Dünya Sağlık Örgütü (WHO) Avrupa Acil Durum Direktörü Catherine Smallwood, dün (10 Ocak) düzenlediği basın toplantısında, COVID-19’un Omicron varyantının alt varyantı olan XBB.1.5 hakkında bilgi verdi.
XBB.1.5 alt varyantın Avrupa’da da küçük ama gittikçe artan sayıda görüldüğünü kaydeden Smallwood, yolcuların uzun uçak yolculukları gibi riskin daha yüksek olduğu durumlarda maske takmalarını önerdi.
Smallwood, özellikle COVID-19’un yeniden hızla arttığı bölgelerden gelen yolculara maske takılmasının tavsiye edilmesi gerektiğini söyledi.
BBC Türkçe’nin aktardığına göre, Omicron’un alt varyantı olan XBB.1.5, 7 Ocak itibariyle ABD’deki COVID-19 hastalarının yüzde 27,6’sında görüldü. XBB.1.5, Omicron’un bugüne kadar görülen en hızlı yayılan ve şu an dünya genelinde en yaygın olan alt varyantı olma özelliği taşıyor.
“Ülkeler yolculuk öncesi COVID-19 testi gibi kanıtlar istemeli, yolculuk önlemleri ayrım olmaksızın herkes için uygulanmalı” diyen Smallwood da bunun “ABD’den gelen yolculardan acilen test istenmeye başlanması gerektiği anlamına gelmediğini” söyledi.
İlk olarak Ekim 2022’de tespit edilen ve iki farklı Omicron alt varyantının birleşiminden oluştuğu anlaşılan XBB’nin yeni bir türü olan XBB.1.5, ABD ve Çin başta olmak üzere dünya genelinde yeniden COVID-19 vakalarında artış görülmesi endişesini de beraberine getiriyor.
“Yerel vakalarla ilgili ayrıntılara ihtiyacımız var”
COVID-19 pandemisi sebebiyle kapattığı sınır kapılarını 3 yılın ardından yeniden açan Çin’de vaka sayıları artmayı sürdürürken, Avrupa Birliği Havacılık Güvenlik Ajansı ile Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi, Çin’den gelen yolculara rastgele test yapma, uçakta maske kullanma gibi önlemlerin yeniden düşünülmesi gerektiği yönünde tavsiyede bulunmuştu.
Bu bağlamda, ABD dahil 10’dan fazla ülke, halihazırda Çin’den gelen yolculardan COVID-19 testi talep ediyor.
DSÖ Avrupa Direktörü Hans Kluge de dün düzenlediği basın toplantısında, Çin’in salgın ile ilgili bazı bilgiler paylaştığını ancak yerel vakalarla ilgili verilerin ayrıntılarına da ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Hans Kluge, Çin’de dolaşan varyantla ilgili bilgiye sahip olduğunu, bu varyantın Avrupa ve diğer yerlerde de görüldüğünü söyledi.
Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezinin (ECDC) paylaştığı “Çin’de devam eden salgının, COVID-19’un DSÖ’deki epidemiyolojik durumu etkilemesinin beklenmediği” görüşüne katıldıklarını kaydeden Kluge, “Ancak bu artışa kayıtsız da kalamayız” dedi.
Hans Kluge, Çin’in, DSÖ ile virüsün DNA dizilimine yönelik bilgileri paylaştığını teyit ederek, DSÖ’nün Çin’deki durumu daha iyi anlayabilmek için detaylı ve düzenli verilere ihtiyacı olduğunu ifade etti.
Çin’de özellikle yerel epidemiyoloji ve varyantlarla ilgili detaylı bilgiler beklediklerini dile getiren Kluge, “Biz kamuya açık veri tabanları aracılığıyla daha detaylı bilgileri beklerken, diğer ülkelerin nüfuslarını korumak için ihtiyati tedbirler alması mantıksız değil” dedi.
DSÖ Avrupa Direktörü Kluge, tedbirlerin bilimsel olması ve ayrımcı nitelikte olmaması gerektiğini de kaydetti.
“Sıfır Covid” politikasından bugüne
Kasım ayında COVID-19 önlem ve kısıtlamalarına yönelik protesto gösterilerinin yaşandığı Çin, “Sıfır Covid” olarak da bilinen salgın politikasındaki gevşemenin yeni bir işareti olarak COVID-19’u “A kategorisi salgın hastalık” olarak ele almayı bırakmıştı.
Bunun, sınırların açılması ve karantina tedbirlerinin tamamıyla kaldırılmasına zemin hazırlayacak son adım olacağı öngörülmüştü.
Buna göre, Çin Ulusal Sağlık Komisyonu, yerel sağlık kurumları ve hastanelere gönderdiği talimatta, 8 Ocak 2023’ten itibaren COVID-19’a yönelik “B kategorisi salgın hastalık” tanımı çerçevesindeki uygulamalara geçiş için hazırlıklarını tamamlamasını istemişti.
Yeni uygulama ile COVID-19, Çin’in Sınır Sağlığı ve Karantina Yasası kapsamında “karantina altına alınacak salgın hastalık” statüsünden çıkarılmıştı. Çin, 25 Aralık’tan bu yana COVID-19’a ilişkin vaka ve ölü sayısı gibi bilgileri günlük olarak açıklamayı da bıraktı.
Çin Ulusal Sağlık Komisyonu da bu bağlamda Sınır Sağlığı ve Karantina Yasası uyarınca uygulanan kısıtlamaların kaldırılacağını duyurmuştu.
Çin Dışişleri Bakanlığı, yeni uygulamayla yurt dışından gelen yolcuların, seyahat öncesi Çin’in büyükelçilik ve konsolosluklarından sağlık kodu almak zorunda olmayacağını, ülkeye varışlarında pozitif olsalar dahi merkezi karantinada tutulmayacaklarını bildirmişti.
Sivil Havacılık İdaresi de salgın yüzünden uluslararası uçuşlara getirilen sefer ve yolcu sayısı kısıtlamalarına son verileceğini açıklamıştı.
Çin, pandeminin başlamasının ardından Mart 2022’de tüm vizeleri iptal ederek sınırlarını dünyaya kapatmış ve uçuşlara sınırlama getirmişti.