Yazar: Thanasis Photiou
ENGLISH (İNGİLİZCE) ΕΛΛΗΝΙΚΑ (YUNANCA)
Kaynak: ELEKTROŞOK
Görsel ve Çeviri: Penna
Bu kendi icatları mı yoksa bu tempo hükümet tarafından bazı brifinglerde mi verildi bilmiyorum (ki bu en olası senaryo), ama TV kanallarından gazetecilerin Başkan Hristodulidis’in Brüksel’e yaptığı gezisini aktardığı haberlerin birinde bile eksik olmayacak şekilde bize onun aşırı çabalarından söz edildi… “Kıbrıs sorununa elektroşok uygulamak için bir yol bulma çabaları.”
Bu ifadenin tekrarı rahatsız edici olsa da, ‘elektroşok’ kelimesinin kullanılmasını, Kıbrıs sorununun mevcut durumunu açıklamak için ideal buldum. Tabii ki, Nikos Hristodulidis’in 24 Mart’ta Fransız Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Alman Şansölye Olaf Scholz ile ayrı ayrı görüşmeler yapması planlanmıştı, böylece Kıbrıs sorununun ölümcül hale dönüşen kalp ritmi bozukluğunu düzeltmek için elektrik şoku kullanma arzusunu onlarla paylaşabilirdi. Ancak, ‘Tüketicilere Elektroşok’ başlıklı bir başka haber, işleri karıştırmayı neredeyse başardı.
Ancak, hızlıca anladık ki, konu şişirilmesi beklenen son iki ayın elektrik faturalarıyla ilgiliydi. Bir tarafta umut verici bir elektroşok, diğer tarafta ise hoş olmayan ve acı verici bir elektroşok. Birkaç yıl önce Kıbrıs sorunuyla ilgili bir makalede, “Çözümü bulduğumuzda, hiç sorun kalmayacak” başlığını seçmiştim, bu nedenle bu iki ‘elektroşok’ karşıma çıkınca, güldüğümü itiraf etmeliyim.
Kıbrıs sorunu yeniden canlandırılmadan önce, arka arkaya ‘elektroşoklar’ ile bizleri nasıl yok edileceklerini izleyin ve görün diye düşündüm. Sonrasında, ne sorununuz, ne de sorunlu insanlar kalacak. Cumhurbaşkanının aradığı defibrilatörün, yani “Kıbrıs sorununa elektroşok uygulama” yönteminin, yani bizi müzakere masasına geri götürmenin yolunun bulunmayacağını neden kanıksadığımızı sorabilirsiniz? Bunu kesin bir şekilde kanıksamıyorum. Tam aksine, gelişmeler yaşanacağına bahse girerim. Elbette bu, bazı güçlü Avrupa Birliği simalarının dahil olması nedeniyle olmayacak. Neyin nasıl olacağı, giderek netleşecektir – kesin olan bir şey var, o da enerjinin merkezde olacağı. Peki bu bizi nereye götürecek? ‘Kabul edilmiş çerçeveye’ geri götürecek. Sizin, bizim, cumhurbaşkanının ve onu destekleyen güçlerin pozisyonlarına bakılmaksızın ‘kabul edilmiş çerçeve’ hakkında okuduğum şu şekildedir:
“Zamanında yapılan defibrilasyonun, gerektiğinde, hayatta kalma oranlarını %15-50 arasında artırabileceğini anlamak önemlidir. Bunun nedeni, krize neden olan fonksiyonel sorunun, en azından başlangıçta, anında ölüm yerine aritmilere neden olmasıdır. Hemen bir kardiyopulmoner resüsitasyon ve ilk 5 dakika içinde ilk defibrilasyonla, spontan dolaşımın geri dönme (ROSC) şansı ve böylece kurbanın kurtarılma şansı artar.” Anahtar sözcükler? “Zamanında” ve “hemen”. Kıbrıs sorunu bu yıl 49 yaşına girdi (saymaya başladığımız 1974’ten itibaren) ve BM ilk kez bir kararında “Kıbrıs sorununa” değindiğinden bu yana 59 yıl oldu. Müzakere süreci de 6 yıldan beridir komada. O halde? Bu kadar kötü durumda olan bir ‘kurban’ elektroşok ile dirilebilir mi?