İnkılâpçı gazetesi yazı işleri müdürü aynı zamanda Türk Eğitim Kulübü (TEK) Yönetim Kurulu Üyesi Fazıl Önder, 24 Mayıs 1958 tarihinde vurularak öldürüldü.
Türk İşçi Birlikleri’nin PEO’ya katılmasına karar verilmesinin ardından faaliyet sürdürdüğü binada ilerici bir spor kulübü kurulması düşüncesiyle kurulan Türk Eğitim Kulübü’nün üyelerinin 1958’de 1 Mayıs’ı Kıbrıslırumlarla birlikte kutlamalarının ardından TEK’in binası basılarak her şey yerle bir edilmiş, ardından da üyeleri ölüm tehditleri almaya başlamıştı.
25 Mayıs 1958 tarihli Bozkurt gazetesi Fazıl Önder cinayetiyle ilgili olarak şu bilgilere yer vermişti: “Solcu bir Türk vurularak öldürüldü. Dün sabah saat 10.45 raddelerinde Lefkoşa’da Selimiye (Ayasofya) Camii civarında vurulmak suretiyle öldürülen Fazıl Önder 32 yaşındaydı. Saraç dükkânında çalışmakta olan Fazıl Önder, tabanca ile sıkılan kurşunlar vücuduna isabet etmiş olmasına rağmen failleri yakalamaya çalışmış ancak bir başka kişi tarafından sırtına bir de kama saplanmıştır. Sırtına saplanan kama, Fazıl Önder’in olay yerinde ölümüne neden olmuştur.”
Araştırmacı gazeteci-yazar Sevgül Uludağ Yenidüzen Gazetesi’nde yayınladığı Fazıl Önder’in yoldaşı Kamil Ahmet’le İlker Salih’in yaptığı röportajda aynen şunlar aktarılıyordu:
“Fazıl Önder, ayrılıkçıların kurbanı…
Kamil Ahmet, babam İrfan Salih’in en yakın arkadaşıydı…
Kamil Ahmet Lefke yakınlarındaki Çamlıköy’de (Kalohorio) dünyaya gelmişti. En iyi arkadaşı İrfan gibi, Kamil de çok küçük yaşta Lefkoşa’ya çalışmaya gitmişti. İşte burada büyüyecek, işçi hakları için durmadan, yorulmadan mücadele eden insanlarla dostluklar kuracaktı – bunlardan birisi de Fazıl Önder’di…
Fazıl Önder 1926 yılında Kaymaklı’da dünyaya gelmişti. İlkokulu bitirdikten sonra, yoksulluk nedeniyle ortaokula gidememişti… Küçük yaşlardan kardeşi Cemal’ın dükkanında çırak olarak çalışmaya başlamıştı.
Fazıl Önder’in kardeşi saraçtı… İşi öğrenince, Ahmet adlı birisiyle birlikte kendi dükkanını açmıştı.
1949 yılında PEO dahil çeşitli işçi sendikalarına üye olmuştu. Kıbrıs Türk Eğitim Kulübü TEK için 1951’de çalışmaya başlamıştı. Ahmet Malyo, Derviş Ali Kavazoğlu, Mehmet Edisson ve Fazıl Önder bu grubu kendilerini politika, ekonomi ve ideolojik alanda eğitmek için kurmuşlardı.
Moskova ve Sofya radyolarını dinlemeye, Türkçe yayınları okumaya başlamışlardı. Ele geçirebildikleri her şeyi okuyorlardı ve sosyalizm düşüncesini TEK Kulübü aracılığıyla yaymaya çalışıyorlardı. Daha sonra İnkılapçı adlı gazeteyi yayımlayacaklardı. Burada Fazıl Önder gazetenin yazı işleri sorumlusuydu, Ahmet Sadi ve Kavazoğlu da gazetenin köşe yazarlarıydı.
Gazete Kıbrıslıtürkler’le Kıbrıslırumlar’ın dostluğunu desteklemekteydi. Onbeşinci sayısından sonra Britanya sömürge idaresine bir tehdit olarak görülerek kapatılmıştı gazete.
Fazıl Önder’in öldürüldüğü gün, Kamil Ahmet, Fazıl Önder’in dükkanının yakınlarında bulunan Terzi Abdurrahman’ın dükkanındaydı. Bir çocuk arabasıyla yaşlı bir kadın oraya gelmişti, çocuk arabası kadının bandabuliyadan satın aldığı sebze ve meyvelerle doluydu. Kadın, Kamil’e bir komünistin Ayasofya Camisi önünde vurulduğunu söyledi. Kamil bunun kim olabileceği korkusuyla hemen oraya koşmuştu… Görünen oydu ki Fazıl Önder’e kendi dükkanında silahlı bir saldırı düzenlenmiş, onu öldürmekte başarılı olamamışlar, bunun üzerine Fazıl Önder saldırganın peşine düşmüştü, mesleği için kullanmakta olduğu elindeki bıçakla birlikte. Fazıl Önder’in bilmediği şey saldırganın bir de işbirlikçisi olduğuydu, bu işbirlikçi kendi bıçağıyla Önder’i sırtından bıçaklayacaktı…
Kamil Ahmet koşarak olay yerine geldiğinde dehşet içerisinde Fazıl Önder’in sırtında bıçakla yerde yattığını gördü, kalabalık ona uzak durmasını söylüyordu…
Kamil Ahmet o anki duygularını bana şöyle anlattı:
“Düşüne biliyor musun? Arkadaşım orada yerde yatıyor ve bana bakıyordu ve ben de uzak durmam için tehdit ediliyordum. Fazıl ne düşünüyordu? Tamamen çaresizdim…”
Tüm yaşamı boyunca bu sahne Kamil’in kabusu olacaktı… Fazıl Önder’i öldüren katil, sokağın köşesinde durmuş, her şeyi izliyordu… Birkaç dakika sonra dört Kıbrıslıtürk özel polis görevlisi buraya geldiler ve Fazıl Önder’i kaptıkları gibi bir landroverin arkasına attılar. Bu noktada Fazıl Önder’in hala hayatta olduğu açıktı… Söylentilere göre Fazıl Önder ölünceye kadar landroverle dolaşıp durmuşlardı.
Kamil koşarak bisikletini almış ve derhal PEO sendika merkezine giderek, Fazıl Önder’in bulunması için yardım istemişti. PEO Lefkoşa’daki tüm hastanelere bakmış ancak Fazıl Önder’i bulamamıştı. PEO’dakiler Kamil Ahmet’e dört gün boyunca çokluk ortada dolaşmamasını ve evde kalmasını tavsiye etmişlerdi.
Olaydan birkaç saat sonra Kıbrıslıtürk yeraltı “Teşkilatı” bir bildiri dağıtarak onun cenazesine katılacakları tehdit etmişti.
Kamil Ahmet de bizzat bu “yeraltı teşkilatı” tarafından tehdit edildiği için 1967’de Kıbrıs’tan ayrılmak zorunda kalmıştı.
Kamil Ahmet bana özellikle şunları vurgulamak istediğini söyledi:
“Bugünün gençlerinin o zor yıllarda bizlerin neler çektiğini öğrenmesi çok önemlidir. Fazıl Önder gerçek bir sosyalistti, kimse onu inançlarından döndüremezdi, ideolojisine tutkuyla bağlıydı – çok iyi, çok düzgün bir insandı…”