Dünya’nın her iki kutbunda da aynı anda aşırı sıcaklıklar kaydediliyor. Antarktika‘nın bazı kısımları bu ay ortalamadan 40 derece ve Kuzey Kutbu bölgeleri de ortalamadan 30 derece daha sıcak olarak ölçüldü.
Antarktika’daki hava istasyonları, 18 Mart Cuma günü rekor sıcaklık kaydetti. Güney Kutbu’nda sonbahar gelirken, 3.234 metre yüksekliğindeki Dome Concordia istasyonu, ortalamadan yaklaşık 70 derece daha sıcak olan -12,2 santigrat derece; daha da yüksek Vostok istasyonu ise -17,7 santigrat derece kaydetti: Bu veriler tüm zamanların rekoru.
Yılın bu zamanında, normal koşullarda yazdan çıkan Antarktika’nın hızla soğuması ve Arktik’in ise günler uzadıkça kıştan yavaş yavaş çıkması beklenir. Her iki kutbun da aynı anda böyle bir ısınma göstermesi emsalsiz olarak değerlendiriliyor.
MeteoFrance kar bilimcisi Gaetan Heymes, sosyal medya paylaşımında, “18 Mart’ta Vostok’ta maksimum sıcaklık -17.7°C! Bir önceki rekoru neredeyse 15°C ile geride bıraktı. Bence bu, Haziran 2021’de Britanya Kolombiyası’nda merkezlenen yoğun sıcaklık dalgası kadar olağanüstü büyüklükte bir iklim olayıdır” açıklamasını yaptı.
ABD Ulusal Okyanus Atmosfer İdaresi hava durumu modellerine dayanan Maine Üniversitesi‘nin İklim Reanalyzer‘ına göre, Cuma günü Antarktika kıtasının tamamı 1979 ile 2000 arasındaki toplam sıcaklıkta yaklaşık 8,6 derece daha sıcaktı.
Colorado‘daki Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi‘nden buz bilimcisi Walt Meier, halihazırda sıcak bir ortalamanın üzerine 8 derecelik ısınmanın olağandışı olduğunu söyleyerek, “Tüm Amerika kıtasının normalden 8 derece daha sıcak olduğunu düşünün” dedi.
Aynı zamanda, cuma günü Kuzey Kutbu da bir bütün olarak 1979-2000 ortalamasından 6 derece (3,3 derece) daha sıcaktı.
Uzmanlar karşılaştırma yapmak için şu bilgileri sıraladı: Dünya bir bütün olarak 1979-2000 ortalamasının sadece 1,1 derece (0,6 santigrat derece) üzerinde ve küresel olarak 1979-2000 ortalaması, 20. yüzyıl ortalamasından yaklaşık yarım derece daha sıcak.
Zıt mevsimlere rağmen iki kutup da eriyor
Ulusal Kar ve Buz Veri Merkezi‘ndeki yetkililer, Kuzey Kutbu’nun ortalamadan 50 derece daha sıcak olduğu ve Kuzey Kutbu çevresindeki alanların erime noktasına yaklaştığını da kaydetti.
Walt Meier, durumun Mart ortası için gerçekten sıra dışı olduğunu söyledi. Meier, Associated Press‘e verdiği demeçte, “Zıt mevsimlerde Kuzey ve güneyin aynı anda eridiğini görüyoruz. Kesinlikle olağandışı bir olay.”
Wisconsin Üniversitesi meteorologu Matthew Lazzara, “Böyle bir şeyin olduğunu görmek iyiye işaret değil” dedi. Doğu Antarktika‘daki Dome C-ii‘deki sıcaklıkları izleyen Lazzara, cuma günü -10 santigrat derecelik sıcaklık kaydetti: Burada mevsim normali -43 santigrat derece.
