Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan, Halil Falyalı ve Murat Demirtaş cinayeti ile ilgili 8’i Türkiye’de, 3’ü ise kktc’de olmak üzere toplam 11 tutuklunun bulunduğunu, eldeki kuvvetli delillere göre, cinayetin işlendiği anda en az 3 kişinin olay mahallinde olduğu yönünde tespitleri bulunduğunu söyledi.
Soyalan, cinayetin işlendiği sırada Halil Falyalı’nın içinde bulunduğu araçta, şöförü Murat Demirtaş ile birlikte bulunduğunu, arkasından gelen araç içerisinde sadece iki korumasının yer aldığını, eşinin kendi özel aracıyla Çatalköy’deki ikametgahına gitmek üzere olaydan yaklaşık beş-on dakika sonra olay yerine vardığını, çocuklarının ise olay esnasında Çatalköy’deki ikametgahlarında bulunduklarını belirtti.
Soyalan, Polis Teşkilatı personelinin sahip olduğu bilgi, birikim, deneyim ve beceriyle olayı kısa sürede, büyük ölçüde aydınlattıklarını ve olaya müdahil dünya ve halkın nazarında yeniden güven tazelediklerini kaydetti.
Soyalan, Polis Teşkilatı’nın ülkede, suç işleme eğilimlinde olan kişilere asla müsade etmeyeceğini ve uluslararası arenada ülkenin güvenli bir ülke olarak anılması konusunda ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerinden kimsenin kuşkusu olmamasını istedi.
Basın toplantısı
Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan, bugün düzenlediği basın toplantısında, Falyalı cinayeti ile ilgili açıklamalarda bulundu. Soyalan’a polis müdürleri ile tahkikatta görev alan polis yetkilileri de eşlik etti.
Soyalan, ülke gündemini hayli meşgul eden Halil Falyalı ve Murat Demirtaş’ın “canice öldürülmeleri” üzerine, ülke ve Türkiye basınında çeşitli iddialar yer aldığını söyledi.
Bu gelişmeler doğrultusunda, konu ile ilgili kamuoyunu bilgilendirmek üzere bir basın açıklaması yapmanın uygun olacağını değerlendirdiklerini ifade eden Soyalan, silahlı saldırı sonucu hayatlarını kaybeden Halil Falyalı ve Murat Demirtaş’a Allahtan rahmet, yaslı ailelerine sabır ve metanet diledi.
Polis Genel Müdürlüğü olarak, olayın meydana geldiği ilk andan itibaren meselenin aydınlatılması ve suç faillerinin yakalanarak adalete teslim edilmesi için gece gündüz, büyük bir titizlik ve özveriyle çalıştıklarını vurgulayan Soyalan, şöyle devam etti:
“Polis Genel Müdürlüğü olarak, cinayetin işlenmesinin ardından, her türlü ihtimali göz önünde bulundurduk. Olayın gerçekleşmesinin üzerinden geçen kısa bir süre içerisinde, elde ettiğimiz bulgular doğrultusunda mesele ile ilgili ilk tutuklamaları gerçekleştirdik.
Soruşturma kapsamında, 12.02.2022 tarihinde Cumartesi günü Alsancak’ta gerçekleştirdiğimiz operasyon sonucu, meselede zanlı olarak aranan iki kişiyi tespit ederek tutukladık. Ayrıca zanlıların bulundukları ikametgahta yapılan aramada da bir adet tabanca ve 15 adet mermi bulundu.
Silahların olayda kullanılan silahlar olduğu kesinleşti
13.02.2022 tarihinde Pazar günü ise, Çatalköy’de, cinayet mahallinin yaklaşık bir kilometrelik batı kısmında, dere yatağı içerisinde, iki adet kalaşnikof marka otomatik silah, bu silahlara ait 4 adet şarjör ve 39 adet mermi ile bir adet 9 mm çapında tabanca ve tabancaya ait şarjör ve toplam 13 adet mermi bulundu ve yaptığımız balistik incelemeler sonucu silahların olayda kullanılan silahlar olduğu kesinleşmiştir.
