• Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası
Çarşamba, Aralık 10, 2025
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
13 °c
Nicosia
14 ° Per
14 ° Cum
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
  • ANA SAYFA
  • YAZARLAR
    • GAZEDDA YAZARLARI
    • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • PENNA
    • DÜNYADAN YAZARLAR
      • PROJECT SYNDICATE
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
  • TÜM İÇERİK
    • HABER ARŞİVİ
      • KIBRIS
      • DÜNYA
      • KORONAVİRÜS
    • MULTİMEDYA ARŞİVİ
      • GAZEDDAPOD
      • GAZEDDAWEBTV
Bulamadık
Tümünü Gör
Gazedda
Bulamadık
Tümünü Gör

Kuzeylilerin Öfkesi… 

Gerçeği eğip bükmeye gerek yok: Erhürman’ın seçilmesi, statükonun reddidir, Ankara’nın kaba müdahaleciliğine verilen bir mesafedir, AB ve federasyon hattına verilen güçlü bir sinyaldir. Ama aynı zamanda bu sonuç, “öfkemizi bu seferlik siyasal merkeze taşıyoruz” uyarısını da içinde barındırdığı gerçeğini de yansıtmaktadır.

Mertkan Hamit Mertkan Hamit
10 Aralık 2025
Okuma Süresi: 6 dk
A A
0
https://bsky.app/profile/gazeddakibris.bsky.socialhttps://www.threads.net/@gazeddakibris

Gallup’un 2025 State of the World’s Emotional Health raporunda kuzey Kıbrıs, dünyadaki en öfkeli toplumlar arasında gösteriliyor: Çad, Ürdün, Ermenistan, Sierra Leone, Irak ve… Kuzey Kıbrıs. Yani aktif çatışma, ağır kriz, kurumsal çöküşle anılan yerlerle aynı yerdeyiz.

Sinirli olmamız sadece Akdenizli olmakla ilgili değil; bu, uluslararası ve güvenilir bir araştırma kuruluşunun, bizim gündelik ruh halimizi kırılgan, çatışmaya açık, siyasal ve ekonomik olarak istikrarsız bir alanla aynı düzeye yazması demek. Gallup açıkça söylüyor: “yüksek öfke, yüksek kaygı ve fiziksel/duygusal ağrı; kırılgan barışın ve zayıf kurumların erken uyarı sinyalleridir”. Yani konu aynı zamanda “politiktir”. 

Ve bu rapor bulgularına parallel olarak, politik bir eylem olarak Kıbrıslı Türkler 19 Ekim 2025’te sandığa gitti (veya gitmedi).

Yaşanan 62,8’lik “deprem”: Öfkenin adres değiştirmesi olarak yorumlanabilir. 

Seçimde tablo net: Tufan Erhürman %62,8 oy aldı, Ersin Tatar ise %35,8’de kaldı, ve katılım oranı da %64,9 civarında.

Dışarıdan bakıldığında bu, “AB vizyonuna sahip, federasyoncu, ılımlı” bir adayın büyük zaferi. En azından sonuçları uluslararası basın da böyle okudu: Reuters, Guardian, FT, Erhürman’ın zaferini yıllardır kilitli kalan çözüm sürecine “yeni umut” olarak yazdı; Erhürman’ı federasyon, AB yönelimi, Ankara’nın iki egemenlikli ve iki devletli çizgisinden kopuş sinyali olarak kodladı.

İşin çıplak tarafı şu: Bu sonuç, Kuzey Kıbrıs’taki öfkenin bittiğini değil, adres değiştirdiğini gösteriyor. Toplumun önemli bir bölümü, öfkesini artık “iki devletçi, Ankara’ya göbekten bağlı, yüksek enflasyonlu, casino-üniversite ekonomisine” temsil atfettiği çizgiye değil; onun karşısında bir alternatif önereceğini söyleyen tarafa yöneldi.

Sonuç, Tatar’a sadece bir siyasi yenilgi değil; mevcut modele bir kırmızı kart.

