Dünkü olayın onlarca tarafı var, az konuşulan kısma dikkat çekeyim, doğru yanlış, Lapta Belediyesi bir Marina otel ihalesine çıkıyor, böyle bir projenin doğru olmayacağını söyleyen meclis üyesi Emre Efendi konuyu ileriye taşıyor ama günün sonunda ihale yapılıyor ve ihaleye iki teklif geliyor…
İhale cumhurbaşkanlığı seçimlerinden dolayı sonuçlandırılamıyor, Lapta Belediye başkanın dünkü açıklamasında da 26 Haziran’a kadar sözleşme imzalanmazsa ikinci teklife gideceği söylendi, “26 Haziran’a kadar İhaleyi kazanan ilk firma olan Kıbrıs Arenco Yatırım Ltd.in sözleşmeyi imzalamaması halinde ise ikinci firma olan Cyprus Deluxe Global Travel Ltd.’e sözleşme yapma imkanı doğacaktır”…
İşte burada işler karışmakta, adaya giriş çıkış kısıtlı, ihaleye giren firmalardan biri özel izin ile adaya giriyor ve temaslar yapıyor. İşte konu burada ciddi şekilde karışıyor, adaya gelenlerin geliş sebebi olan Marina ihalesi sahibinin gelişten haberi yok, belediye açıklamasında bu net şekilde söylendi “öncelikle şunu belirtmek isterim ki dün gece adaya gelen heyetle ilgili bir ön bilgimiz olmamakla birlikte basın açıklamasını yaptığımız saate kadar herhangi bir bakan veya yetkili tarafından da aranmış ve bilgilendirilmiş değiliz”; daha da önemli detay ise gelen şirket en yüksek teklifi veren değil!
Bu arada Turizm Bakanlığı özel izin için kısıtlı bir amaç için demişti, buna rağmen Müteahhitler Birliği ile de görüşme ayarlanıyor, bunu da Birlik resmi olarak açıkladı; yani Lapta Belediyesi saf dışı bırakılarak resmen ihaleye Turizm ve Çevre Bakanlığı tarafından fesat karıştırılıyor, bu saatten sonra bu ihale ikinci firmaya kalırsa, bu şaibeli bir sonuç olacak, açıktır…
Peki kalırsa ne olacak, memlekette şaibe çok diyebilirsiniz, ortada 4 milyon sterlinlik fark var, yani yaklaşık 35 milyon TL! Arenco diyor ki birinci taksit 5 milyon sterlin vereyim, kaçak giren Cyprus Deluxe Global ise 900 bin sterlin, aradaki fark burun buruna olsa, şaibe var, etik değil ama yasal denebilir ama fark da ciddi…
Burada bir belediye bypass edilip, ihaleye fesat karıştırılma süreci var. Dünkü Alihan Pehlivan’ın açıklamasında Fuat Oktay adı da verilmesi de tesadüf değil, Kıbrıs Postası haberinde müze bahane edilerek, müze için söyleniyor gibi yapılıp, adaya gelişlerin Tayyip Erdoğan talimatı olduğunu da söylendi.
Yani konu basit bir UBP yolsuzluğu da değil, içinde Saray’ın da olduğu, saraya yakan gazetecilerin de “yatırım” savunmasına geçtiği bir süreç var, yani dünkü olay bitmedi, yeni başlıyor…