Bugün Sabahattin Ali’nin doğum günüydü.
25 Şubat 1907’de doğmuştu Sabahattin Ali.
Deprem sonrası Hatay’da 205 bebek dünyaya geldi.
Deprem’de Bin 362 bebeğin öksüz ve yetim kaldığı belirtilmiş, aralarından 369 bebek yakınlarına teslim edilmişti.
291 bebeğin ise henüz kimliklerinin tespit edilemediği açıklanmıştı.
35 öğrenci çocuğumuz ve öğretmenimiz yüzbinlerce insanla birlikte yaşamını yitirmişti.
Çoğu insanın ölü bedeni enkaz sebebiyle oluşan moloz yığınlarının arasından çıkarılmayacak bile.
Halen daha çadıra ulaşamayan insanlar var.
Sabahattin Ali bu dünyanın acılarına nasıl dayanılacağını iyi anlatan bir şair ve yazardı.
İnsan çaresini bazen başka acıların, başka başka dertlerin içinde söylenen sözlerde bulurmuş, o sözleri acılarına eşdeğer bulur, bazen de o sözlere dönüşmek istermiş.
Sabahattin Ali İçimizdeki Şeytan romanında okuyucularına Ömer ve Nihat karakteri üzerinden şöyle seslenmişti; “İnsan dünyaya sadece yemek, içmek, koynuna birini alıp yatmak için gelmiş olamazdı! Daha büyük ve insanca bir sebep lazımdı.”
İnsan yaşadığı bu acılara belki bir nebze de olsa edebiyatla katlanabilir.
Sizler için Sabahattin Ali’nin şiirlerinden belirli kısımları derledik.
“Geçmiyor Günler
burda çiçekler açmıyor
kuşlar süzülüp uçmuyor
yıldızlar ışık saçmıyor
geçmiyor günler geçmiyor.”
“İstek
Yanıyor beynimin kanı,
Bilmem nerelere gitsem?
İçime sığmayan canı
Hangi rüzgara eş etsem?”
“Kara Yazı
geçmedi yare sözümüz
yollarda kaldı gözümüz
yere sürüldü yüzümüz
böyleymiş karayazımız.”
“Bir Doğum Günü İçin
Göklerin yüzü güldü mü
Dünyaya geldiğin zaman?
Azgın sular duruldu mu
Dünyaya geldiğin zaman?”
“Melankoli
Beni en güzel günümde
Sebepsiz bir keder alır.
Bütün ömrümün beynimde
Acı bir tortusu kalır.”
“Öyle Günler Gördüm Ki
Öyle günler gördüm ki, aydın gökler kararıp
Bahtım bir bulut gibi üstüme çöker oldu,
Her gözümü yumunca tanıdık yüzler görüp,
Hayaller alev alev beynimi yakar oldu.
Ümitsizlik, gariplik dört tarafımı sarıp
Yüzüm sırıtsa bile, içim yaş döker oldu.”
“Ruhumun Dalgaları
Ruhumun dalgaları, koşup kabarmayınız.
Her damlanız tutuşan göğsüme birer bıçak.
Kalbim bir kayadır ki, nerdeyse yıkılacak,
Hayalden köpüklerle kalbimi sarmayınız.”