Yazar: Chrystalla Hadjidemetriou
ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)
Kaynak: KIBRIS’IN MUNSON YAGMURLARI
Görsel ve Çeviri: Penna
Sel suları altında kalan Paralimni sokaklarının su sporlarına sahne olması ve belediye başkanının insanların yağışlarla dolan ve kuşlara ev sahipliği yapan göldeki flamingoları izlemeleri için yaptığı çağrı, dikkatimizi daha hoş manzaralara çevirmemizi sağladı. Ancak tabii ki felaketin boyutunu hafifletmedi. Sorulması gereken soru şu: Bu boyutta bir felaket yağan yağmurun miktarıyla açıklanabilir mi? Aşırı iklim olayları ve iklim değişikliği iyi bir mazeret ortaya koyuyor. Ancak son birkaç gündür yağan yağmur aşırı bir iklim olayı mı yoksa bir kış fırtınası mı? Bu günlerde yaşanan durum aşırıysa (6 saatte 150-200 mm yağmur), rakamlar başka ülkelerde görülen seviyeye gelir veya geçerse durum ne olacak? (ETEK’in [Kıbrıs Bilim ve Teknik Odası] verdiği bir örnek İtalya’da iki yıl önce 6 saatte yağan 500mm yağmurdur.)
İklim krizi bir gerçek. Ancak, bu krizin sonuçlarının ne tam olarak ne de büyük ölçüde nereye varabileceğini henüz görmedik. Bu krizi biz yarattık ve etkileri de eylemlerimizle daha da acı verici bir hale geldi ki bunları düzeltmeye çoktan başlamış olmamız gerekiyordu. Ancak bunun yerine, özellikle bir seçim dönemindeysek, bir sonraki fırtınada, birçok kişiyle birlikte yine etkilenecek bu insanları tazmin etmek için hemen harekete geçiyoruz.
Üç yıl önce, (zamanın milletvekillerinden) [Nicos] Nouris dere yatakları gibi doğal alanlara inşaat yapılmasına izin verilmesini önerdiğinde, bu köşedeki yazımda söylemiştim: “Hepsini doldurun, sadece bizi kandırmayın. Yarın bazılarının evlerini su bastığında sebebinin ne olduğunu bilmiyormuşunuz gibi yapmayın. Tıpkı, Pissuri’deki [Pissouri] toprağın açılıp evleri neden yuttuğunu bilmediğiniz ve hala araştırdığınız gibi. Tıpkı erozyonun neden sahil şeridini alıp gittiğini bilmediğiniz gibi. Belki bir noktada, oraya yapılan villaları da alıp götürür.”
Yarın kapımıza gelip çattı. Yayınlanan haritalar bütün bu felaketin sebebinin hiçbir şeyi dikkate almadan yapılan kontrolsüz gelişimler olduğunu ortaya koyarken şu anda bakan olan Nouris, desteğini belirtmek için hemen bölgeye koştu. Su unutmaz. Jeoloji öyle bir şeydir ki suyun yönü hiç bir zaman değişmez, rahatça akmasına ve çekilmesine engel olan her şeyi alıp götürür. Ödenen tazminat da bir sonraki fırtınaya kadar durumun idare edilmesini sağlayan bir ağrı kesiciden başka bir şey olmaz.