Yaşar Ersoy’un Devlet Tiyatroları’nda oynanması planlanan ancak yeni hükümetin göreve gelmesiyle birlikte yasaklanan “Yangın Yerinde Kabare” mevzusu garipleşmeye devam ediyor.
İşin sanatsal kısmının daha ciddi kesimlerce tartışılması bir yana, kendini yetkili sanan bazı kişilerin açıklamalarını paylaşmasam içimde kalırdı… O açıklamalara bir göz atalım…
Öncelikle Yeniden Doğuş Partisi Başkan Yardımcısı Azer Özkan’ın açıklamasını bilginize getireyim. Okumadan önce kısa bir hatırlatma. Az sonra okuyacağınız yazı bir Zaytung iletisi değildir…
Oyunu güneyde sahnelemiş
Azer Özkan: “Yaşar Ersoy, yıllar önce Kıbrıs’ın Türkiye tarafından işgal edildiğini anlatan bir tiyatro oyununu Devlet Tiyatrolarından sahnelemek istemiş, dönemin Tiyatrolar Müdürü buna izin vermemiş, Ersoy da bu oyunu Güney Kıbrıs’ta Rumca sahnelediği için Devlet Tiyatroları’ndaki işine son verilmiş bir şahıstır”
Yazıya yapacak bir yorum dahi bulamadım… Yaşar Hocam, sen neler yapmışsın yahu?
Oyunu incelemiş, içi boşmuş!
YDP milletvekili Bertan Zaroğlu, milletvekili olduğunu bilmesine rağmen, milletvekilliğinden hareketle, milletvekilliğinin kendine verdiği yetkiye dayanarak Yaşar Ersoy’un oyununu incelemiş ve “içi boş” olduğuna hükmetmiştir.
Zaroğlu: “Metni inceledim. Edebi değeri yok. İçi boş olmasının yanı sıra, ülkeyi kutuplaştırmaya yönelik olduğu da tartışmasızdır”
Daha önce milletvekili olduğu için yasalardan üstün olduğunu sanarak, ceza yemek istemeyen arkadaş, bu kez de sanatsal kimliğini ön plana çıkararak oyunu incelemiş. Ne yasayı, ne oyunu okuduğundan ciddi anlamda şüpheliyim ama o bir milletvekili… Gerçekten bir milletvekili! Bak şakası yok!
Yahu ülke kutuplaşmaya bu kadar mı müsait ki, 1 saatlik bir oyundan dolayı hemen kutuplaşıyoruz? Ha bir de şey var; “anavatanımız ile ilişkilerimizi bozacak”…
Nasıl boktan bir ilişkiniz varmış ki hemen bozulmaya meyil ediyor anlamadım!
“İnsanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatı…”
Şimdiki Eğitim Bakanı Çavuşoğlu ise Sheakspeare’den alıntı yaparak gönlümü aldı! Şaka be şaka!
Açıklama şöyle:
“William Shakespeare’in “Tiyatro insanı, insana, insanla, insanca anlatma sanatıdır” sözünden alıntı yapan Nazım Çavuşoğlu, bu tanımlamanın içindeki insanca sözünü ayrıca önemsediğini belirtti.
Yaşar Hoca oyununda neyi nasıl anlatmayı tercih ettiyse çıksın açıklasın artık! Sustukça bu adam bile Shakespeare’den alıntı yapmaya başladı! Ha bu arada, patronlarınız Türkiye’de Shakespeare oyunlarını da yasakladı. Yoksa o da insanca anlatamamış mı?
***
Bir oyunun sanatsal ve edebi içeriğini incelemek için bir komite varsa eğer bu ülkede, o komite içinde sanatsal malzemeyi değerlendirebilecek insanların bulunması da elzemdir. Malzemenin içeriğinin sıkıntılı olduğunu bakanların çıkıp açıklaması yerine, edebi kurulun açıklaması gerekmez mi? Dahası bu açıklamanın sanat camiası nezdinde tartışılması ve değerlendirilmesi gerekmez mi? O kurul, siyasilerin arkasında saklanmaktan vazgeçsin de bir zahmet ortaya çıksın artık. Vallahi bunaldım!
Son söz sayın Halil Karapaşaoğlu’ndan:
” Bir oyunun sanatsal mı, edebi mi, betimlemelerinde sıkıntı olup olmadığını bakanlardan, müdürlerden öğrenecek değiliz. Bunu size söyleyen “sanatçı” dostlarınız var ise veya hizmet satın aldığınız “sanatçı” dostlarınız var ise çıksınlar onlar dile getirsinler bu durumu… Onlarla tartışalım sanatı da edebiyatı da estetiği de… İktidara arkasını dayayıp, gizli gizli kapıların ardından konuşmak kolay… Bu mu sizin sanat anlayışınız? Bu mu sizin sanatla kurduğunuz varlık ilişkisi? Siyaset kurumu nasıl yazacağımıza, nasıl oynayacağımıza karar veremez. Haddinizi bilin!”