İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindeki heyeti taşıyan helikopter, Azerbaycan dönüşü kaza yaptı. İran devlet televizyonu bu sabah Reisi’nin cesedine ulaşıldığını açıkladı.
Kazayla ilgili uluslararası basında yansıyan analizlerin ortak noktası, halihazırda bölgesel bir krizin merkezinde bulunan ülkedeki gerginliğin daha da artacağı yönünde.
Dini lider Ali Hamaney’in halefi olarak görülen Reisi’nin ölümüne dair analizlerde, Batı’dan uzaklaşan ve Çin’le yakın ilişkiler kuran ülkenin nükleer anlaşmayla ilgili bundan sonra ne gibi bir politika izleyeceğine dair tahminler de yer aldı.
Amanpour: Nükleer görüşmeleri başlamıştı
CNN’den Christiane Amanpour olayla ilgili analizinde İran Cumhurbaşkanının ölümünün, “hem İran hem de bölge için en istikrarsız dönemde gerçekleştiğini” söyledi.
Amanpour’un konuyla ilgili değerlendirmesi şöyle:
“İsrail ile İran arasında süregelen ‘gölge savaş’ son birkaç haftadır görünür oldu. Tahmin edersiniz ki ABD için, Batı için en önemli konulardan biri İran’ın nükleer çalışmaları. Geçen haftadan beri anlıyoruz ki, Uluslararası Atom Ajansı (IAEA) ve ABD, İran’la bu konuda yeniden görüşmelere başlamıştı. Şu anda bölgedeki istikrarsızlık göz önüne alındığında ABD’nin, İran’la sorunları çözmeye çalıştığı biliniyor. Reisi, 85 yaşındaki Dini Lider Ayetullah Ali Hamaney’in halefi olarak görülüyordu.”
“Şiddetli bir iktidar mücadelesine yol açacak”
The Atlantic’ten Arash Azizi “Reisi’nin ölümü kime yarar sağlayacak?” diye sordu.
Azizi, İran Cumhurbaşkanının ölümünün, ülkede “şiddetli bir iktidar mücadelesine yol açacağını” belirtti:
“İran, başkanlarının ‘kazada’ öldüğü bir ülke değil. Ama aynı zamanda uluslararası alanda izole edilmiş İslam Cumhuriyeti’ndeki altyapının üzücü durumu nedeniyle uçakların düştüğü bir ülke. Daha önceki yıllarda da benzer kazalarda en az iki bakan ve iki önde gelen askeri komutan hayatını kaybetmişti. Olay, pekala kaza da olabilir. Ancak kaçınılmaz olarak kazayla ilgili şüpheler dile getiriliyor.
Reisi, Hamaney’in halefi olarak birinci sıradaki adaydı. İran anayasasına göre yalnızca ciddi siyasi deneyime sahip bir din insanı devlet başkanı olabiliyor. Şimdiye kadar bu tanımlamaya uyan pek çok din insanı öldü ya da siyasi olarak Hamaney ile ters düştü.
Reisi’nin ölümü İslam Cumhuriyeti içindeki hizipler arasındaki güç dengesini değiştirecek. Pek çok kişi İran’da şiddetli bir güç mücadelesi olacağını tahmin ediyordu, ancak çoğu kişi bunun Hamaney’in ölümünün ardından geleceğini bekliyordu. Şimdi muhtemelen en azından çeşitli grupların güçlerini sergileyeceği bir prova izleyeceğiz.
Çoğu İranlı, İslam Cumhuriyeti’nin herhangi bir fraksiyonu tarafından temsil edildiğini hissetmiyor ve bazıları, geçmişte rejimi defalarca kuşatmış olan sokak protestolarını yeniden alevlendirmek için bir siyasi kriz anını kullanabilir. İran halkı, ülkedeki güç mücadelesini pasif bir şekilde izlemeyebilir.”
“Hamaney’in yerine geçmesi bekleniyordu”
Economist de Reisi’nin ölümünün, ülkedeki iktidar mücadelesini tetikleyeceğini yazdı:
“Reisi üç yıl önce hileli bir seçimle cumhurbaşkanlığını kazandığında, bazı İranlılar bunun daha büyük bir makam için atılan bir adım olduğunu dile getirdi. Dini lider Hamaney’in pek fazla ömrü kalmadı ve Reisi’nin gelecekteki dini lider olacağı düşünülüyordu. Ancak cumhurbaşkanlığını kazanmak tahmin edilenin tersine onun hayatına mal oldu.”
“Reisi yönetimindeki İran, Çin’le yakınlaştı”
The Conversation’dan Eric Lob, Reisi’nin ardından İran’da meydana gelebilecek değişiklikleri yazdı:
“Reisi’nin cumhurbaşkanlığı dönemindeki iç karışıklıklara, İran’ın bölgesel ve uluslararası rolündeki değişimler eşlik etti. Dini lider olarak Hamaney dış politikada son söze sahip ancak Reisi, başta ABD ve İsrail olmak üzere hasımlarıyla çatışmalı bir siyaset izliyordu. Ve bu süreçte Tahran, Batı ile herhangi bir yakınlaşma fikrinden daha da uzaklaştı. Aksine ülkesinin Çin’le ilişkilerini artırdı.
ABD yaptırımlarıyla karşı karşıya kalan Reisi yönetimindeki İran, nükleer anlaşmayı yeniden canlandırmak konusunda isteksiz davrandı. Bunun yerine, uranyum zenginleştirmesini artırdı, uluslararası denetçileri engelledi ve nükleer eşik devleti haline geldi. Reisi’nin ölümünün yol açacağı karmaşa, ülkenin, yeni müttefiklerle daha güçlü bağlar kurmasına ve geleneksel düşmanlarına karşı çatışmayı sürdürmesi anlamına gelebilir.”
“Bir ay önce İsrail’e hava saldırısı düzenledi”
Foreign Policy’nin Pentagon ve ulusal güvenlik muhabiri Jack Detsch, Reisi’nin ölümünün, zaten bölgesel çalkantının içinde olan ülkeyi belirsizliğe sürüklediğini yazdı:
“Reisi’nin ölümü, İran’ın son dönemde izlediği ve Ortadoğu’yu bölgesel bir savaşın eşiğine getiren katı politikaya son noktayı koyabilir. Reisi hem ülke içinde çok daha muhafazakar bir politika izledi hem de İran’ı bölgede ABD’nin açık düşmanı haline getirdi. (Seçimde alt ettiği rakibi Ruhani, vekalet savaşlarını sürdürmek yerine nükleer program konusunda Batı’yla uzlaşma arayışındaydı.)
Reisi ayrıca, Rusya’yı Ukrayna’ya karşı savaşında destekledi, 7 Ekim 2023’te başlayan savaşta da İsrail karşısındaki Hamas’ı desteklediği gibi. Ölümünden sadece bir ay önce İsrail’e büyük bir insansız hava aracı ve füze saldırısı düzenlendi.”