Sevgili Derviş Ali, sevgili Aleko;
58 yıl önce bugün seni pusuya düşüren TMT’ci Kıbrıslıtürk faşistlerin tetikçilerine KC ruhsatlarını vermek için yola çıktın ve alçakça katledildin.
Yanında tesadüfen bulunan Mişaulis’le birlikte iki farklı yönden açılan ateşle katledildiniz.
41 yıllık hayatında emekçilerin haklarını savunarak esas sorunun kapitalizm olduğunu yazılarınla, sendikal mücadelenle anlatmaya çalıştın.
Kıbrıs’ta toplumların bir arada ve barış içerisinde yaşayabilmesi için o günün şartlarında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaşamasını ve devletin birliğini savundun.
O günün şartlarında çok az insanın cesaret edebileceği başka bir şey olan AKEL Merkez Komitesi üyeliğine kadar yürüdün.
Tek amacın emekçilerin hakları ve toplumlarımızın barış içerisinde bir arada yaşamasıydı.
Sadece basit bir devrimci değil, aynı zamanda yol göstericiydin.
Bugün Kıbrıs 49 yıldır fiili anlamda bölünmüş, yarısı Türkiye’ye hediye edilmiş durumda.
Kıbrıslıtürk toplumu Kıbrıs Cumhuriyeti’ni terk etmesinin 60. yılında adeta Türkiye’nin esiri haline dönüştü.
Ne yazık ki sevgili Kavazoğlu, Kıbrıs’taki sürer durumun değişmesi için bir ışık ya da bir umut yok.
Maalesef ki yeniden birleşme mücadelesinde Türkçe ve Rumca konuşan Kıbrıslılar gittikçe milliyetçi tahakküme boyun eğdiler.
Gide gide siyasetin merkezine yerleşerek milliyetçilerden nasıl oy devşiririz hesaplarıyla benliklerini kaybettiler.
Onlar için varsa yoksa daha fazla oy alıp bölünmüş, işgal edilmiş Kıbrıs’ta sanki her şey normalmiş gibi hükümet olabilmek derdi.
Her yıl senin adına anmalar düzenleyip slogan atmaya devam ediyorlar.
Sevgili Derviş Ali Kavazoğlu, maalesef ki samimiyetsizliklerinin en büyük isbatı Kıbrıs sorunundaki iradesizlikleri. Samimiyetsizliğin en büyük isbatı Sol’u büyütmek yerine merkeze kaymaları, milliyetçilerle kol kola girebilmeleri.
Sevgili Derviş Ali, sevgili Aleko,
Katledilişinden 58 yıl sonra Kıbrıs’ta yeniden birleşmenin dışında başka bir yol olmadığına özde inan insanlar az da olsa halen var ve son nefesimize kadar bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz.
Bilmeni isterim ki yapayalnız kalsak da hiçbir zaman vazgeçmeyeceğiz.
Sevgili Derviş Ali Kavazoğlu,
Herkes gibi “ışıklarda uyu, rahat uyu” demeyeceğim, çünkü biliyorum ki Kıbrıs ve Kıbrıslılar bu durumda olduğu sürece sen karanlıklarda rahatsızsın.
Elbet bir gün milliyetçi tahakküm yenilecek, bu topraklar ve sen de ışığa kavuşacaksın.
Saygıyla…