Maraş’ta yarın düzenlenecek konferans öncesinde, bazı örgütler eylem düzenleme kararı aldı.
Aralarında siyasi parti ve sendikaların da bulunduğu örgütler, yarın sabah 10.00’da Mağusa Gelir ve Vergi Dairesi önünde Maraş’ta yaşanacak olan provokasyonu protesto edecek.
Konuyla ilgili yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Bizler aşağıda imza sahibi olan örgütler olarak Mağusa’nın kapalı bölgesi olarak bilinen Maraş’ta gerçekleşecek olan “Hukuki, Siyasi ve Ekonomik Yönleri ile Kapalı Maraş Açılımı” yuvarlak masa toplantısını reddediyoruz.
Kapalı bölge Maraş’ın BMGK 550 numaralı kararı bölge sakinleri dışında yerleşime açılmasını kabul edilemez bulduğunu belirtir ve bölgenin Birleşmiş Milletler yönetiminde açılması gerektiğine vurgu yapar.
Bugüne kadar sunulan ve taraflarca eş zamanlı olarak kabul edilmeyen bütün planlar, bölgenin Kıbrıslı Rum parça devleti yönetiminde olacağına yönelik genel bir kabulü barındırır.
Geçmişten gelen pozisyonların bilinciyle hareket eden sivil toplum örgütlerinin bu bağlamda geliştirdiği siyasi işbirliği ve diyalog önemli sonuçlar vermiş, Maraş’ın yerinden edilen sakinleri ile bugün Mağusa’da yaşayan insanlar adanın tümüne örnek olacak bir anlayış geliştirmiştir.
Tabandan oluşturulan ortak anlayış ve vizyon Maraş’ın iki toplumun iradesini yok saymadan, güven yaratıp barış kurma niyeti ile kurgulandığında Kıbrıs adasının yeniden birleşmesi için bir mihenk taşı oluşturacağı açıktır.
Buna rağmen bir süredir kktc dışişleri bakanlığı nezdinde gerçekleştirilen ve hükümet ortakları UBP-HP tarafından benimsenen “Maraşın türk yönetiminde açılması” kararı olagelen anlayışlardan önemli bir sapma yaratacağına inanılmaktadır.
Bizler,Kapalı Maraş’ı toplumların barışması için önemli bir zemin olarak görmekteyiz. Maraş’ın iki toplumun rızası olması kaydı ile kapsamlı çözümü beklemeden, uzlaşılabilir ve karşılıklı uyumu sağlayacak bir mesele olarak görmekteyiz. Böylesi bir uzlaşma ile ulaşılacak bir barış ise Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum toplumlarına askeri güç kullanılarak kapatılan bu bölgenin öncelikle evlerini geride bırakan insanların erişimine, BM Güvenlik Konseyi’nin ilgili kararları temelinde açılması ile mümkün olabilir. Bu yaklaşım belki de Kıbrıslı toplumların birbirlerini dinlemesi, anlaması, özür dilemesi ve affetmesi için sahip olduğumuz en büyük şanstır.
Toplumların rızası olmadan atılacak adımların ise mağduriyet yaratma riski yüksektir. Asker kontrolü altında bulunan bu yasak bölgede, Türkiye Barolar Birliği tarafından düzenlenen, belirli bir siyasi kesimin katılımını amaçlayan ve diğerlerini dışlayan toplantının ‘uluslararası hukuk’ kapsamında karar üretebilme kapasitesi, yetkisi ya da amacı olmadığı görülmektedir.
Bizler bu adımı bir provokasyon olarak nitelendiririz. Toplumların barışma iradesini çatışmacı bir dil ile dönüştürmek ve yapay bir gündem yaratarak siyasi çıkar devşirmek üzere yapılan bu eylem çözümsüzlük siyasetinde yeni bir dönem açma çabasıdır. Kaba güç ve anti demokratik eylemliliği siyasi ranta çevirme pratiği ancak savaşlara zemin hazırlayabilir.
Kapalı Maraş salt teknik bir kent sorunsalı olarak da sunulmaktadır. 45 yıldan fazla bir süredir kendi haline terk edilen kent altyapısı ve binaları büyük oranda işlevini yitirmiştir kabulü ile Mağusa’nın önemli parçası olan Maraş boş bina stoku gibi gösterilmektedir. Ancak bu durum Maraşlıların ve Mağusalıların hafızalarında capcanlı yaşayan bir bütün kentten vazgeçmek için yeterli değildir ve böylesi teknik görüşleri haklı çıkarmaz. Bu yönde oluşacak çok disiplinli ve her iki toplumun temsil edildiği ekipler kenti ve kaybettiğimiz kentlileri geri kazandırabilir, yeniden bir araya getirebilir. Böylesi bir yaklaşım, yakın çevremizde süre gelen çatışma geçirmiş ve geçirmekte olan kentler için örnek teşkil edebilir.
Yıllardır yürütülen görüşmelerde birçok yönü ile tartışılmış ve BM kararlarının temelini oluşturan Federal Kıbrıs çerçevesi barışın ortak zeminidir.
Bunun dışında Maraş üzerinde atılması planlanan adımların siyasi hedeflerinin sakıncalı sonuçlar çıkaracağını hatırlatarak, çatışmayı körükleme ihtimali olan adımların atılmasına karşı olduğumuzu vurgularız.
Bu bağlam da tüm demokrasi ve barış güçlerini 15 Şubat Cumartesi saat sabah 10:00’da Mağusa Gelir ve Vergi Dairesi karşısında toplanmaya ve Maraş’taki milliyetçi provokasyona karşı sesimizi birlikte yükseltmeye çağırırız.
Mağusa İnisiyatifi, Sol Hareket, YKP, KTÖS, Basın-Sen