İklim değişikliği kaynaklı ortaya çıkan kuraklık ve sıcak dalgaları nedeniyle su yolları damla damla kurudu. Dünya genelinde nehirler yok oluyor. Ancak fosil yakıtların tüketiminin yoğun bir etkisinin olduğu iklim değişikliğine karşı çözüm için hala geç değil. Hükümetlerin fosil yakıt endüstrisine kaynak ayırmaktan vazgeçmesi ve Paris Anlaşması kapsamında taahhütlerini gerçekleştirmesi durumunda iklim değişikliğine karşı karbon net sıfır gibi eylemlerle harekete geçilerek söz konusu etkilerin hafifletilmesi sağlanabilir.
ABD’den İtalya’ya ve Çin’e kadar, sular çekildi ve geriye çorak silt (kumdan daha küçük toz) ve sızan çamurlu kum yığınlarından başka bir şey kalmadı. Kanallar boş. Su depoları toza dönüştü.
Bloomberg‘den Brian K Sullivan‘nın aktardığına göre; dünya, hızlanan iklim değişikliğinin tamamen kıskacında ve bunun derin bir ekonomik etkisi var.
Su yollarını kaybetmek, nakliye rotaları, tarım, enerji kaynakları ve hatta içme suyu için ciddi bir risk anlamına geliyor.
Yüzyıllardır ticaret için kritik öneme sahip nehirler şimdi kuruyor ve kimyasalların, yakıtın, gıdaların ve diğer emtiaların küresel hareketini tehdit ediyor.
Almanya, Hollanda ve İsviçre ekonomilerinin temel dayanaklarından biri olan Ren Nehri, son haftalarda zaman zaman neredeyse geçilmez hale geldi.
Orta Avrupa’dan Karadeniz’e doğru 1.800 mil (yaklaşık 2.900 kilometre) giden Tuna Nehri de kuruma noktasına gelmiş durumda.
Geçen günlerde Tuna Nehri’nde kuraklık nedeniyle Sırbistan’dan geçen bölümünde İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma Alman savaş gemisinin gövdesi bulundu. İspanya’da ‘Stonehenge’ olarak adlandırılan düzinelerce megalitik taş çemberi de suyun çekilmesiyle açığa çıktı.
Öte yandan Avrupa’nın nehirleri ve kanalları üzerindeki ticaret, yalnızca bir ulaşım şekli olarak bile bölge ekonomisine yaklaşık 80 milyar dolar katkıda bulunuyor.
Çin’de aşırı sıcaklar, Asya’nın en uzun nehri olan Yangtze’yi olumsuz etkiledi.
Azalan su seviyeleri, birçok önemli hidroelektrik santralinde elektrik üretimini kesintiye uğrattı.
Şangay da dahil olmak üzere mega şehirler, güç kullanımını azaltmak için ışıkları kapatıyor ve Tesla Inc., yerel fabrikasının tedarik zincirindeki kesintiler konusunda uyarıda bulunuyor.
Elektrikli araçlar için dünyanın en büyük pil üreticisi olan Toyota Motor Corp. ve Contemporary Amperex Technology Co., fabrikalarını kapattı.
Denver ve Los Angeles arasında 40 milyon insanın su kaynağı olan Colorado Nehri‘ni saran kuraklık o kadar aşırı hale geldi ki Arizona, Nevada ve Meksika‘da ikinci kez şiddetli su kesintileri yaşanıyor.
Nehir ve kolları, yaklaşık 4,5 milyon dönümlük araziye su vererek yılda yaklaşık 1,4 trilyon dolar tarımsal ve ekonomik fayda sağlıyor.
ABD’nin güneybatısında geri çekilen sular, sular altında kalan cesetleri ve dinozor ayak izlerini açığa çıkarıyor.
Su kaynakları neden azalıyor?
Küresel su yollarının damla damla kurumasının birçok nedeni var. Birçok bölgede La Nina‘nın ve uzun süreli kuraklığın etkisi var. Ancak değişimi destekleyen en büyük itici güç iklim değişikliği.
La Niña hava olayı nedir?
La Nina, güçlü rüzgarların Büyük Okyanus‘ta sıcak yüzey suyunu, Güney Amerika’dan uzağa, Endonezya‘ya doğru götürmesiyle ortaya çıkıyor. Bunun yerini, daha soğuk derinlerden yüzeye çıkan su alıyor.
Bu durum da, dünyanın çeşitli bölgelerinde önemli hava durumu değişikliklerini beraberinde getiriyor.
Çok güçlü bir La Nina yaşanırsa, hat üzerindeki ülkeler çok yağışlı bir kış geçiriyor, güneydoğu Asya’da da daha hareketli bir muson mevsimi anlamına geliyor. Sıklıkla kar yağış getiren, atmosferin yüzeyi ile daha yüksek kesimleri arasındaki rüzgar değişimini azalttığı için daha çok sayıda büyük fırtınaya yol açan bu hava olayı, aynı zamanda bazı bölgelerde de kuraklığa yol açıyor.
Normalde küresel sıcaklıklarını düşürmesi beklenen hava olayı, WMO‘dan Prof. Petteri Taalas‘a göre, bu durum sera gazları tarafından atmosferde tutulan sıcaklıkla çoktan dengelenmiş durumda.
Son güçlü La Nina 2010-2011’de gerçekleşmişti.
California Los Angeles Üniversitesi‘nden İklimbilimci Daniel Swain, “Bu özellikle aşırı olaya yol açan birçok faktörün bir kombinasyonu” diyor ve ekliyor:
“Ancak iklim değişikliğinin, birden çok altta yatan, rekor kıran ve bazı durumlarda rekorlara imza atan sıcak dalgalarını önemli ölçüde daha olası kılan bir rolü olduğu açık.”
Boulder, Colorado’daki ABD Atmosferik Araştırmalar Ulusal Merkezi‘nden (NCAR) bir bilim insanı olan Isla Simpson, Dünya’nın yükselen sıcaklıkların sıradağlarda daha az kar yağması ve yaz aylarında erime sırasında akarsulara daha az su akması anlamına geldiğini söyledi.
Dağ karı, doğanın deposudur. UCLA’dan Swain, kar yağışları azaldığında, ABD’den Çin’e, Avrupa’dan Orta Doğu’ya kadar birçok nehrin kaynağının yok olduğunu söylüyor.
Swain, “Alpler’deki kar ve dağ buzullarının kaybı bu yaz da olağanüstü oldu, deneyimli iklimbilimcileri ve buzulbilimcileri bile şok etti” diyor.
Öte yandan dünya 2023’te üst üste ikinci La Nina’sını görecek. Columbia Üniversitesi’ne bağlı Lamont Doherty Dünya Gözlemevi‘nde araştırmalar yapan Profesör Richard Seager, “Devam eden La Nina, Kuzey Amerika, Avrupa, Orta Doğu ve güney yarımküredeki kuraklıkları ve düşük nehir akışlarını birbirine bağlıyor” diyor.