Toplumsal bir kurum olarak aile, geçmişten günümüze değişen ve daimi olarak yeniden kurgulanan bir yapıdır. Özellikle okullarda anlatılan ana akım söylemin aksine aile; sadece anne baba ve çocuklardan oluşmaz. Günümüzde aile kavramı şekil değiştirirken özellikle lezbiyen, gay, biseksüel, trans, interseks ve artıların (LGBTİ+) varlığı hiçe sayılmakta ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yeniden üretilmektedir. Aile kurumu LGBTİ+’nın ayrımcılığa uğradığı, reddedildiği ve şiddet gördüğü yerler olabilirken tüm bunları önlemek adına devlet etkin mücadele etmemektedir. LGBTİ+’lar ailelerine açılma süreçlerinde aileleri tarafından psikolojik, ekonomik ve fiziksel şiddete maruz kalmakta ve en temel ihtiyaç olan LGBTİ+’lara yönelik sığınma evi bile bulunmamaktadır. Tüm bunlarla birlikte heteroseksüellere tanınan evlilik hakkı eşcinsellere tanınmamaktadır. Kendi ailesini kurmak isteyen LGBTİ+’ları da devlet tanımayarak yasal ayrımcılık yapmaktadır.
Tüm bunlarla birlikte özellikle Cumhurbaşkanlığı gibi bir kurumun LGBTİ+’ları hedef alan ve heteronormatif aile yapısını yücelten kadın düşmanı söylemlerin ve yayınların yer aldığı bir etkinliği düzenlemesi kabul edilemez. Gerek taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler kapsamında gerekse Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Yasası ve Ceza Yasası kapsamında kadına yönelik şiddetin meşrulaştırılması ve LGBTİ+’lara yönelik nefret söyleminin yapılması kabul edilemez.
Kuir Kıbrıs Derneği olarak, Polis Teşkilatını göreve çağırıyor ve etkinlikle ilgili soruşturma başlatılması için talepte bulunuyoruz. Cumhurbaşkanı başta olmak üzere etkinliği organize eden komitenin yapılan yanlışlarla ilgili açıklama yapması ve ayrımcı söylem ve yayınlar için ivedilikle özür dilemesini talep ediyoruz.
Bu suçların cezasız kalması ve yapılan LGBTİ+ fobik açıklamalarla ilgili yetkililerin özür dilememesi durumunda onların de suça ortak olduklarını ve LGBTİ+’lara yönelik yapılan bu sistematik saldırılardan sorumlu olduklarını hatırlatırız.