Editör notu: Bu yazı ilk olarak www.tabella.org sitesinde yayınlanmıştır. Bu yazıyı Tabella’nın hem yayın kurulu hem de yazının yazarının izniyle yayınlıyoruz.
_____________________________
Ne istediğini bilen, güçlü ve ayakları üstünde duran kadınlar. Ne de güzel bir cümle.
Kadınların güçlü olması, ayaklarının üstünde durması neden herkese bir acayip geliyor? Ya da uzaydan inme bir durummuş gibi davranılıyor? Erkeklerden nefret etme durumu değil bu, insanın en doğal hakkı kendisi için en iyisini yapmak, kendine yetmek ve bunları yapmak istemek. Neden kadının sesi çıkınca bir acayip bakılıyor?
“Üniversiteyi bitirdin orda koca bulamadıysan şimdik işlen da artık hiç bulamaycan.” Neden? Ayaklarının üstünde duran bir kadın zorlarına mı gidiyor? Yoksa artık iş hayatında olduğundan kendine yettiğinden ve kimseye, ki muhtemelen işi olmasa da, ihtiyaç duymadığından mı bulamayacak? Belki de dünyanın sonu değildir bu durum!
Mesela neden kadının maaşı sorulabiliyorken erkeklerin maaşı sorulmaz oluyor? Ya da kadın yükselecekken neden “Çoluğuna çocuğuna eşine bak kariyer peşinde koşma!” deniyor, kadın kariyerinde yükselmesin mi? Neden kadınlardan önceliklerinin başkaları yada başka şeyler olması bekleniyor? Kadın zirveye layık değil mi, nedir, anlamadım. Bence her kadın her yere çok güzel yakışır ve her sorumluluğu çok güzel hakkıyla taşır.
Kendine yeten ve birisine ihtiyaç duymayan bir kadın görüldüğünde ilk akla gelen şey ya “Bundan eş olmaz evlenilmez feminist bu!” ya “burnu Kafdağı’nda” ya da “kesin bu lezbiyen” yorumları oluyor, farkında mıyız? Hem erkeklere bakması bekleniliyor kadınlardan, sanki onlar çocuklarıymış gibi, hem de boyunlarına tasma takılıp ucunu erkeklere verilmesi bekleniyor. Bu ikilem neden? Ayrıca bence bir kadın kendini yüzde yüz kocasının ekonomik durumuna bırakmamalı. Müşterek başka bir şey olduğu gibi ipleri birine vermek başka.
Bir de şey var kadınlara yakıştırılmayan meslekler. Ben bunlardan birini yapıyorum, “mühendislik”. En çok duyduğum cümle de şu oluyor “Sen ne anlarsın o işten kadın halinle olmaz!”, inanın çok iyi anlıyorum “kadın aklımla”, neler yapıyorum neler! Diplomamız marketten alınma değil, biz de erkeklerin oturduğu sıralarda oturduk, okuduk, aynı işi hatta belki de daha iyisini yapabiliriz. Günümüzde gerek siyaset, gerek sanat, gerek bilim alanında kadın sayısı artıyor ve önemli mevkilerde yüksek yerlerde bulunuyor çoğu kadın. Umarım yarın bu sayı daha da yüksek olur ve bir sonraki gün daha da yüksek. Kadının bakış açısı erkeğinkinden farklıdır ve çoğu mesleğe sağladığı katkı önemlidir, göz ardı edilemez.
Güçlü kadınlar, ilk bakışta herkesin takdir ettiği hatta hayatında olması istenen kadınlar. Fakat erkekler onların dışarıya güçlü, kendilerine karşı güçsüz, pısırık olmasını bekliyorlar, yani güçlü kadınların “ehlileşmesi” gerektiğine inanıyorlar. Bence erkekler esas kendine yeten ve güçlü kadınların olduğu ortamlarda “erkekliklerini” gösterememekten korkuyorlar. Onlara göre bir lider olmalı ve bu lider de erkek olmalıdır. Bunu da ezilme korkusu olan ya da eşitlikten yana olmayanlarda görmek mümkün.
“Erkek başarılı olmak, kazanmak ister. Kadınlarla rekabete girip yenildiği zaman bunu egemenliği için tehdit olarak görür ve saldırgan hale gelir.” – Ben Greenstein
Kadınların da istediği yerde istediği şekilde durma yükselme özgürlüğü olması gerektiğine inanıyorum ben. Ve bunu kimsenin onayına gerek duymadan yapabilmesi gerekiyor. Bu durumu kabullenmeyenler, kabullenemeyenler ve kabullenmek istemeyenler olacaktır elbet, bence bu kişilerin kendileriyle bir problemi vardır ki başkasının, hele ki de bir kadının yükselmesini istemezler. İnsanlar her zaman yargılayacak bir şey bulurlar ama bu demek değil ki haklılar ya da onların inançları doğru. Herkesin doğrusu kendinedir, önemli olan kadını, aslında her insanı, olduğu gibi kabullenmek ve kişinin önüne geçmemektir. Kendini ileriye götürme çabasında, icraatında yada isteğinde olan bir kadın bence en iyisini yapıyor.
Bence güçlü kadının derdi var olmak ve var olduğunu bilmek, sayılmak ve sayıldığını hissetmek; kadın zaten hayatı paylaşmak yani eşit olmak ister, diktatör olmak değil. Günümüzde kadınlar işleri olsun olmasın her şeyi kendileri yapabiliyor ve yapmayı istiyor, seviyor. Kendi ayakları üstünde durmaktan zevk alıyor ve aynı zamanda bu uğurda yürüdükleri yolu zevkle yürüyorlar çünkü kendileri için bir şeyler yapıyorlar. Onları görün, fark edin ve kabullenin! Erkeğin egosunu yükseltmek amaçlı, erkekliğini hissetsin diye kimse ne keyfinden ne kariyerinden olsun.
Kadın ne olmak isterse, nerede olmak isterse ve nasıl olmak isterse odur.