Yer Mağusa. Bir markette sıramı bekliyorum. Taksicilik yaptığını sonradan öğrendiğim bir şahıs aniden markete girip Afrikalı üniversite öğrencisine saldırmaya yelteniyor. Hemen akabinde bir kadın içeriye girip Afrikalı öğrenciyi: “seni bu adada yaşatmam” diye tehdit etmeye başlıyor. “Ben ne yaptım” diye afallamış vaziyetteki öğrenciye onu dışarıda beklediğini işaret eden taksici “bu iş burada bitmez, bu iş büyüyecek” minvalinde bağırıp hakaret ediyor. Taksici bir ara coşkuya kapılıp Afrikalı gence “adamsan dışarıya gel” diye parmak sallıyor. Olaya şahit olan herkes birbirine bakıyor.
Ben olur da bu ikisi Afrikalı öğrenciyi dövmeye kalkarlar diye onu korumak için poşetleri yere bırakıp adamla kadının önüne geçiyorum. Anlayış gösterme vakti değil. Çünkü bu genç büyük ihtimalle DAÜ’de okuyor, yani bizim öğrencimiz. Normalde yapmam. Sevmem böyle şeyleri ama bu ikili laf anlamıyor. Bu esnada öğrencinin yüzü eğiliyor. Üzücü. Çocuğa adresimi ve telefon numaramı verip bir şey olursa bana da haber vermesi için onu tembihliyorum.
Neyse, daha sonra, çalışanlara ve şahitlere soruyorum. Afrikalı öğrencinin hiçbir kabahatı olmadığından emin hepsi de. Bunu teyit eden personel ve olaya denk gelen müşteriler. Öğrenciye “ne oldu” diye tekrar soruyorum, bana “anlamadım” diyor.
İşin bir başka enteresan yanı, bu rezalet patlak verdiği esnada, markette olayı izleyen başka Afrikalı öğrenciler de var. Yani fiziksel bir saldırı durumunda en azından bazı Afrikalıların onu yalnız bırakacaklarını sanmıyorum. Bunu seve seve yapacak Afrikalılar var. Ama bu medeniyetsiz ikili, bu kadarını düşünemiyor. Mesele onlar açısından bu kadar basit yani. İngilizce’de no-brainer diye bir ifade var. Üzerinde çok düşünülmesi gerekmeyen karar/sorunlar için kullanılır. “It is just kind of a no brainer” yani.
Peki, bu esnaf öğrenciye neden saldırmaya kalktı? En kötü senaryo ile Afrikalı öğrenci bu şahısların yanından geçerken bu hızlı ve öfkeli ikiliye istemeden temas etmiş ya da farkında olmadan geçmelerini engellemiştir. Ama bu şiddete zaten teşne şahısların meselesi başka. Üstünlük kompleksiyle karışmış ırkçı refleks küçük esnaf hamasetinde vücut bulabiliyor.
Yazar Mehmet Eroğlu hocamızın deyişiyle “Vasatların, vasatlığın, taşra ve taşralılığın zorbalığını temsil edenlerin tahakkümü… Olay bu”.
Taşra esnafı hatalarından ders almayı hiç beceremiyor. Tek kutup kendileri olsun istiyorlar. Fazlasıyla gaddarlar ve dünya umurlarında değil. Sadece kendilerini düşünüyorlar. Biz üniversite olarak kendi öğrencimizi esnafın bencilliğine kurban etmememiz gerek. Bu da ayrı – ama alâkalı – bir konu.
Resim: Menna Khain