Bugün geçişlerle ilgili yaşadığım sorunu yazarken Sağlık görevlisinin adını vermeyim dedim ama özelden ulaşan arkadaşların söyledikleri benzer olunca elbette günün sonunda kim olduğunun açıklanması zorunlu oldu belli ki sürekli benzer davranışları başka insanlara da göstermektedir:
1- Öncelikle her kamu görevlisi bir işlem yapıyor, kişisel değil, kamusal bir işlem yapıyor. Örneğin bugünkü konu Anayasal hak olan seyahat özgürlüğünün engelenmesini içeriyor, haklıdır ya da değil, usule uygun veya değil, ama belki ben bunun usulsüz olduğunu düşünüp dava açacam, hakim bana dediğinde kim engelledi, Öykü Hulusiağa’nın dediği “gidip kimi ararsanız arayın, burda kim olduğunu bilinir” üzerinden ‘sorun bakanlığı bakalım kim oradaydı’ diyeceğiz da dava dosyalayalım? Neden polisler, sivil hizmet görevleri isimlik takar? Neden yurtdışında herhangi bir özel şirkete bile gittiğinizde herkes boynunda veya yakasında isimlik vardır? Birinden hizmet alın, hizmeti, işlemi şikayet edecen, kiminle muhatap olduğunu bilmen gerekir, sorduğumuzda cevap ‘söylemek zorunda değilim’ bir daha söylüyorum bu bir cevap değildir, bunu kamu görevlilerinin bilmesi gerekir, kamu hizmetlerinin iyileştirilmesi için İyi İdare Yasası çıkaranlar, işlem yapan kamu görevlisine yaptığı işlemin sorumluluğu olanacağının bilgisi vermemiş, ismini vermeme hakkı olduğunu düşünebiliyor! Tüm olay olup gerginlik çıktıktan sonra çirkin bir şekilde isim söyleyip, soyadını hecelediğinde bu sorun çözülmüş olmuyor, araçlarda bile hatalıysam şu numarayı ara denebiliyorsa, Kamu görevlisinin de hatalıysa şikayet edilebilmesi için isminin öğrenilebilmesi zorunludur…
2- Son bir yıldır geçişler konusunda onlarca macera yaşandı, seçilmiş belediye meclisi üyesiyim, toplantılara katılıp, dökümanları imzalamak gerek, sorunun çözülmesi için Belediye müdür defalarca Sağlık bakanlığı yetkilileri ile görüştü, tüm bu görüşmelerden sonra ortaya bir döküman çıktı ve bu döküman ile defalarca geçiş yapıp toplantılara gittim, Sağlık çalışanı Öykü hanım beni yalancılıkla suçlayacak şekilde ‘bu bir defalık asla başka geçemezsiniz’ demesi zaten benim sinirlerimi ilk oynatan konu idi, bunu söylediği için kiminle muhatap olduğumu sordum, çünkü belli ki bir sonraki toplantı için geçeceğimde gene sorun çıkacak, gene sıralı bir sürü insan biri sürü insanı arayacak çünkü Öykü hanıma belge beğendirilememiş olunacak… Yani kamu görevlisinin keyfi işi yaptığını gösterecek yeter şart alanda var, bana atarlanıp laf yetiştirmek yerine elinde belgeye bakıp ordaki görevliden benim giriş çıkışlarımı sorsa defalarca geçtiğimi görecek, yani sorunun kendisinin keyfi yorumu olduğu belli ama ne de olsa oranın patronu o, istediğini geçirir, istediği geçirmez. Kamu idaresinde keyfilik en büyük sorundur, bugünkü tavırda açıkça bunun izleri vardı.
3- Resmi gazeteyi sanırım birçok kamu görevlisinden daha yakından takip ederim, elbette alınan kararları da takip ederim, ama ayni zamanda bakanlığın insancıl konularda kimi zaman esneklik gösterdiğini, istisnai uygulamalar yaptığını de biliyoruz, bunun yanında duyurusunu yapmadıkları uygun bulduklarının kulaklarına fısıldadıkları günlük geçiş formunun da farkındayız, bu nedenle cevabın ne olacağını bilerek direkt ziyaret sebebini söyledim, bir iletişim kanalı açmaktı ve özel durumu iletebilmek, imtiyaz değil istisnai işlem talep etmekti niyetim ama Öykü hanımın cevabı ‘senin gibi her gün onlarcası gelir çığlı atma’ oldu, evet olabilir, her gün yüzlerce ve hatta binlerce gelebilir ama madem sağlık çalışanısınız Öykü Hanım, her olayın ve olgunun kişisel ele alınmasının, iletişimin korunmasının ve yeterli cevapların muhatabına verilmesinin önemli olduğunu bilmelisiniz… Elbette Temel Sağlık Hizmetleri Dairesi Müdürü sayın Çiğdem Çağa’yı aradım, çünkü ordaki sağlık çalışanı ile iletişim kurma ve yeterli bilgiye ulaşmam mümkün olmadı ama belli ki o da tercihini iletişim kurma yönünde değil, sorunu polisiye tedbirlerle, sivil hizmet personeline kararı iletmesi için söylemekte buldu… Diyecek çok bir şey yok. Ercan’ın yol geçen hanı olduğu, her gün bir YDP’linin karantina koşullarını delip Türkiye’den gelip Ercan’dan giriş yaptığı, karantinada olması gereken birinin gidip YDP kongresinde oy kullandığı koşullarda Çiğdem Çağa hanımın gücü de bize işliyor, ülkenin halini iyi anlat bir olay oldu…
–
Tüm bunları neden yazdım? İlk yazıyı yazdıktan sonraki sürü zarfında bu anlattıklarımın benzerini Öykü Hanım ile yaşayanların bilgisi, direk yaşayanlar ve/veya dolaylı özelden paylaşıldı, paylaşılmakta, yani bugün yaşanan ilk değildi bu nedenle bu olayların kamuoyu önünde de paylaşılması belli ki şart oldu…