Gazeddakıbrıs
CTP ve TDP dün yaptıkları açıklamalar ile Türkiye’de yaşanan olayları yorumladılar. Fakat CTP yaptığı açıklamada ne AKP ne de HDP isimlerini kullanmaktan kaçınırken, Türkiye’de yaşanan iktidar şiddetinin kabaca ‘terör’ sorununa bağladığı anlaşılmakta.
TDP’nin de yaptığı açıklamada yaşananların endişe ile izlenmekte olunduğu ifade edilirken, CTP’ye benzer bir şekilde AKP isminin kullanılmasından kaçınıldığı ve yaşananların ‘terör’ ile ilişkilendirildiği göze çarptı.
İşte o açıklamalar
CTP:
Türkiye Cumhuriyeti’nde 15 Temmuz tarihinde gerçekleştirilen ve her şeyden önce insan haklarını, özgürlükleri, demokrasiyi ve barışı hedef alan meşum darbe girişimi sırasında yaşananları büyük bir üzüntüyle izlemiş, bu girişimi en güçlü şekilde kınamıştık. Darbe girişiminin büyük bir cesaretle ve başarıyla bastırılmasının ardından yaşanan, idam cezasının geri getirilmesinin tartışmaya açılmasına, basın özgürlüğünün ve siyasetin alanının daralmasına yönelik ve benzeri gelişmeleri endişeyle izlemekteyiz.
Dünyadaki ve özellikle bölgemizdeki hangi ülkede yaşanırsa yaşansın, tüm siyasi sorunlara daha fazla insan hakları, daha fazla özgürlük, daha fazla demokrasi ve daha fazla barış şiarıyla çözüm aranması gerektiği yolundaki güçlü kanaat ve inancımızı paylaşırız.
Bu arada, hangi meşruiyet gerekçesinin arkasına sığınmaya çalışırsa çalışsın, terörün ve insan yaşamına kast eden her türlü girişimin asla kabul edilemez olduğunu ve tarafımızdan kınandığını bildirmek isteriz. Dileğimiz ve amacımız, siyasi sorunlara, insan haklarını, özgürlükleri, demokrasiyi ve barışı merkeze alan bir yaklaşımla çözüm bulmaya yönelik bir anlayışın dünyada, bölgemizde ve ülkemizde hakim olmasıdır.
TDP:
Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Türkiye’de özellikle gazeteciler, akademisyenler ve milletvekillerin
Aralarında HDP Eş Başkanları’nın da bulunduğu 11 milletvekilinin dün akşam gözaltına alındığını, bazılarının tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildiklerini, diğer yandan da bu sabah Diyarbakır’da bombalı araçla bir terör saldırısı yaşandığını belirten Özyiğit, 15 Temmuz akşamı Türkiye’de yaşanan darbe girişimini kınadıklarını ve tam demokrasiden asla ödün verilmeden, çağdaş hukuk kuralları çerçevesinde gerekli tedbirlerin alınmasını, insan hak ve özgürlüklerinin zedelenmemesini dilediklerini, fakat yaşanan gelişmelerin maalesef bu yönde olmadığını belirtti.
Özyiğit, yapılan operasyonların, Türkiye’de farklı düşünceye, farklı kimliğe, farklı ideolojiye sahip tüm kesimlere yönelik bir tehdide dönüşmekte olduğunu üzülerek takip ettiklerini ifade etti. Özyiğit, seçimle gelen kişilerin ancak seçimle gitmeleri gerektiğini, bunun aksi olması halinde ise demokrasinin ciddi anlamda yara alacağını kaydetti.
Diyarbakır’da Emniyet Müdürlüğü’nün Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü binasına gerçekleştirilen ve polis ve sivillerin hayatını kaybetmesine neden olan saldırıya yönelik ise Özyiğit, nereden ve kimden gelirse gelsin her türlü terör eylemine karşı olduklarını belirtti. Demokrasi dışı karar ve uygulamalara karşı cevabın ancak hukuka ve demokrasiye uygun yapılması gerektiğini belirten Özyiğit, acının şiddeti getirdiği bir tablonun tüm insanlara daha büyük acılar yaşatacağını ifade etti.
Yaşanan gelişmelerin en fazla barış ortamı ile demokrasiye zarar verdiğini kaydeden Özyiğit, “Gelişmelerden ciddi anlamda endişe duymaktayız. Türkiye’de Türklere de Kürtlere de, her etnik gruba da kardeşçe yaşayacak yer vardır. Yakın coğrafyamızda görmeyi istediğimiz tablo da budur” dedi.
“Çıkış yolu tam demokratik bir Türkiye”
TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Türkiye’deki tüm kesimleri sağduyuya ve barışa davet etti. Özyiğit, “Aslolan demokrasi, temsiliyet, barış, adalet ve özgürlüktür. Türkiye’nin geleceğini bu değerler üstüne kurmalı ve herkesin kendini demokratik ve özgür bir biçimde ifade edebildiği bir ülke yaratılmalıdır” dedi.
Özyiğit, çıkış yolunun ancak, Türkiye’de yaşayan tüm bireylerin evrensel insan hak ve değerlerinden eksiksiz bir biçimde yararlanacağı tam demokratik bir düzenin kurulması olacağının altını çizdi. Özyiğit, yaşanan gelişmeler karşısında tekrar tekrar “inadına barış, bütün halklar kardeştir” diye haykırmaya devam edeceklerini de kaydetti.