Mağusa’da hayvan düşmanlığı: “ya sen halledersin, ya da ben zehirlerim”

Mağusa’da dün akşam Empati Veteriner Kliniği sahibi İbrahim Bayram’a, mahallesindeki bir kişi tarafından, kedileri beslediği gerekçesiyle sözlü ve fiziki saldırı yapıldı.

İbrahim Bayram’ın önünü keserek sokak hayvanlarıyla ilgili olarak “ya sen halledersin, ya da ben zehirlerim” diye bağıran kişi, ardından toprak ve hayvan pisliklerini Bayram’ın üzerine ve evine savurdu.

Olayı polise taşıdıklarını aktaradan İbrahim Bayram, “Hayvan düşmanlığı, algısızlığı ve bilgisizliği öyle bir raddededir ki bana açık açık sokak hayvanlarına mama koymayacaksın! bakmayacaksın yoksa zehirleyeceğim! emirlerine ve tehditlerine kadar varıyor. Fiziksel şiddet eylemine kadar geliyor. Bu işlerin, algının, bilginin ve kültürün ne Avrupa görmekle ne de zengin olmakla hiçbir ilgisinin olmadığı fotoğraflardan açıkca bellidir” şeklinde paylaşımda bulundu.

İşte Bayram’ın paylaşımı:

Bu akşam (Bayramın 3.günü), hayvanlarla ilgilenmek için yine klinikte olduğum sırada, hayvanları gezdirme dönüşümde, normalde İngiltere’de yaşayan, yılın sayılı günleri gelen, veteriner kliniğinin yanında oturan kişi önümü keserek bana rahatsız olduğu sokak kedileriyle ilgili mantık ve etik dışı ithamlarda ve hakaretlerde bulundu. Tüm sakin kalma ve hayvan haklarını anlatma çabama rağmen “ya sen halledersin, ya da ben zehirlerim” diye tehdit etti. Kliniğin bahçesine girdiğim sırada bahçesinden topladığı pislik ve kakaları uyarmama ragmen benim üzerimden bahçeme “hane içine” doğru fırlatarak bir şiddet eylemi gerçekleştirdi. 

Yaklaşık 3 yıldır bulunduğum yerde hiçbir zorunluluğum olmadığı halde mahallenin tüm sokak hayvanlarını kısırlaştırıp, aşıladım. Belediyenin, devletin yapmadığını görevim olmamasına rağmen tek başıma yapıyorum. Kimseden teşekkür beklediğim yok. Bunların hepsini hayvanlar için yaptım, yapmaya da devam edeceğim. Kapımızda, bahçemizde yatan hiçbir hayvanı özellikle toplamak gibi bir niyetimiz olmadı. Yaptığımız sadece gelenleri kovmamak, kışkışlamamak oldu. Çünkü onların yaşam haklarının bilincindeyiz. Sularımız ve mamalarımız hep vardır. Bunları koymamızın en önemli sebebi de hayvan düşmanlarından zarar görmesinler, kimseden gidip istemesinler doyup bir kenarda uyusunlar diyedir. Hayvan düşmanlığı, algısızlığı ve bilgisizliği öyle bir raddededir ki bana açık açık sokak hayvanlarına mama koymayacaksın! bakmayacaksın yoksa zehirleyeceğim! emirlerine ve tehditlerine kadar varıyor. Fiziksel şiddet eylemine kadar geliyor. Kendilerini savunma ve haklı olduklarını düşünme şekilleri; biz İngiltere’den geldik, siz kiracısınızdan öteye gidemiyor. Bu işlerin, algının, bilginin ve kültürün ne Avrupa görmekle ne de zengin olmakla hiçbir ilgisinin olmadığı fotoğraflardan açıkca bellidir.

Bu akşam polise giderek bu insanlardan şikayetçi olduk. Özür dilenmediği, bu tavırlar devam ettiği, hayvanlara rahatsızlık verilmeye devam edildiği sürece, bu mahallede tek bir hayvanın başına bir şey geldiği takdirde bana, kliniğime ve hayvanlara yapılan bu saldırılarla ilgili tüm hukuksal mücadeleyi de sürdüreceğiz.