Dün 6 Mayıs’tı. Türkiye devrimci gençlik hareketinin önderlerinden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan‘ın katledilişlerinin 51. yıldönümü.
Türkiye halklarının özgürlük ve bağımsızlık mücadelesiyle simgeleşen Gezmiş, Aslan ve İnan, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun (THKO) kurucuları arasındaydı.
12 Mart 1971 Muhtırası’yla başlayan askeri müdahale sürecini takiben Yusuf Aslan, 16 Mart’ta Sivas Şarkışla’da yaralı olarak, Deniz Gezmiş aynı gün Gemerek’te girdiği çatışma sonucu, Hüseyin İnan ise 23 Mart 1971’de Kayseri Pınarbaşı’da bir yoldaşıyla birlikte düştüğü pusuda yakalandı.
Gezmiş, Aslan ve İnan, Ankara 1 No’lu Sıkıyönetim Askerî Mahkemesi tarafından 9 Ekim 1971’de idama mahkûm edildi. İdamları engelleyebilmek için gerek Meclis’te gerek kamuoyunda ve gerekse yoldaşları tarafından çeşitli girişimlerde bulunulmasına rağmen “Üç Fidan”, 6 Mayıs 1972’de Ankara Ulucanlar Cezaevi’nde idam edildi.
Her yıl olduğu gibi, bu yıl da THKO liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan için Ankara Karşıyaka Mezarlığı’nda aileleri ve her kuşaktan yoldaşları tarafından anma törenleri düzenlenecek.
Üç Fidan’ın katledilişinin 51. yıldönümünde Deniz Gezmiş’in abisi Bora Gezmiş ve Denizler’in yoldaşı Mustafa Yalçıner‘le konuştuk.
Bora Gezmiş: Denizler bize çok değerli bir miras bıraktı
bianet’e konuşan Deniz Gezmiş’in abisi Bora Gezmiş, 51 yıl geçmesine rağmen 6 Mayıs 1972’de yaşadıklarını unutamadığını belirterek, “Biz o zaman babam birlikte dört beş kişiyle toprağa vermiştik onları, üç yiğidi. Şu anda 51 sene geçmesine rağmen gördüğünüz gibi halk onların değerini biliyor ve elinden geldiği kadar da hatırlayıp anlıyor. O zaman abimin cenazesini memlekete götürmek istemiştik ama cunta bir an evvel gömülmesini istiyordu. İmkân vermediler. Eziyet yaptılar, mecbur kaldık. Üç mezarı birbirinden ayrı tuttular. ‘Emir böyle’ dediler. Emri veren kimdi bilmiyorum. Ama o gün bize eziyet edenlerin hiçbirinin ismi bugün hatırlanmıyor. Yani o dört beş tane komutanın ismini sayın deseniz hiç kimse sayamaz. Ama Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in adları yüreklere kazındı. Onlar 68 kuşağının temsilcileri” dedi.
Gezmiş, “Denizler bize çok değerli bir miras bıraktı. Bugün alnımız açık, göğsümüzü dik bir şekilde yürüyorsak onların sayesindedir. Biz kardeşimle gurur duyuyoruz. Hiçbir zaman, o çok karanlık günlerde dahi en ufak tereddütte bulunmadık. Ve haklı olduğumuz bugün de belli oluyor” diye konuştu.
Mustafa Yalçıner: Ömürlerini halka adamış gençlerdi
Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in yoldaşı, THKO kurucularından Mustafa Yalçıner ise “Denizler, sonuna kadar anti-emperyalist ve aynı zamanda ülkelerinin özgürlük ve demokrasi ortamı içinde ilerlemesini isteyen, ömürlerini halka adamış gençlerdi” dedi.
bianet’e konuşan Yalçıner, son dönemde artan tartışmalara dikkat çekerek, “Örneğin Erdoğan’ın emperyalizme karşı mücadele ettiğinden söz ediyor. DSP Genel Başkanı [Önder Aksakal] çıkıyor, ‘Denizler yaşasaydı Cumhur İttifakı’na oy verirdi’ diyor. Böyle haddini bilmezliklerin ileri sürüldüğü koşullardayız. Denizler emperyalizme karşıydılar ama örneğin bir NATO ülkesinde yaşadıklarını biliyorlardı ve NATO üslerini basmaya gidiyorlardı. Şimdi bu sözü edilen zevatın NATO’yla hiçbir sorunu yok. Bu olmadığı gibi Türkiye’nin tekelci sermayesini onların lehine programlarla birlikte savunuyorlar” diye konuştu.
“Denizler’in yolu, mücadele yoludur”
Gezmiş, Aslan ve İnan’ın son sözlerinin “bir parti programı, bir manifesto niteliğinde” olduğunu belirten Yalçıner, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Üç arkadaş, üç yoldaş aralarında sözleşerek, görev bölümü de yaparak bunun çeşitli yönlerini ortaya koymuşlardır ama ortak noktaları çok nettir: Emperyalizme karşı tavizsiz bir mücadele. Bu mücadelenin işçiler ve köylülerle, onlara dayanarak yürütülüyor olması, ülkenin bağımsızlığının ve demokrasinin savunulması, faşizme karşı tutum alınması, bütün bunların Marksizm-Leninizm’in yol göstericiliğinde gerçekleştirilmesi… Bugün herhalde bu çizilen çerçeveden çok değişen bir şey yoktur. Denizler’in bu ülkeye, özellikle de gençlere bıraktıkları miras budur. Ve bu bir mücadele yoludur. Eğer düzenin değiştirilmesine yönelik olarak bugünkü iktidara karşı bir mücadele veriyor ve halkın egemenliğini savunuyorsak bilin ki bu Denizler’in yolundan, onların açtığı yoldan yüründüğü içindir.”