Lazzara, “Bu, Mart ayında değil Ocak ayında görmeniz gereken bir sıcaklık. Ocak orada yaz mevsimi. Bu oldukça dramatik.” Meier, Pasifik‘ten güneye doğru sıcak ve nemli hava aktaran “büyük bir atmosferik dalga” olabileceğini, Kuzey Kutbu’nda Grönland kıyılarının kuzeyine Atlantik‘ten ılık hava dalgası geliyor olabileceğini belirtti.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, geçen yıl, iklim biliminin kapsamlı incelemesinin ilk bölümünde, halihazırda meydana gelen benzeri görülmemiş ısınma sinyalleri konusunda uyarmış, özellikle kutup erimesi gibi durumların, hızla geri döndürülemez hale gelebilecek bazı değişikliklere yol açtığı belirtilmişti. Geçen ay yayımlanan altıncı değerlendirme raporunda, iklim değişikliğinin halihazırda sadece 1,1 derece ısınmayla, dünyanın her bölgesinde yaygın bir bozulmaya neden olduğuna dikkat çekilmişti.
Konuyla ilgili yapılan açıklamada, Pennsylvania Eyalet Üniversitesi‘nden iklim bilimci Michael Mann, kaydedilen aşırı hava durumunun endişe verici ölçüde tahminleri aştığını belirtti: “Kuzey Kutbu ve Antarktika’nın ısınması endişe kaynağı ve aşırı hava olaylarının artması bunlara örnektir ve endişe nedenidir.”
Eski NASA baş bilimcisi ve otuz yılı aşkın bir süre önce hükümetleri küresel ısınma konusunda ilk uyaranlardan biri olan James Hansen de Guardian’a şunları söyledi:
“Ortalama deniz buzu kalınlığı düşüyor, bu yüzden büyük deniz buzu kaybı için ortam olgunlaştı. Azaltılmış deniz buzu örtüsünün etkisi, artan sera gazlarının neden olduğu Dünya’nın enerji dengesizliğini yükseltmektir. Sera gazları, giden ısı radyasyonunu azaltır, böylece gezegeni ısıtan net bir dengesizliğe neden olur.
Azaltılmış deniz buzu örtüsü, gezegensel enerji dengesizliğini artırır, çünkü karanlık bir okyanus, deniz buzundan daha az güneş ışığını yansıtır.”
Kutuplardaki ısınma tehlikeli seviyelere çıktı
Kutup bölgeleri, dünyanın geri kalanından iki ila üç kat daha hızlı ısınıyor ve iklim değişikliğine karşı en savunmasız bölgeler olarak kabul ediliyor. Eriyen buzul miktarındaki artış güneş ışınlarının yansıtılmasını önemli oranda azaltırken, buna bağlı olarak deniz ve toprak daha fazla ısınıyor ve bu döngü birbirini besleyerek küresel ısınma çok daha hızlanıyor.
Ulusal Kar ve Buz Merkezi, Kuzey Kutbu’ndaki buz kütlesini 15 Eylül’de 3,74 milyon kilometre kare olarak ölçmüştü. Bu miktar, bugüne kadar ölçülen en düşük 2. seviye.
“Nature Geoscience” dergisinde yayımlanan araştırmada, Dünyadaki buzul alanlarının önceden düşünülenden çok daha az buz içerdiği tespit edilmiş ve bilim insanları okyanuslarda erime ve deniz seviyelerini yükseltme potansiyeli olan yüzde 20 daha az buzul buzunun bulunduğunu tahmin etmişti.
Leeds ve Edinburgh üniversiteleriyle University College London’da görevli bilim insanlarının yaptığı araştırmaya göre de 1994 yılından bu güne dünya üzerinde toplam 28 trilyon ton buzul eridi. Bu miktar İngiltere’nin tüm yüzeyini 100 metre kalınlığında donmuş bir su tabakasıyla kaplayacak kadar bir buz anlamına geliyor.
Communications Earth & Environment dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre ise Grönland‘da 2019’da yaşanan yıllık buz kütlesi kaybı, 2012’de yaşanan bir önceki erime rekorunu yüzde 15 oranında geçerek kırdı.
ABD Havacılık ve Uzay Ajansı’nın (NASA) fotoğrafları da araştırmaları destekliyor. 1984 ve 2020 yıllarında çekilen Arktik deniz buzu görüntülerinde bölgede yer alan buzulların büyük çoğunluğunun 36 yılda eridiği görülüyor.