350 milyon dolara Külliye Saray yaptılar.
Günlük harcaması 18 milyon lira,
Asgari ücret 10 bin lira, öğrenciler hariç üç buçuk milyon insan işsiz.
Türkiye yüzyılı dediler…
Dünya bizi izliyor dediler…
21 devlet başkanı, 13 başbakan, 78 ülkeden temsilci katıldı.
Geçmişe güzellemeler yaptı.
Gelecekte arabalarımızın havalarda uçacağını ve dünyayı Türklerin yöneteceğini ilan ettiler.
Kabine açıklandıktan sonra bir anda;
Sahneye apar topar üç kişi çıktı ve bir anda heyecan ve mahirlikle sırtlandılar Erdoğan’ın konuştuğu kürsüyü.
Yeni kabinenin fotoğraf anı gelip çatmıştı.
Yüzler gülüyordu. Heyecan vardı. Ve duruşlarıyla mümkün olduğunca güçlü görünmeye çalışıyorlardı.
İsimleri tek tek açıklanırken beden dilleri onları açığa veriyordu.
Kimse Erdoğan’ın soluna geçerken Erdoğan’ın önünden geçemedi, arkadan dolandılar.
İki bakan sırayla arkaya geçmelerine imkan verdi.
Kürsüyü iki kişi omuzladığı vakit,
Yine dünyanın yüzyıl gerisinde olduğumuzu tekrardan hatırladık.
Herkes takım elbiseli üç amelenin kürsüyü taşımasını bekledi.
Bu fotoğraftaki üç kişinin taşıdığı kürsü, yeni yüzyılında cumhuriyetin, parayla da olmayacak aslında, teknoloji her ne kadar ilerlerse ilerlesin, aslında bizim ne olduğumuz çok açıkça gösteriyordu.
Biz aslında, o kadar müsrifliğin ve parasızlığın içinde oradan oraya taşınan tıpkı o kürsü gibi, sabahları döviz acaba kaç lira olmuş diye uyandıktan sonra hemen bayram tatilinin kaç gün olduğunu merak eden, rüyasında deprem gören, gün içinde sanki deprem oluyormuş gibi hisseden. Öğretmenleri stres altında çalışan, Bergen filmi kadar melankolik. Artık kedi besleyen. Hem Ukrayna savaşının yansımalarını hem de TOKİ başvurusunu çaresizce bekleyen, kendisini Galatasaray- Barcelona derbisinin kahramanı gibi hissetmeye muhtaç bir asgari ücretli. Kimi Yalı Çapkını dizisindeki Ferit kimisi Duy Beni dizisindeki Ekim’in arasında kalmış gibi hisseden. Yalnızken en çok neden sevilmediğini, neden çirkin olduğunu, neden doğduğunu merak eden. Bir yandan kendisine kar kombini bakarken diğer yandan dört yıllık üniversiteyi bitirip özel güvenlik olmaya razı olmuş,
…Ve en çok da, hayallerine kaçmak isteyen insanlar haline geldik.
Hayallerine kaçmak isteyen ama bütün geleceği o kürsüye benzeyen insanlar.