Annesi ona adını Kâmuran koymuştu. Adından nefret eder, utanırdı. O doğarken annesinin yanında bir kaç kayık, etraflarını örten çiçekli basmalı elbiseleriyle komşu kadınlar vardı.
Kâmuran o gün de akşam mesaisinde arka ofisteki masa üzerinde elini koluna dayayıp her zamanki gibi uyuya kalmıştı. Yine gece dışarı çıkacaktı.
Gömleğini almak için aşağıya indi. On, On beş gömlekte bir ütü için ona bir paket sigara alırdı.
O gün alamamıştı. Cebinde sadece beş lirası vardı. Sırıtarak yanına gitti. Yüzüne bakmıyor, ütüsüyle birlikte kafasını bir o yana bir bu yana sallıyordu. Sigara getirmedi diye somurttuğunu düşünerek utandı.
Façonnable marka beyaz gömleğini ve köşede duran el bezini alıp tuvalete çıktı. Bu gömleği Galatasaraylı, özendiği bir abisi hediye etmişti Kâmurana.
Tuvalette pantolonunu çıkarıp yerine yaz için geçen ay aldığı mavi renkte, imitasyon Donna Karan marka pantolonunu giymiş, lavaboya başını eğip beş numara saçlarını sıvı el sabunuyla yıkadıktan sonra, aşağıdan aldığı el beziyle kafasını kurulamış, sıvı el sabununu tuvalet kağıdına sıkıp koltuk altlarını temizledikten sonra gömleğini giymiş, artık gece dışarı çıkmak için hazırdı.
Kapının önüne çıktığında imitasyon saatini koluna takıp vücudunda esen tiril tiril rüzgâra şöyle bir baktı.
Yola doğru yürüyüp her zamanki gibi bir araba kıstırarak gideceği bara yakın bir yerde inmişti.
Hızlı hızlı yürürken müzik sesi duyulmaya başlamıştı. Kırmızı biber ismindeki bu sezon yeni açılmış bara geldi.
Bar ünlü bir komedyene aitti. Ünlü komedyenin ortak olduğu söylentisi, barı kısa zamanda cazibeli bir doluluğa kavuşturmuş, birbirinden nadide elbiseli, çiçekli, ferah kokulara bürünmüş kadınlarla, onları tavlamaya gelen erkeklerin ara mekânı olmuştu.
Barın çevresi ortalama bir insanın beline gelecek kadar acı biber renginde duvarlarla çevrili, görkemli muz ağaçlarına renkli ışıklar çevrili, bistro veya uzun masalarla donatılmıştı.
Vale arkadaşıydı. Girmeden önce onlarla sohbet etmek zorundaydı. Onu çok gale almazlardı ama onların sayesinde içeri girebiliyordu.
İçeride hafif kokteyller içiliyordu. Kâmuran cep telefonunu içeri girmeden sessize aldı. Kâmuran’ın telefonu eski bir modeldi. Utanırdı.
İçeride tanıdık birilerini bulmak için gezdi. Bulmuştu da. Masada bazıları bu nereden çıktı gibi bakıyordu. Bir sonraki bara gitmek için onlara ihtiyacı vardı. Masadaki şişeden ona da uzattılar. Fakat gözü doymuş bir tok numarası yapmak zorundaydı. Kabul etmedi.
Gözüne kestirdiklerine kendini göstermek için bir tur daha attı barın içinde. Bir sonraki barda denk gelirlerse yüzünü hatırlatmak istiyordu.
Masadaki kadınları eğlendirmek için kibrit çöpü numarasını yaptı. Beş kibrit çöpünü birbiri ardına tek hamleyle dizen bir numaraydı. Salakçaydı fakat eğlenceliydi. Alkol kana yeni karışıyordu. Masadaki kadınları eğlendirince yan masadaki kadınların da dikkatini çekebileceğini biliyordu.
Saat on ikiyi vurduğunda diğer bara gitmek için kalktılar.
Böcek isminde canlı müzik barına geçtiler, içeri onların sayesinde girebilecekti. Arabadan inerken izin almadan torpidoyu açıp parfümü üzerine boşalttı. İçeriye girdiklerinde onlardan ayrılmıştı.
Tuvalete giderken etrafa iyice bir bakmıştı. Gece boyunca bir kaç tur attı. Sahne alan bir kadın bir erkek programa başlayınca merdivenlerle yükselerek çıkan bara ulaştığın, sahneyi yukarıdan iyi gören, yakın bir yere geçti.
Söyleyecekleri şarkılardan, sözlere, müşterilere yaptıkları sataşmalardan, espirilere kadar ezbere biliyordu Kâmuran.
Barın kenarında viski içen adamın yanına yanaştı Kâmuran, adamı kolladı, adam diğer tarafa baktığı an, henüz bir yudum alınmış viski kadehini kaptığı gibi oradan uzaklaşmıştı. Kâmuran çoğunlukla bütün geceyi kalabalıkta başkalarının içki kadehlerini çalarak geçirirdi. Ona göre çalmak değildi.
Barın önünde yan yana duran iki kadından birisi dikkatini çekmişti. Kırmızı biber isimli barda da göz göze geldiği bir çok kadından birisiydi. Tam önlerine, bir alt basamaklarına geçerek cebinden eski model telefonunu çıkarıp ekrana sürekli kendi numarasını yazıp siliyordu. Bu ucuz numarayla kendi numarasını vererek aynı gece çok kadınla buluşmuş, eğlenceye devam etmiş, geceyi onlarla noktaladığı olmuştu.