Gallup’un işaret ettiği öfkeyi bu seçimde üç kanalda ele alabiliriz:

1) Değişim arayan öfke: Bu kitle için mesele sadece çözüm masası değil; TL’ye mahkûmiyet, alım gücünün erimesi, torpil ve partizanlığın devletin iliklerine işlemiş olması, yolsuzluk, kara para ve  irade kaybı yada daha açık yazacaksak Türkiye’den yönetiliyor hissi. Erhürman’a giden oyların hatırı sayılır kısmı, federasyon / AB yönelimini temsil ettiği  kadar “artık yeter” oyudur.

2) Savunmacı öfke (milliyetçi blok): Toplumun bir kısmı da öfkesini “Rumlar, AB, dünya bizi dışlıyor; daha çok devlet, daha çok milliyetçilik, daha çok Ankara’ya yaslanma” hattına çeviriyor. Bu blok, tüm devlet imkânı ve Ankara desteğine rağmen %35’in üstünde konsolide olmayı başardı. Yani “iki devletçi, sert çizgi” hâlâ azımsanmayacak bir toplumsal karşılığa sahip.

3) Kopmuş öfke (sandığa gitmeyenler) Katılım %65 ise, yaklaşık her üç seçmenden biri sandığa gitmedi demektir. Bunun ciddi bölümü seçmen listesinin güncelliği ile ilgilidir. O yüzden bu oranı  azaltmak mümkündür. Ancak varlığı yadsınamaz. Söz konusu kesimin, Gallup’un ölçtüğü yüksek öfke ve umutsuzluğu temsil eden: “Hiçbir şey değişmez”, “bunların hepsi aynı” hissini temsil etmektedir. Özetle: Öfke sandığa aktı, evet. Ama bölünmüş biçimde aktı ve bu üç öfke tipi hâlâ aramızda yaşıyor.

Peki çıkan sonuç her bir grubun temsil ettiği “duygusal kriz”i çözer mi?

Net cevap: Hayır. Bu sonuç, duygusal krizi çözmedi; sadece “yönetilebilir” bir kanala yönlendirdi. Gallup’un verisine göre “öfke, kaygı ve üzüntü; barış ve kurumsal kaliteyle birlikte yükselip düşüyor.”

Adanın kuzeyinde ise: kendine özgü bir tecrit durumu sürüyor, Ekonomi hâlâ TL rejimine ve Ankara’dan gelen protokollere bağlı, Yargıdan kamu yönetimine kadar liyakat erozyonu devam ediyor, İnşaat – yükseköğretim – casino üçgeni üzerinden kurulan kırılgan bir model var, gri ekonomik bir alan var. Gençler için çıkış yolu hâlâ çoğunlukla “göç”.

Bu tablo değişmedikçe, saraydaki isim değişse de Gallup’un öfke listesinde kalmaya devam ederiz.

Erhürman’ın seçilmesiyle toplum: “Bu defa, öfkemizi müzakereye, AB normlarına uyum çabalarına, daha seküler ve kurumsalcı bir çizgiye kredi olarak veriyoruz” dedi.

Bu kredi sonsuz değil. Eğer: Ankara ile ilişkide gerçekten daha onurlu ve dengeli bir zemin kurulamazsa, Ekonomide öngörülebilirlik ve kurallılık sağlanamazsa, Kamu yönetiminde gerçekçi bir liyakat ve şeffaflık hamlesi gelmezse, Çözüm süreci sadece retorikte kalıp somut bir takvime bağlanmazsa, iki-üç yıl içinde bugün “umut” diye yazdığımız şey, çok daha sert bir hayal kırıklığına dönüşür. Öfke bu kez sadece Ankara’ya veya eski rejime değil, “değişim” iddiasına da patlar.

