Yeni yapılan bir araştırma, Birleşik Krallık ve İrlanda‘da geçen sonbahar ve kış aylarında “bitmeyen” gibi görünen yağmurların, insan kaynaklı küresel ısınma nedeniyle 10 kat daha muhtemel olduğunu ve normalden yüzde 20 daha fazla yağmur yağdığını ortaya çıkardı.
Ekim ve mart ayları arasında bir düzineden fazla fırtına hızla arka arkaya bölgeyi kasıp kavurmuştu. Bu, neredeyse iki yüzyıllık kayıtlar içinde bu tür en yağışlı ikinci dönem oldu. Sağanak şiddetli sellere, en az 20 kişinin ölümüne, evlerde ve altyapıda ciddi hasara, elektrik kesintilerine, seyahat iptallerine ve ağır mahsul ve hayvan kaybına neden oldu.
Fırtınaların neden olduğu yağmur miktarının, iklim krizi olmasaydı 50 yılda bir meydana geleceğini belirten iklim uzmanları, son yıllarda ulaşılan 1,2 derecelik küresel ısınma nedeniyle artık her beş yılda bir bu tür felaket gibi durumların ortaya çıkacağını kaydediyor. Analiz, fosil yakıt yakmanın hızla durdurulmaması ve küresel sıcaklığın önümüzdeki on veya yirmi yılda 2°C’ye ulaşması halinde, bu tür şiddetli yağışlı havaların ortalama her üç yılda bir yaşanacağını gösteriyor.
Araştırmayı yapan World Weather Attribution uzmanları her iki ülkede yaşayanları korumaya yönelik çalışmaların hâlâ “çok eksik” olduğu ve en çok etkilenenlerin yoksul ve savunmasız insanlar olduğu konusunda uyardı.
Günümüzün “ısıtılmış” dünyasında yağışlı kışın ne kadar muhtemel ve ne kadar yoğun olduğu ile yüksek düzeyde karbon emisyonunun olmadığı bir dünyada ne kadar muhtemel olacağını karşılaştıran çalışmaya göre, daha sıcak hava daha fazla su buharı tutabilir ve dolayısıyla daha fazla yağmur üretebilir. Yüzlerce “bağlantı çalışması”, küresel ısınmanın halihazırda dünya çapında sıcak hava dalgaları, orman yangınları, kuraklıklar ve fırtınalar gibi aşırı hava koşullarını nasıl artırdığını gösteriyor.
Birleşik Krallık Met Ofisi‘nden iklim bilimci ve WWA ekibinin bir parçası olan Dr. Mark McCarthy, “Gelecekte daha fazla artış bekleyebiliriz; bu nedenle değişen iklime uyum sağlamak ve daha dayanıklı olmak bizim için çok önemli” diyor.
Çalışma kapsamında, her iki ülkeye de en fazla zarar verenler arasında olan Babet, Ciarán, Henk ve Isha fırtınaları incelendi. Enerji ve İklim İstihbarat Birimi tarafından yapılan ayrı bir analiz, yalnızca Birleşik Krallık’ta şiddetli yağmur nedeniyle ekilebilir mahsullerdeki kaybın, son on yıldaki ortalama üretimle karşılaştırıldığında çiftçilere yaklaşık 1,2 milyar £’a mal olacağını ortaya çıkardı. Sebze yetiştiricilerinin ise daha fazla kayıp yaşayacağı öngörülüyor.
Ev sigortası tazminat talepleri ise üçte bir oranında artarak 573 milyon £ değerinde rekor bir hasara ulaştığı. Ülkede her yedi kişiden birinin sigortası yok, birçoğu da sigortayı karşılayamadıklarını söylüyor.
İktidardaki Muhafazakar Parti‘nin geçen temmuzda yayımladığı en son iklim planı ise uzmanlar tarafından “çok zayıf” olarak görülüyor.
WWA’nın bu yılın başında yayımladığı rapora göre, insan kaynaklı iklim krizinin geçen kasımda yol açtığı Karadeniz bölgesini vuran Bettina Fırtınası‘nın, şiddetli yağmur ve kar yağışı olasılığını iki katına çıkardığı tespit edilmişti.
Fırtına Moldova, Bulgaristan, Romanya ve Ukrayna‘da aşırı kar yağışına, Kırım, doğu Ukrayna ve Türkiye’de ise şiddetli yağmurlara neden olmuştu.
Çalışmanın daha önce yayımlanan “hızlı analiz”inde de küresel ısınmanın, Yunanistan, Bulgaristan ve Türkiye‘de şiddetli yağış olasılığını 10 kata kadar, Libya‘da ise 50 kata kadar artırdığına; sel ovalarındaki yapılaşma, barajların bakımsızlığı ve diğer yerel faktörlerin aşırı hava koşullarını insani bir felakete dönüştürdüğüne dikkat çekilmişti.
Climate Center‘in yaptığı bir başka araştırmada da iklim değişikliğinin Avrupa’nın büyük bölümünde rekor kıran sıcaklık tahminini beş kat daha olası hale getirdiği belirtilmişti.
WWA’nın son raporlamasına göre, nisan ayında Asya‘da milyarlarca insanı etkileyen 40°C’nin üzerindeki aşırı sıcaklıklar, insan kaynaklı iklim değişikliği nedeniyle daha sıcak ve daha olası hale geldi. Çalışma; Asya’da yoksulluk içinde yaşayan insanlar ve Gazze‘de yerlerinden edilen 1,7 milyon Filistinlinin sıcak dalgalarına karşı en hassas ve savunmasız gruplar olduğuna vurgu yaptı.