Bu sefer numara tutmadı. Kadın ona salağa bakar gibi bakıyordu. Kapı önüne çıktı.
Barın kapısının önünde Civan Ali ile denk geldi. Civan Ali jet sosyetedeki orta yaşlı erkeklere kadın satarak komisyon alırdı. Pezevenk değildi. Bulduğu kadınlar analı kızlı bile olurdu. Bulduğu kadınlar daha çok hem para kazanmak isteyen hem de zengin erkeklerle gezmek isteyen kadınlardı.
Pezevenk değildi çünkü tek işi bu değildi. Çok ilginçtir ki, kadın ayarladığı jet sosyetenin orta yaşlı erkekleri kızlarını, yeğenlerini gece dışarı çıkarsın diye ona emanet ederlerdi.
Birinin kızını dışarı çıkardığında sana şu Mehmet’i ayarlayayım diye kızdan beş yüz dolar ister, sonra Mehmet’e giderek dışarı çıkardığım kızı sana ayarlayayım diyerek Mehmet’ten de bin dolar alıp yolunu bulurdu. Küçük bir şeytandı. En zengin kim varsa, onların araba plakalarını ezbere bilirdi. Kapının önüne araba sahibi çıkar çıkmaz valelere bütün dünyanın duyabileceği şekilde 34 AN 480, Alper Abimin arabasını getirin diye bağırır. Kendinden yirmi yaş küçük Alper abisinden yüz dolar bahşişi koparırdı.
Civan Ali Kâmurana sarılarak her zamanki gibi yaptığı numaraları anlatmaya başlamıştı ki, tam o sırada barın önünde kavga çıktı. Kâmuran’da Civan Ali’de kavgalara karışmazdı. Yirmi dakika sonra kavga edenlerden birisinin kız arkadaşının bileğine yanlışlıkla yan masadaki birisinin sigarası değerek yaktığı için çıktığı ortaya çıktı.
Tam içeri girecek iken Kâmuran ikizlere denk geldi. İkiz kardeşlerin ikisinin de tek ayağı yoktu. Koltuk değnekleriyle o günün gazetesini bar önünde satarlar, sadece Civan Ali değil, onlarda kalantorlara ait ezberledikleri araba plakalarını avazları çıktıkları kadar abimin arabasını getirin diye bağırır, gazeteyi uzatır yüz doları kapar, o gazeteler zaten hiç okunmazdı. İkizler Civan Ali’den hâz etmez, Civan Ali’de ikizleri sevmezdi.
Kâmuran o gece böcek barın sahibi Metin ile muhabbeti kurarak, Metin ve eşiyle sabah altıya kadar açık olan İçeri isimli bara gitmişlerdi.
Yüz metrekare, tamamen beyaz, sadece seçkinlerin, jet sosyetenin sabah altıya kadar eğlendiği, DJ’in çaldığı müziğe perküsyonun eşlik ettiği bir bardı. Başka bir ligdi. İçeride şişe açılmazdı. Şişe içilir fakat şişeyi göstermek ayıplanacak şeydi. Kadeh çıplak elle tutulmazdı. Yarıya katlanmış bir peçeteyle tutulur. Öteki türlüsü ayıptı.
Şapkalı erkeler, yanında uzak doğulu kadınlarla gezen yaşlı bir kaç erkek, defileye çıkar gibi yaz elbiseleriyle kadınlar vardı. İçeride olduğunu saklamak isteyen iki futbolcu vardı. Ortamdaki en görgüsüz ikili onlardı.
İçeride bilindik bir mafya babası da vardı. Daha yirmi sekiz yaşındaydı mafya babası. O çevredeki bütün barların haracını o yerdi. Yanında krem takım elbisesi içine mavi gömlek giymiş, saçları üç numaraya vurulu, ülkücü iki koruması vardı. Bulaşılacak insanlar değildiler. Husumeti olan insanların sırtına sıcak ütü bastıkları söylenirdi. İçtiği alkolün etkisi geçsin diye bir sürahi taze sıkılmış portakal suyu koydurmuştu mafya babası masasına, nasıl olsa çok içip ayılmak için sabah altıya kadar daha çok vakit vardı.
Kâmuranın numarasını önünde defalarca yazıp, silip, görünce kaydedeceğini düşündüğü sarışın kadın da oradaydı. O yazın favorisi beyaz pantolon giymişti.
Daha önce ona aptal birisine bakar gibi bakan sarışın kadın, onu Böcek barın sahibi Metin ile görünce Kâmurana biraz daha ilgili bakmaya başlamıştı. Kâmuran yanaşınca biraz dans edip yakınlaşmışlar, kadın Kâmurana daha yakın olmamız için onu öperken ağzındaki hapı dudaklarıyla alıp yutması gerektiğini söylemiş, Kâmuran kadından uzak durmayı seçmişti. Bal gibi bir torbacıya denk gelmişti.
Kamuran o günün sabahında yine öğlen on iki de kalkıp dolmuşla Sıcak isimli Beach Club’a gitti. Gece hayatı gündüz oraya giderdi.
Gündüz üç gibi içmeye başlamış, akşam üstü beş olana kadar orada vakit geçirmişti. İş yerinde kendisine aşık ettiği Burcu onun yerine her gün iki saat fazla çalışıyordu.
Yine akşam on oldu ve yine arka ofiste uyuya kaldığı masada uyanarak, gece dışarı çıkmak için hazırlanmaya başlamıştı.