Bu makale 11 Nisan 2023’te ilk kez Avrupa Gazetesi’nde yayımlanmıştır.
11 Nisan, 1965 ülkemiz tarihinin en karanlık günlerinden biridir. Bugün Derviş Ali Kavazoğlu sendikacı arkadaşı Kostas Mişaulis ile birlikte, faşist TMT’nin tetikçileri tarafından katledilmişlerdir.
Kıbrıs Sosyalist Partisi adına, Osman Zorba yoldaşımla birlikte Derviş Ali Kavazoğlu ve sendikacı arkadaşı Kostas Mişaulis’in 58. ölüm yıldönümleri nedeniyle 9 nisan, 2023 pazar günü Lefkoşa ve Dali’de yapılan anma etkinliklerine katıldık.
Dervişali ve Mişaulisin mücadeleleri, TMT ve EOKA tedhişçilerinin katlettiği diğer devrimci işçi ve emekçilerin mücadeleleri ile birlikte, Kıbrıs işçi sınıfının mücadelelerine örnek oluyor ve olmaya da devam edecektir.
1950’ler ve 60’larda, çok zor şartlar altında, Kıbrıs halkının birliği, adanın emperyalizmden bağımsızlaştırılması ve proleter dünya devrimi uğruna canı pahasına bir mücadele yürütmüş olan Derviş Ali, temiz ve dürüst yaşamı, yürekli ve kahramanca mücadelesi ile ülkemiz devrimcilerine örnek olmuştur.
Anısını mücadelemizde yaşatacağız!
Derviş Ali Kavazoğlu, 04.04.1924 tarihinde Mağusa kazasına bağlı Peristeronapiyi(şimdi kullanılan uyduruk adıyla, Alaniçi) köyünde doğmuştur. Daha beş yaşındayken Babasını kaybeden Derviş Ali, ailesiyle birlikte Lefkoşa’nın o yıllarda işçi semti olan Küçük Kaymaklıya yerleşti. Ailesinin maddi durumu zayıf olduğundan okula gidebilmek için Evkaftan yardım talep etti. Fakat bu talebi reddedilince O da bir Rum marangozun yanında çırak olarak hayata atıldı. Marangozluk yaptığı dönemde sendikacılıkla ve ayni zamanda Marksist düşüncelerle tanıştı. Zamanla başarılı ve özverili bir sendikacı olarak AKEL partisinin üyesi oldu.
1950’li yıllarda Kıbrıs Türk toplumunun liderliği için Dr. Fazıl Küçük ile Necati Özkan arasındaki rekabet ve dalaşma içerisinde, bu iki burjuva liderin taraftarları arasındaki bir kavga esnasında çıkan yangında, ayni sokakta bulunan Derviş Ali’nin marangoz atölyesi de yanmıştı. Bu olaydan sonra bir süre başka bir meslektaşının atölyesinde çalışan Derviş Ali, ancak 1954 yılında Beliğ Paşa sokağında kendine yeni bir atölye kurmayı başarabildi.
Kıbrıs halkının 1931 yılında İngiliz sömürge idaresinin koyduğu vergilere güçlü bir tepkisi oldu. Bu tepki bir ayaklanmaya dönüştü. Bu ayaklanmayı fırsat bilen kilise, ENOSIS sloganıyla kitlelere önderlik etmeye soyundu. O dönemde ayaklanmadan yana zamanında tavır alamayan Kıbrıs Komünist Partisi, gecikmeli de olsa, ayaklanmaya destek verdi. İngiliz sömürge yönetimi, vali konağını ateşe verecek kadar büyüyen bu ayaklanmayı bastırdıktan sonra ülkedeki tüm siyasi partileri ve özellikle de komünist partisini yasakladı, Önde gelen üyelerini sürgünlere gönderdi ve hapsetti.
1939’da 2. Dünya savaşının patlak vermesinden ve SSCB’nin bu savaşa dâhil olmasından sonra 1941 yılında SSCB’nin kurduğu anti faşist cepheye destek vermek zorunda kalan İngiltere, Kıbrıs’ta da sıkıyönetimi yumuşatarak siyasal yasakları kaldırdı. 1941 yılında Kıbrıs Komünist Partisinin legal kolu olarak kurulan AKEL partisi de faşist İtalyan ve Alman ordularına karşı direnen Yunan işçi sınıfının iktidarı ele geçirmeye çok yaklaştığı bu dönemde, İngiliz emperyalizmini Ortadoğu’da zayıflatmak amacıyla ENOSIS hedefine destek verdi. AKEL önderliğinde bir anti-emperyalist hedef olarak, oldukça güçlenen ENOSIS hareketinden korkan İngiliz sömürge idaresi bu hareketi işçi sınıfının elinden almak için EOKA’yı ve TMT’yi örgütleyerek adayı bölme /taksim planlarını devreye soktular.