Evrensel Hasta Hakları Derneği, Hastanın Sesi II projesi kapsamında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü vesilesiyle yaptığı açıklamada, kadınların sağlık hakkı ve buna bağlı olarak bugünlerde Meclis Hukuk Komitesi’nin gündeminde olan kürtajın hangi durumlarda suç sayılacağına ilişkin yasa değişiklik önerisi hakkında görüş bildirdi.
Yapılan açıklamada kürtajın kadınların sağlık hakkı olduğuna vurgu yapılarak, yasa değişiklik önerilerinin neden ivedilikle yasallaşması gerektiğinin gerekçeleri sıralandı.
“GÜVENLİ KÜRTAJA ERİŞİM HAKTIR”
Evrensel Hasta Hakları Derneği, evrensel hasta hakları olarak belirlenen 14 temel hasta hakkının, zeminini, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi’nden aldığını ve bu nedenle de hiçbir ayırım yapılmaksızın tüm insanların eşit şekilde sağlıklı yaşam hakkına ve buna bağlı olarak sağlık hizmetleriyle ilgili tüm hakların yasayla düzenlenmesi gerekliliğine vurgu yaptı.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu bağlamda kadınların eşit şekilde sağlığa erişim hakkı, aile planlaması ile ilgili koruyucu tedbirlerin alınmadığı ve devlet hastanelerinde kürtaj hizmetinin verilmediği bir ortamda, 10 hafta üzeri hamileliklerin sonlanmasının mevcut ceza yasası kapsamında suç sayılıyor olması ve evli kadınlarda eş rızasının aranması ve istisnai durumların darlığı, yani cinsel şiddet sonucu oluşan gebelikler, ruhsal rahatsızlıkların yasada dahil edilmemesi, kadınları yasa dışı kürtaj yoluna iterek, eşit şekilde tedaviye erişimin hakkını, mahremiyet hakkını, güvenlik hakkını, gereksiz acı ve ağrıdan sakınma hakkını ve koruyucu tedbirlerin alınması hakkının ihlaline yol açmaktadır.”
“CEDAW İÇ HUKUKUMUZUN PARÇASIDIR VE UYGULANMALIDIR”
Gerek hasta hakları gerekse de iç hukukun parçası olan Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesinin, insan haklarının korunduğu bir ortamda kürtaj konusunda ne yapılması gerektiğine ilişkin yol gösterici olduğuna işaret edilen açıklamada, kadınların cinsel ve doğurganlık hakları, yaşama hakkı, işkenceye maruz kalmama hakkı, sağlık hakkı, özel hayat hakkı, eğitim hakkı ve ayrımcılık yasağı gibi birçok insan hakkı ile ilintili olduğu kaydedildi.
İç hukukun parçası olan Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi ve Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi’nin (CEDAW) açıkça kadınların sağlık hakkının cinsel ve doğurganlık haklarını kapsadığının belirtildiğine işaret edilen açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Bu doğrultuda Kıbrıs’ın kuzeyindeki yetkililer kadınların, yeterli sayıda fiziksel ve ekonomik olarak erişilebilir, kaliteli doğurganlığa dair sağlık hizmetlerine ayrımcılığa uğramaksızın erişimini sağlamak zorundadırlar.
Bunun yanında CEDAW’un 16. maddesi temelinde, kadınların çocuk sayısına ve çocukların ne zaman dünyaya geleceklerine serbestçe karar verme ve bu hakları kullanabilmeleri için bilgi, eğitim ve diğer vasıtalardan yararlanma hakları vardır. Aynı Sözleşmenin 10. Maddesi temelinde de yetkililerin kadınlara, aile planlaması bilgisi dahil ailelerin sağlık ve refahını sağlamaya yardım edecek, özel eğitici bilgiyi sağlamaları sorumlulukları vardır. Ancak, günümüzde adamızın kuzey yarısında bu sorumluluklar yerine getirilmemektedir.
Bu bağlamda, dünyada kabul gören haftaya kadar ve gebeliğin tecavüz gibi suç sonucu oluştuğu durumlarda kürtajın suç sayılmamasını öngören yasal değişiklik önerisi kadınların insan haklarının ihlalinin sonlanması yönünde önemli bir adımdır.”