HDP için 31 Mart 2019 yerel seçimlerinin iki ana amacı var: 1-) AKP-MHP darbe rejimini geriletmek; 2-) Kayyumu kovmak!
Bu yanlış mı?
Kanaatime göre değil.
Türkiye 20 Temmuz 2016’dan bu yana bir darbe rejimi tarafından yönetiliyor.
Temel görev bu darbe rejimini geriletmek.
Bunu başarmak için de seçim stratejisini üç ayak üzerinden şekillendirdi:
1-) 2014 yerel seçimlerinde kazandığı yerlere kendi adayları ile katılmak;
2-) Seçim sonucunu etkileyeceği yerlerde ise AKP-MHP ittifakını geriletecek adayları desteklemek;
3-) Sol, muhalif ve Kürdistan’i parti ve guruplar ile ittifak!
Nitekim Dersim, Diyarbakır, Van, Mardin, Ağrı, Şırnak ve Akdeniz/Mersin Belediyesi dahil kayyum atanan bütün merkezlerde kendi adaylarını açıkladı.
İstanbul, Ankara, Adana, Mersin merkez, İzmir, Antep ve Urfa gibi merkezler de ise AKP-MHP ittifakına kaybettirecek aday etrafında buluşmak.
HDP Eşbaşkanı Sezai Temelli bu strateji için ‘bir ittifak değildir; yerelin demokratik dinamikleri etrafında buluştuk“ diyor.
Kimi sosyal medya kullanıcıları HDP’nin İstanbul, İzmir gibi büyükşehirlerde CHP’nin adayını destekleyecek olmasını ‘Kemalizme teslimiyet’ olarak ifade ederken AKP-MHP darbe rejiminin medyası ise ‘CHP’nin PKK’li adayları’ başlıklarıyla veriyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan CHP ve İyi Parti’yi HDP üzerinden vurmaya başladı! Amaç yerelde yapılan buluşmayı bertaraf etmek.
AKP, seçimlerdeki tek yenilgisini 7 Haziran 2015 milletvekili seçimlerinde aldı.
Onu da gerilim ve savaş üzerinden erken seçim ile 1 Kasım 2015’te bertaraf etti.
Gerilim ve savaş stratejisi başarılı olunca bilinen katliamlar ve darbe devreye girdi. Eğer gerilim ve savaş üzerinden 7 Haziran seçim sonuçlarını 1 Kasım’da bertaraf etmeseydi sonrasında bildiğimiz katliam ve darbe gerçekleşmezdi.
31 Mart 2019 yerel seçimleri darbe rejiminin gerilim ve savaş stratejisini başarısız kılmak için büyük bir fırsattır.
Yerelde hizmet ve yerelin kalkınması için proje götürmek tabi ki de önemli lakin bu yetmez!
Darbe rejimini geriletmek lazım.
Eğer bu darbe rejimi geriletilemez ise bilinen gerilim ve savaş siyaseti ile kayyumları yeniden devreye sokacaktır. Dolayısı ile HDP, AKP-MHP’ye İstanbul, Ankara, Adana, Adıyaman ve Antep gibi merkezlerde kaybettirmek istiyor.
Bu şekilde gittikçe kökleşen darbeyi zayıflatmak ve geriletmeyi amaçlıyor.
Adım adım hayata geçirilen bu seçim stratejisi öyle kendiliğinden ortaya çıkmamış; uzun süredir düşünülen, planlanan ve devreye sokulan bir strateji gibi.
Bu bakımdan şunu çok rahatlıkla söyleyebilirim: Bu merkezler de CHP, İyi Parti veya DSP adayları etrafında buluşmak bu partilerin ideolojik muhtevasından bağımsız darbe rejimini geriletecektir.
Darbeye karşı yerelde buluşmak bu bakımdan büyük önem taşıyor.
Strateji başarılı olur mu?
Sorunun yanıtı bu stratejiyi sahada uygulama yeteneği ile ilgilidir.