Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP), hakkında herhangi bir suçlama getirilmeden tutuklu tutulan Kıbrıslırum barış aktivisti Andreas Soutzis konusunun kamu vicdanını yaraladığını belirterek bazı basın organlarında yaftalanan ve hedef gösterilen Andreas Soutzis’in masumiyet karinesinin hiçe sayıldığına dikkat çekildi.
Açıklama şöyle:
İzinsiz el telsizi (‘walkie talkie’) bulundurmaktan 30 Ağustos tarihinde gözaltına alınmasının üzerinden 14 gün geçmesine rağmen hakkında herhangi bir suçlama getirilmeden gözaltında tutulmaya devam eden barış aktivisti Andreas Soudjis konusu kamu vicdanını yaralamaya devam etmektedir.
İnternete ve akıllı telefonu olan hepimizin kolaylıkla erişebileceği araçlar bahane gösterilerek sırf Kıbrıslı Rum olduğu için bazı basın organlarında yaftalanan ve hedef gösterilen Andreas Soudjis’in masumiyet karinesi hiçe sayılmıştır. Bugün Kıbrıs’ın kuzeyinin herhangi bir noktasında resim çeken hepimiz arka planda askeri bir bölgeyi de kadraja alma riskiyle yaşarken, sorulması gereken soru resimler değil niye dört yanımızın askeri bölgelerle çevrili olduğudur.
Kamu menfaati gerekçesiyle Soudjis’in 14 gündür hakkında herhangi bir suçlama getirilmeden gözaltında tutulması adalete olan güveni, toplumlar arasındaki ilişkiyi, hızla büyüyen ekonomik bağları sarsmakta, insan hakları ihlali vicdanları yaralamaktadır. Dahası, güneyden kuzeye olan geçişlerdeki artışı durdurmak isteyen kesimlerin ekmeğine de yağ sürmektedir. Adalete erişim hakkı, bireylerin kökenine bakılmaksızın eşit davranılması prensibi, masumiyet karinesi, kurumlarımızın itibarı, toplumlar arası iyi ilişkiler ve hatta ekonomik bağlar kamu menfaatinin bir parçası değil midir?
Bir suç varsa mahkemeler bunun kararını verecektir. Fakat çözümsüzlük koşullarında kurulmaya çalışılan iyi ilişkilerin ve istikrarın ne kadar hassas dengeler üzerinde olduğu, risklerin ne kadar büyük olduğu yeniden görülmüştür. Dahası tamamen uydurma haberlerle, Andreas Soudjis’in hedef gösterilme tarzı hem kuzeye geçen Kıbrıslı Rumlara hem de barış için mücadele eden herkese korku salmayı amaçlamaktadır.
Yaşadığımız coğrafyanın bir korku imparatorluğuna döndürülmesinin karşısında durmaya devam edeceğiz.