Cinayetin aydınlatılmasında önemli bir detay olan bu gelişme Polis Teşkilatı olarak elimizi güçlendirmiş ve soruşturmanın devamında önemli bir ayrıntı olmuştur.”
“TC emniyet genel müdürlüğü ile koordineli çalışmalarımız sonuç vermeye başladı”
Soyalan, olayın meydana geldiği ilk andan itibaren bazı kesimlerin “bu cinayetin faillerinin bulunamayacağı ve/veya bulunsa bile olayın üzerinin kapatılacağı”
Yönündeki iddiaları ve beklentilerinin aksine, cinayetin en kısa sürede aydınlatılması ve hiç bir şüpheye mahal vermeyecek şeklide suç faillerinin tespiti için TC Emniyet Genel Müdürlüğü ile koordineli bir şekilde olan çalışmalarının sonuç vermeye başladığını söyledi.
Suç faillerinin Türkiye’deki bazı şahıslarla bağlantısı olabileceğini değerlendirmelerinin ardından elde ettikleri bulguları Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri ile paylaştıklarını ifade eden Soyalan, şunları kaydetti:
“İki ülke polisi tarafından müştereken yürüttüğümüz soruşturma kapsamında, paylaşılan bulgular ışığında bugüne değin olayla bağlantısı olduğu saptanan toplamda 8 kişinin İstanbul’da tespit edilerek Türkiye Emniyeti tarafından tutuklanmaları sağlandı.
Sizlerin de bildiği üzere, Türkiye’de tutuklanan şahısların sorgularına ışık tutmak gayesiyle soruşturma kapsamında elde ettiğimiz bir takım suç delillerini (fotoğraf, video) Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri ile paylaştık. Soruşturma kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Genel Müdürlüğü ile paylaştığımız delillerin, Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı tarafından incelenmeleri yapılmış ve cinayetin aydınlatılması sürecine önemli ölçüde katkı konulmuştur.
Toplam 11 tutuklu
Bu aşamada soruşturma kapsamında sekizi (8) Türkiye’de, üçü (3) ise kktc’de olmak üzere toplam onbir (11) tutuklu bulunduğunu belirtmek isterim. Eldeki kuvvetli deliller göstermektedir ki, cinayetin işlendiği anda en az üç kişinin olay mahallinde olduğu yönünde tespitlerimiz bulunmaktadır.
Soruşturmanın tamamlanmasının ardından tutuklu bulunan zanlılar yargılanmak üzere süratle mahkemeye sevk edileceklerdir.
300’e yakın kişinin bilgisine başvuruldu, 100 civarında ifade temin edildi
Yürütülen soruşturma kapsamında bugüne değin 300’e yakın kişinin bilgisine başvurulmuş ve bunun sonucunda soruşturmaya ışık tutacak yaklaşık 100 civarında ifade temin edilmiştir.
Yine soruşturmaya ışık tutmak gayesiyle Kent Güvenlik Sistemi Kamera kayıtları haricinde 80 civarında mahalli kamera kaydının incelemesi yapılmış ve meselenin aydınlatılmasında önem arz eden bazı kamera görüntülerinin kaydı emare olarak alınmıştır.”
Polis Genel Müdürü Ahmet Soyalan, olayın gerçekleşmesinin ardından basın kuruluşları tarafından ortaya atılan bazı iddialara değinerek, bu konuda şunları söyledi:
“Cineyetin işlendiği sırada Halil Falyalı’nın içinde bulunduğu araçta, Halil Falyalı ve şöforü Murat Demirtaş bulunmaktaydı. Halil Falyalı’ın aracının arkasından gelen araç içerisinde ise sadece iki koruması vardı.
Halil Falyalı’nın eşi, kendi özel aracıyla otelden ayrılarak Çatalköy’deki ikametgahına gitmek üzere olaydan yaklaşık beş-on dakika sonra olay yerine varmış, çocukları ise olay esnasında Çatalköy’deki ikametgahlarında bulunuyorlardı. Cinayetin işlenmesinin ardından faillerin sürat teknesiyle adadan ayrıldıkları yönündeki iddialar gündemi hayli meşgul etmiştir.
