CTP Milletvekili Doğuş Derya “çocukları kullanarak sosyal mühendislik yapmak, yetişkinlerin ideolojik hezeyanlarını yürürlüğe koymak için çocukları kullanmak kabul edilebilir bir şey değildir” dedi.
Eğitim Bakanlığı’nın öğrecilerin kılık kıyafet yetkisini okullardan alıp, Disiplin Tüzüğü’nde yaptığı değişiklikle kız çocuklarının okullarda başörtüsü takmasının önünü açan kararı eleştiren Derya, “çocuklara yaşayacak yurt bırakmadınız” diyerek, kamu eğitiminin içinde bulunduğu durumu değerlendirdi.
Doğuş Derya “Ücretsiz kamu eğitimi nerede? Çaldığınız deprem vergileri nerede? Çocuklarımız ve öğretmenlerimiz niye konteyner sınıflara mahkum ediliyor? Kamusal eğitime ayrılması gereken parayı niye yabancı şirketlere peşkeş çekiyorsunuz? Çocuklar kırtasiye malzemesi alamıyor, yetersiz beslenmeden dolayı okullarda açlıktan bayılıyor, sizin uğraştığınız nedir?” sordu.
Sağ Popülistlerin en çok kullandığı stratejilerden birinin düzenli olarak suni “kimlik politikalarını” kışkırtarak bunlar üzerinden “biz ve “onlar” ayrımı üretmek, bu ayrım dolayımıyla kavram ve akıl karışıklığı yaratmak olduğuna dikkat çeken Derya, “Özgürlük” ve “hak” gibi tüm toplumu ilgilendiren evrensel kavramların, sadece muhafazakâr bir grubun ideolojik hegemonyasını kurmak ve gericiliği daha fazla tedavüle sokmak için kullandıklarının altını çizdi.
Derya “Uygarlık tarihinin ürettiği sözcükleri, medeniyetten vazgeçmek için araçsallaştırmaya kalkarlar. Kendi gerici ve baskıcı ideolojilerini tedavüle sokmak için finanse ettikleri kurumları ve bazen de kişileri kullanarak yarattıkları suni tartışma gündemleriyle halkı meşgul ederler ki, yarattıkları yoksullaştırma, rant, yalan ve talan düzenini konuşmayalım” dedi.
“Kadınların, çocukların, hayvanların haklarına, doğaya ve ekosisteme tüm iştahları ile saldırırken, sosyal adalet talebinden bizi uzaklaştırıp konuyu “dinci”-“dinsiz” ayrımına kilitlemeye kalkarlar” vurgusunda bulunan CTP Milletvekili Derya, açıklamasını şöyle devam etti:
“Ücretsiz kamu eğitimi nerede?
Çaldığınız deprem vergileri nerede?
Çocuklarımız ve öğretmenlerimiz niye konteyner sınıflara mahkum ediliyor?
Kamusal eğitime ayrılması gereken parayı niye yabancı şirketlere peşkeş çekiyorsunuz?
Çocuklar kırtasiye malzemesi alamıyor, yetersiz beslenmeden dolayı okullarda açlıktan bayılıyor, sizin uğraştığınız nedir? sorularını sormayalım diye yaratılan gündemlerle meşgul ediliyoruz.
Lafı dolandırmadan net söyleyeceğim, çocuklar üzerine istediğiniz sloganı yazacağınız birer levha değildir. Evrensel kabul görmüş Çocuk Hakları sözleşmeleri başta olmak üzere, yazılı olan ve yazılı olmayan tüm yasalarımız çocuğun ruhsal ve fiziksel sağlığını öncelemeyi gerektirir. Çocukları kullanarak sosyal mühendislik yapmak, yetişkinlerin ideolojik hezeyanlarını yürürlüğe koymak için çocukları kullanmak kabul edilebilir bir şey değildir. Yarattığınız talan düzeni içinde çocuklara yaşayacak yurt bırakmadınız, mesainizi önce insan olmaya sonra da sosyal adaleti ve eşitliği sağlamaya ayırın bir zahmet.”