Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı Başpiskopos Makarios, 15 Temmuz Yunan Darbesi’nin ardından 19 Temmuz’da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde tarihi bir konuşma yaptı.
Başpiskopos Makarios, Türk askerlerinin adayı işgal etmesine saatler kala 19 Temmuz günü Güvenlik Konseyi’nde yaptığı konuşmada, Yunanistan’ı Kıbrıs’ı işgal etmekle suçluyordu:
‘Yunanistan’ın Askeri rejimi Kıbrıs’ın bağımsızlığını ihlal etmiştir. Yunan Cuntası Kıbrıs halkının demokratik haklarına zerre kadar saygı göstermeden, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığına ve egemenliğine zerre kadar saygı göstermeden diktatörlüğünü Kıbrıs topraklarına yaymıştır.’
Makarios, konuşmasında Gizikis’e gönderdiği ve Yunanlı subayların adadan ayrılmasını istediği mektuptan sonra Yunanistan’ın Kıbrıs büyükelçisinin kendisini ziyaret ettiğini ve subayların adadan ayrılması durumunda Türk tehdidi karşısında Kıbrıs’ın savunmasının zayıflayacağını söylediğini belirttikten sonra Yunan büyükelçisine verdiği yanıtı aktarır:
‘Olayların gidişatı karşısında Türk tehdidini Yunan tehdidinden daha önemsiz gördüğümü söyledim. Görüldüğü gibi, korkularımda haklı çıktım.’
Makarios mektubunu değerlendirmek üzere Cunta yetkiliklerinin Atina’da uzun saatler süren bir toplantı düzenlediklerini ve bu toplantıdan sonra 15 Temmuz günü yeniden bir araya geleceklerini açıkladıklarını, kendisinin de 15 Temmuz tarihinde Cuntanın yanıtını beklediğini söyledi: ‘fakat gelen yanıt darbe oldu’ dedi.
Makarios Kıbrıs’ta olup bitenleri Cuntanın Kıbrıslırumların iç meselesi olarak göstermek istediğini fakat bunun gerçek olmadığını belirttikten sonra, ‘söz konusu olan, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ve egemenliğini ihlal eden dış kaynaklı işgaldir’ dedi.
‘Sözde darbe Milli Muhafız ordusunu yöneten Yunanlı subayların eseridir. Şunu da belirtmeliyim ki, Kıbrıs’a karşı bu saldırıda ittifak anlaşmasıyla adada bulunan 950 Yunan subayı ve erleri başı çekmiştir. Havaalanı, karargâhları oraya yakın olan bu Yunan kuvvetlerine mensup subaylar ve erler tarafından ele geçirilmiştir.’
Makarios, ‘darbenin Yunan Cuntası tarafından düzenlenip Kıbrıs’ta görev yapan Yunanlı subaylar tarafından yönetildiğine dair’ en küçük bir şüphesi olmadığını belirterek, darbede ölen Yunan askerlerinin uçaklarla Yunanistan’a götürülüp Yunanistan’da gömülmelerinin en açık kanıt olduğunu ileri sürdü. Makarios, darbeden sonra Cuntanın cumhurbaşkanı atadığı Nikos Sampson’u ünlü bir silahşor/katil (a well known gunman) olarak tanımladı ve darbenin bir iç mesele değil işgal olduğunu söyledi:
‘Bazıları Kıbrıs’ta devrim olduğunu ve yeni hükümetinin devrim yasası temelinde kurulduğunu ileri sürebilir. Böyle bir şey olmadı. Kıbrıs’ta iç mesele olarak görülebilecek bir devrim olmadı. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini ve bağımsızlığını ihlal eden işgal oldu. İşgal devam etmektedir ve Kıbrıs’ta Yunan subayları olduğu sürece de devam edecektir. Normal anayasal düzene geri dönmezsek, demokratik özgürlükler yeniden tesis edilmezse, bu işgalin Kıbrıs için sonuçları kalıcı olacaktır.’
Makarios, Yunan subaylarının Milli Muhafız ordusunda görev yapmasına kendisinin izin verdiğine de değindi ve hatasını kabul ettiğini söyledi: ‘onlara güven duyduğum için hatamı itiraf ediyorum. Güvenimi istismar ettiler. Kıbrıs’ın bağımsızlığını, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumaya yardım edecek yerde, bizzat kendileri işgalci oldular.’
Makarios, Güvenlik Konseyi’nden Atinalıların darbesinin yarattığı bu doğal olmayan duruma son vermesi için elinden gelen çabayı göstermesini ve elindeki araçları gecikmeden anayasal düzenin ve Kıbrıs halkının demokratik haklarının yeniden tesis edilmesi yolunda kullanmasını istedi.
Makarios devamla darbenin Kıbrıslı Türklere de zarar verdiğini vurguladı: ‘daha önce belirttiğim gibi, Kıbrıs’ta yaşanan olaylar Kıbrıslı Rumların iç meselesi değildir. Kıbrıslıtürkleri de etkileyen, onları da ilgilendiren olaylardır. Yunan Cuntasının darbesi bir işgaldir ve sonuçları Rum Türk bütün Kıbrıs halkına zarar vermektedir.’ (İlginçtir, Rauf Denktaş 15 Temmuz günü yaptığı konuşmada olayları Kıbrıslırumların iç meselesi olarak değerlendirirken, Makarios, Kıbrıslıtürkleri de ilgilendiren Yunan işgalinden söz ediyordu.)
Makarios sözlerini şöyle tamamladı:
‘Güvenlik Konseyi, Yunanistan’ın askeri rejimine Kıbrıs’ın Milli Muhafız ordusunda görev yapan Yunanlı subayları geri çağırmak ve Kıbrıs’taki işgale son vermek için çağrı yapmalıdır.’
Makarios’un konuşmasından 5-10 saat sonra Türk askerleri Kıbrıs’a ayak basacaktı…
Başpiskopos Makarios 19 Temmuz Cuma günü Güvenlik Konseyinde yaptığı ve Cuntayı Kıbrıs’ı işgal etmekle suçladığı konuşmasını bitirdiğinde Kıbrıs’ta saatler 22:30’u gösteriyordu. Türkiye’nin adaya müdahalesi ise 20 Temmuz günü sabahın erken saatlerinde başlayacaktı. Yani, Makarios’un konuşmasından tam 6-7 saat sonra…