Kanarya Adaları’nda, özellikle Tenerife’de kitlesel turizmin olumsuz etkilerine karşı büyük protestolar gerçekleşiyor. 11 Nisan’dan bu yana, “Canarias Se Agota” adlı grup öncülüğünde on bir çevreci aktivist, adadaki kıyı bölgelerinde yapılması planlanan lüks otel ve konut projelerine karşı açlık grevine başladı.
Adalılar, özellikle Tenerife’de, doğal plajlarda ve Adeje Limanı‘nda lüks turistik konaklama tesisleri için yapılması planlanan inşaatların durdurulmasını talep ediyor. Tenerife’de Tejita‘nın vahşi plajında yeni bir otel ve Adeje Limanı’nda 420 lüks turist lojmanının yapımına başlanması planlanıyor. 2023 yılında adalar, bir önceki yıla göre yüzde 13 artışla yaklaşık 14 milyon turist ağırladığı belirtiliyor.
20 Nisan’da Kanarya Adaları’ndaki ana şehirlerde, turizm modelinin çevresel ve sosyal zararlarına dikkat çekmek için on binlerce kişi gösteri düzenledi. Protestocular, “İnsanlar burada yaşıyor” ve “Adamızın ölmesini istemiyoruz” yazılı pankartlar taşıyarak, turizmin kontrolsüz bir şekilde artışının, yerel halkın yaşam koşullarını zorlaştırdığını ve adaların doğal kaynaklarını tükettiğini vurguladı.
Protestolar, Madrid ve Barselona‘da da destek gösterileriyle karşılık buldu. Eylemciler, kısa süreli tatil kiralamaları ve yeni otel inşaatlarının sınırlanmasını, böylece yerel halkın barınma maliyetlerinin artmasının önüne geçilmesini talep ediyor.
Reporterre’nin aktardığına göre doğa savunucuları ve yerel sakinler, Kanarya Adaları’nda turizmin giderek kontrolsüz bir şekilde büyümesinin adaların sürdürülebilirliğini ve halkın yaşam kalitesini tehdit ettiği konusunda endişe duyuyor. Bu bağlamda, bölgede turizmin negatif etkilerini azaltmak ve yönetmek amacıyla çeşitli düzenlemeler öneriliyor. Bunlar arasında bir “turist moratoryumu” öne çıkıyor; bu moratoryum, özellikle yeni turist tesisleri ve hizmetlerinin inşaatını geçici olarak durdurmayı veya sınırlamayı içerebilecek.
Ayrıca, turizm gelirlerinin adil bir şekilde dağıtılmasını sağlamak ve çevreye olan zararları minimize etmek için çevresel bir vergi uygulaması da gündeme getiriliyor. Bu tür düzenlemelerle, adaların doğal güzelliklerinin korunması ve yerel halkın yaşam standartlarının sürdürülebilir bir şekilde iyileştirilmesi hedefleniyor.