel dini inançlara mesafeli olması gerektiğine ve eğitim politikalarının bilimsel ve tarafsız bir anlayışla yönetilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Çocuk Hakları Açısından Sorunludur
Düzenlemenin, çocukları dini kimlikler üzerinden ayrıştırma riski ve toplumsal baskıları artırabilecek bir nitelik taşıdığının altını çizen Burak Maviş, “düzenleme, çocukların özgür iradesine dayalı bir hak değil, onların erken yaşta belirli kalıplara zorlanmasının önünü açabilecek bir karar olarak görülmelidir” dedi.
Maviş “Bizler, her çocuğun ve öğretmenin inanç veya kılık kıyafet özgürlüğünü savunduğumuz gibi, öğrencilerin ve öğretmenlerin yaşam tarzına müdahaleye, eğitimde dini veya ideolojik yönlendirmeye karşı da mücadele edeceğiz. Eğitimde tarafsızlık ve yansızlık ilkesi, vazgeçilmezimizdir” dedi.
KTÖS Genel Sekreteri, Eğitim Bakanlığı’nın tavrını sürdürmesi halinde, eğitim sendikaları ile birlikte her türlü hukuki ve sendikal mücadeleyi başlatacaklarını da duyurdu.
Açıklamanın tamamı:
Eğitim, hukukun üstünlüğü, laiklik ve bilimsel ilkeler temelinde şekillendirilmesi gereken kamusal bir hizmettir. Ancak Eğitim Bakanlığı, hukuku ve demokratik süreçleri yok sayarak, gece yarısı Resmi Gazete’de yayımladığı bir disiplin tüzüğü değişikliğiyle okullarda başörtüsü kullanımına ilişkin yeni bir düzenleme getirmiştir. Bu değişiklik sadece içeriğiyle değil, yöntemiyle de kabul edilemezdir.
1. Hukuksuz Bir Süreçle Yapılmıştır
Kuzey Kıbrıs’taki eğitim sistemi, Öğretmenler Yasası’nın 92. maddesi uyarınca kurulan Teknik Kurul ve Yüksek Danışma Kurulu’nun gözetiminde yönetilmek zorundadır. Ancak bu süreç tamamen yok sayılmıştır.
• Eğitimle ilgili tüm yasa, tüzük ve yönetmelik değişiklikleri, Teknik Kurul’un onayından geçmek zorundadır.
• Sendikalar ve diğer eğitim paydaşlarının görüşü alınmadan yapılan bu değişiklik, hukuken sakattır ve geçersizdir.
• Bakanlık, yasaları çiğneyerek, eğitim politikalarını keyfi bir şekilde belirleyemez.
2. Laiklik İlkesine Aykırıdır
• Anayasa’nın 1. maddesi açıktır: Devletin dini yoktur, laik bir cumhuriyettir.
• Devletin laik yapısı, eğitim sisteminde hiçbir dini yönlendirmenin veya dini sembollerin kurumsal düzeyde teşvik edilmemesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
• Okullar, bireysel dini inançlara mesafeli olmalı, eğitim politikaları bilimsel ve tarafsız bir anlayışla yönetilmelidir.
3. Çocuk Hakları Açısından Sorunludur
• Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre, çocukların özgür iradeleri ile karar alabilmeleri sağlanmalıdır.
• Bu düzenleme, çocukları dini kimlikler üzerinden ayrıştırma riski taşımakta ve toplumsal baskıları artırabilecek bir nitelik taşımaktadır.
• Bireysel özgürlüklerle ilgili kararlar, pedagojik, bilimsel ve çocuk haklarına dayalı bir çerçevede ele alınmalıdır.
• Bu düzenleme, çocukların özgür iradesine dayalı bir hak değil, onların erken yaşta belirli kalıplara zorlanmasının önünü açabilecek bir karar olarak görülmelidir.
4. Sendikalar ve Öğretmenler Dışlanmıştır
• Eğitimle ilgili tüzük değişiklikleri, Öğretmenler Yasası’na göre Teknik Kurul’un katılımı ile yapılmak zorundadır.
• Teknik Kurul’da en fazla üyesi bulunan sendikalar yer almakta ve eğitim politikalarının bilimsel ve demokratik bir zeminde tartışılmasını sağlamaktadır.
• Bu karar, demokratik süreçlerin yok sayıldığını ve eğitim politikalarının keyfi bir şekilde belirlendiğini bir kez daha göstermektedir.
Bu düzenlemenin, Ramazan ayında dini duyguların daha yüksek olduğu bir dönemde yapılması ve yarın Cenevre’de başlayacak görüşmeler öncesinde toplumu cepheleştirme amacı taşıyor olması şüphesini doğurmaktadır.
Bizler, her çocuğun ve öğretmenin inanç veya kılık kıyafet özgürlüğünü savunduğumuz gibi, öğrencilerin ve öğretmenlerin yaşam tarzına müdahaleye, eğitimde dini veya ideolojik yönlendirmeye karşı da mücadele edeceğiz. Eğitimde tarafsızlık ve yansızlık ilkesi, vazgeçilmezimizdir.
Kuzey Kıbrıs’taki eğitim sistemi, dil, din, ırk, siyasal düşünce, felsefi inanç ve mezhep ayrımı yapmaksızın tüm öğrencileri eşit bir şekilde kucaklamalıdır. Öğretmenlerimiz, bu eşitliği bozmayacak ve kapsayıcı bir tavırla sorumluluklarını yerine getirecektir.
Türkiye’de benzer tartışmaların toplumu böldüğünü, kaosa sürüklediğini ve vatandaşları ayrımcılığa maruz bıraktığını gördük. Bu tartışmanın, dini bir örgütlenme aracı olarak kullanan AKP eliyle buraya taşınmasına izin vermeyeceğiz.
Bu noktada AKP ve benzeri cemaatlerden medet umanlara mesajımız nettir:
Okullar bizimdir, neferi öğretmendir, ışığımız Atatürk’tür.
Son sözü öğretmen söyleyecek.
Hiçbir kural veya tüzük, öğretmenin yansızlık ödevinden üstün değildir.
Hiçbir talep, çocuklar arasında ayrımcılık veya ayrıcalık yaratamaz.
Eğitim sistemine yapılan bu tür keyfi müdahaleleri kabul etmiyoruz.
Bu değişiklik derhal geri çekilmelidir.
Eğitim politikaları, gece yarısı alınan talimatlarla değil, bilimsel, laik ve demokratik süreçlerle yönetilmelidir.
Eğer Eğitim Bakanlığı bu tavrını sürdürürse, eğitim sendikaları ile birlikte her türlü hukuki ve sendikal mücadeleyi başlatacağımızı kamuoyuna duyururuz.