Hain nedir?
Hain kimdir?
Kimler, neden hainlik ile linç edilir?
Her nerede olursanız olun, bulunduğunuz yerde birilerine ya da bizzat size hainlik yaftası sürülüyor ise kendinize dikkat edin.
Kendi ailesinden habersiz, çıkarı uğruna ailesini kullanan kişi haindir. “Bu kendi ülkesi için de geçerlidir.”
Ailesini, ya da ülkesini menfaat uğruna tehlikeye atan kişiye hain denir.
Ancak kendi ülkesini veya kendi ailesini menfaati uğruna kullanan kişi, kişiler ya da ülkeyi kendi menfaatleri doğrultusunda kullanan hainleri deşifre etmek isteyen kişiler, aydınlar, gazeteciler veya sivil toplum kuruluşları bu hain yavşaklar tarafındarın, kendi pisliklerini kapatma çabası nedeni ile hain ilan edilir. Ellerindeki bütün imkanları kullanarak topluma linç edilmek istenir.
Bunun örnekleri gerek Türkiye’de, gerek ise Kıbrıs’ın kuzeyinde sıkça görülmüştür.
İsterseniz Sevgili Ahmet Kaya’yı andığımız bu günlerde Ahmet ile başlayalım bu “Hainliğe.”
“Hürriyet Gazetesi’nin manşeti sonrası yaşanan süreçte savcılık Ahmet Kaya’yı yalnızca ifade vermeye çağırmıştı.
Kaya, ülkede kaseti en çok satan sanatçı olmasına rağmen diğer sanatçılar gibi bir koruma ordusuyla dolaşmıyordu, hatta evinde bile güvenlik yoktu.
Sevdiklerinin ısrarlı talepleri karşısında gözlerden uzaklaşmaya karar vermişti, çünkü ülke henüz 90’lar travmasından çıkabilmiş değildi.
Ailesi ve dostları, Kaya’nın serseri bir kurşunun hedefi olmasından çekiniyordu.
Nitekim Kaya’nın orada bulunmadığı bir sırada stüdyosunun kurşunlanması bu endişeleri haklı çıkarmıştı.
Yine de Ahmet Kaya bu vaziyeti daha fazla sürdüremedi.
Dostları ve eşi Gülten Kaya ile konuştu, bu işin sonunda hapishane de olsa mahkemeye çıkmak istediği konusunda onları ikna etti.
Artık yüzleşme vakti gelmişti, bu yüzleşme bir gece “Sabah 04.00’te yağmurlarda” ayrıldığı ülkesinden Paris’te bir sürgün olarak bitecekti.
Ve öyle de bitti!
Kıbrıs’ın kuzeyinde Kutlu Adalı’ya hain yaftası vuruldu.
Ve en nihayetinde Türkiye’nin çakalları kiralanarak katledildi!
Özker Özgür’e hain yaftası vuruldu. Kendi partisi tarafından ihraç edilme noktasına getirildi.
Arif Hasan Tahsin’e hain denildi, peşine kiralık kattiller takıldı.
Afrika Gazetesi emekçileri önce ajanlık ile suçlandı. Çünkü ajanlık, hainliğin en üst mertebesi idi. Bu şekilde o emekçileri yavru kurtlara kolayca yem yapacaklardı.
Ama olmadı.
Çünkü ülkesini, ailesini, arkadaşlarını kendi menfaati için satanlar, kendi ülkesini, ailesini, yoldaşlarını canı pahasına sevdiğinin bilincini yaşayamıyordu.
Kıbrıs’ın kuzeyinde yayımlanan bir sayfada, tüm yurtseverlerin resimlerini gördüm bir gün.
Detaylı baktığımda benim de resmimin aralarında olduğunu gördüm. Bu gerçekten benim için bir onur idi. “Demek ki Kıbrıs’ın hainleri, beni de kendileri gibi hain görmüşler.”
Çünkü onlar linç edildi ve edilmeye devam ediliyor. Ben ise halen sürgünler yaşamaya devam ediyorum.
Bu hainlik madalyası, tarih boyunca ülkesini parsel parsel satan, yol arkadaşlarını menfaati uğruna safdışı bırakan yavşakların boynuna takılmıştır.
Hainlik ile suçlanan, infaz edilen, katledilen nice yurtseverler ise tarihin altın sayfalarında, gelecek nesillere hediye olarak bırakılmıştır.
Türkiye halkları ve Kıbrıs’ın kuzeyindeki yurtseverler “Hain’in, yavşağın, çakalın kimler olduğunu iyi bilmekte ve çok da iyi tanımaktadır.”
Bu hain yavşaklar tarafından infaz edilen, katledilen ve sürgüne mahkum edilen tüm yurtseverlerin anıları önünde saygı ile eğiliyorum.