Gallup raporunun bir diğer kritik cümlesi şu: Duygular, liderler için bir çeşit “erken uyarı sistemi”; barışın ve sağlığın altyapısı gibi okunmalı. Çoğunlukla duyguları “psikolojik yan ürün” zannediyoruz. Oysa: yüksek öfke, hukuksuzluğun verisi; yüksek kaygı, ekonomik belirsizliğin verisi olarak okunabilir. Toplumsal yorgunluk, sürekli ertelenen çözümün verisidir.

Seçim sonucu, sadece “federal mi, iki devlet mi?” sorusunun cevabı değil; aynı zamanda “bu toplum bu kadar öfkeyle nereye kadar gider?” sorusunun da ara durak cevabı. Buradan nereye?

Gerçeği eğip bükmeye gerek yok: Erhürman’ın seçilmesi, statükonun reddidir, Ankara’nın kaba müdahaleciliğine verilen bir mesafedir, AB ve federasyon hattına verilen güçlü bir sinyaldir. Ama aynı zamanda bu sonuç, “öfkemizi bu seferlik siyasal merkeze taşıyoruz” uyarısını da içinde barındırdığı gerçeğini de yansıtmaktadır. Sonsuz bir kredi barındırmamaktadır.

Eğer yeni dönem; duygusal sağlığa karşılık gelecek unsurları politika hedefi haline getirmez, yönetişim krizini gerçekten onarmaya başlamaz, gençlerin ve emekçilerin hayatında hissedilir düzelme yaratamaz, çözüm sürecini somut, takvime bağlanmış, şeffaf bir hatta oturtamazsa, bir sonraki raporda da, bir sonraki seçimde de aynı öfkeyi, sadece farklı biçimlerde konuşuyor olacağız.

Kısacası: Kıbrıslı Türkler, dünyadaki en öfkeli toplumlar arasına boşuna girmedi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu öfke yön değiştirdi, ama buharlaşmadı.

Şimdi soru şu:

Bu öfkeyi kurum ve barış inşasına mı çevireceğiz, yoksa onu yine, hep yaptığımız gibi, günlük kavgalarda ve kişisel hesaplaşmalarda mı harcayacağız? Cevap, sadece lider(ler)in değil; bu kez gerçekten hepimizin önüne konmuş durumda.

Raporun tamamı için tıklayın

Etiketler: bulgukıbrıskıbrıs sorunuöfkepolitikaRaporsiyasettufan erhürman
Mertkan Hamit

Mertkan Hamit

Tarihsever, ekonomist, Levant insanı...

Cenevre’nin Ardından 5+1 Not…
Mertkan Hamit

Cenevre’nin Ardından 5+1 Not…

Mertkan Hamit
18 Mart 2025
Mertkan Hamit

Üstel, vekil maaşlarında güneye fark attığını da söyleseydi keşke | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
19 Eylül 2024
Kıbrıs’ı halen ‘nefret ve korku yönetiyor’! | Video
Mertkan Hamit

14 Ağustos’a not | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
14 Ağustos 2024
Bir Temmuz bunalımı | Mertkan Hamit
Mertkan Hamit

Bir Temmuz bunalımı | Mertkan Hamit

Mertkan Hamit
20 Temmuz 2024
Devam Et
Gazedda

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

  • Künye
  • Dayanışma
  • İletişim
  • Gizlilik Politikası

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

Bulamadık
Tümünü Gör
  • Ana Sayfa
  • HABER
    • KIBRIS
    • DÜNYA
    • İKLİM KRİZİ | EKOLOJİ
    • KİTAP & KÜLTÜR & SANAT
    • KORONAVİRÜS
  • MULTİMEDYA
    • GAZEDDAPOD
    • GAZEDDAWEBTV
  • KARŞI AKIM
    • EDİTORYAL KOLEKTİF
    • YAZARLAR
      • GAZEDDA YAZARLARI
      • GÜNEYDEN YAZARLAR
      • DÜNYADAN YAZARLAR
    • RÖPORTAJ

© 2025 Gazeddakıbrıs - Copyleft

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız. Gizlilik ve Çerezler Politikası sayfamızı ziyaret edin.