Bu makale ilk kez 15 Ağustos 2020 tarihinde Avrupa Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
2009 yılından itibaren Doğu Akdeniz’de doğalgaz rezervleri keşfedildi.
Keşfedilen rezervlerin miktarı hakkında değişik rakamlar verilmektedir. Ama Doğu Akdeniz’de, petrol ve doğal gaz rezervlerinin bulunduğu kesindir.
Bu durum Batılı emperyalist güçlerin iştahını kabartıyor. Bölgede, kapışan ülke sayısı her geçen gün artıyor. Sondaj arama çalışmalarının devam ettirildiği bölgelerde askeri tatbikatlar yapılıyor. Emperyalist ülkeler bölgeye savaş gemilerini ve filolarını sevk etmeye devam ediyor.
Bulunan doğal gazın Avrupa’ya satılmasında kimin aracılık edeceği bölgede bulunun bağımlı emperyalist güçler arasında ciddi bir pazarlık ve buna bağlı bir dalaşma yaratıyor. Gazi üretme ve satma hakkının kime ait olduğunu belirlemek için bölge ülkeleri deniz sahası içinde kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri ‘Münhasır Ekonomik Bölgeler’ ilan ediyorlar. “Münhasır Ekonomik Bölge”, 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesinde açıklanmıştır.
Ancak BM’ye üye tüm ülkeler bu sözleşmeye imza koymadıkları için, mevcut uluslararası hukuk bu konuda yaşanan sorunları çözümlemekte yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle tartışmalar içinden çıkılmaz haldedir. Belli ki sonunda pastadan en büyük payı kimin alacağını uluslararası hukuk değil, askeri güç belirleyecek. Bölge ülkelerinin batılı emperyalist büyük güçleri de yanlarına alarak giriştikleri siyasi manevralar adeta bir satranç oyununa dönüştü. Hatta büyük emperyalist güçlerin ve onlarla işbirliği içindeki bölgesel emperyalist güçlerin isi siyasi bir kumara vardırdığını söyleyebiliriz. Üstelik bu kumarı oynarken kullandıkları fişler de insan hayati! Çünkü siyasi kumar hem ekonomik ambargolar, hem de savaş olarak oynandığında insan hayatına mal oluyor.
Durum o kadar karışık bir çelişkiler yumağına dönüştü ki kimin eli kimin cebinde belli değil. Bir Bakıyorsunuz Türkiye ile Rusya Suriye’de işbirliği yapıyor, ama Libya’da karşı karşıya. Amerika Bir yandan Fransa’nın müttefiki ama öte yandan Libya’da altını oymaya çalışıyor. Emperyal güçlerin ve uluslararası petrol tekellerinin çıkarlarını uyumlu hale getirmek olanaksız.
Sular iyice ısınıyor. İşler pek çok alanda çıkmaza doğru gidiyor. Görünen o ki bir şeyler patlayacak ama kimler arasında, nerede ve nasıl?
Doğu Akdeniz’deki dalaşmanın gerçek nedeni emperyalist çıkarlardır. Emperyalist büyük güçler bölgedeki taşeronlarını da kullanarak alandaki doğal kaynakların kendilerinin isteği ve denetimi dışındaki güçlere bırakılmasına asla izin vermek istemez. Ayrıca Doğu Akdeniz, zengin doğal gaz sahaları dışında jeo-stratejik konumu nedeniyle de emperyalistler için vazgeçilmezdir.
Türkiye-Yunanistan arasında ipler yeniden geriliyor. Bu da askeri çatışma endişesini beraberinde getiriyor. Doğu Akdeniz’de, enerji savaşları ve güç mücadelesinin şiddetlenerek devam edecegi aşikar. Emperyalist güçlerin savaş politikalarına karşı mücadele, savaşa taraf olan ülkelerde devrim mücadelesine ağırlık vermek anlamına gelir.
Savaş emperyalizmin kaçınılmaz yol arkadaşıdır.