Hepinizin de bildiği üzere ülkemizin kıyı güvenliği Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına bağlı Sahil Güvenlik ekipleri tarafından sağlanmaktadır.
Güvenlik Kuvveleri Komutanlığının, faillerin deniz yoluyla kaçtıkları iddiaları üzerine 15 Şubat tarihli basın açıklamasında da belirtildiği gibi böyle bir ihtimalin ve tespitin olmadığı kamuoyu ile paylaşılmıştır.
“Cinayette kullanılan silahların ülkeye nereden ve nasıl sokulduğu titizlikle soruşturuluyor”
Cinayette kullanılan silahların ülkeye nereden ve nasıl sokulduğu konusu, cinayet soruşturmasının esasına ilişkin önemli bir konu olduğundan Polis Teşkilatı tarafından titizlikle soruşturulduğunu ayrıca belirtmek isterim.
Cinayet zanlısı olarak Türkiye’de halen tutuklu bulunan bir kişinin, olay gecesi Ercan Havaalanı’ndan çıkış yaparak ülkeden elini kolunu sallayarak kaçtığı yönünde de haksız eleştiriler yapılmaktadır.
Meydana gelen vahim olayın ardından, cinayet mahallinden başlayarak soruşturmayı genişleten ekiplerimiz, söz konusu şahsın ülkeden ayrıldığı saate kadar olayla bağlantısı olduğu yönünde herhangi bir tespiti olmamıştır.
Konu şahsın mesele ile bağlantısı olduğu belirlenmesinin ardından da, bilindiği üzere Türkiye Emniyet Genel Müdürlüğü yetkilileri ile temasa geçilerek söz konusu şahsın Türkiye’de tutuklanması sağlanmıştır.”
Polis Genel Müdürü Soyalan, “Ülkedeki Mobese kayıtlarının Türkiye tarafından yönetildiği ve cinayetle ilgili bazı görüntülerin ülke basını yerine Türkiye medyası ile paylaşıldığı” yönünde de Polis Teşkilatını zan altında bırakacak iddia ve eleştirilere yer verildiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
“Kent Güvenlik Yönetim Sistemleri’nin kayıtları tamamen PGM kontrolünde ve denetimindedir”
“Öncelikle şunu belirtmek isterim ki Kent Güvenlik Yönetim Sitemlerinin kayıtları, tamamen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhutiyeti Polis Genel Müdürlüğü’nün kontrolünde ve denetimindedir. İddia edildiği gibi başka bir merkezden izlenebilir yada yönlendirilebilir bir sistem değildir. Kapalı devre bir sistem olup, Polis Genel Müdürlüğü personelinden yetkilendirilmiş olanlar haricinde herhangi bir kimsenin erişmesi mümkün değildir.
Sizler de takdir edersiniz ki bu denli önemli bir soruşturma yürütülürken, olaya ilişkin bazı bilgi, belge ve görüntüler, Polis Genel Müdürlüğü birimleri ve Türkiye Emniyet Genel Müdürlüğü ile paylaşılmıştır.
Maalesef olayın hemen ardından gerek ülkemiz gerekse Türkiye medyasında çeşitli görüntü ve iddiaların yer aldığını görmekteyiz.
Bu gelişmelerden de görüleceği üzere, Polis Teşkilatına henüz ulaşmayan bazı özel kamera görüntüleri ve bazılarının tamamen asılsız olan iddiaların Türkiye’de medya tarafından kendi görüşleri doğrultusunda reyting amaçlı yorumlar yapılarak servis edilmesi, bizleri de hayrete düşürmüştür.
Ayrıca şunu da belirtmek isterim. Şüpheliler hakkında ulaşılan bilgiler soruşturmanın selameti açısından, meselenin tahkikat memuru tarafından remand duruşmalarında Mahkeme huzurunda açıklanmakta ve siz basın mensupları oradan da bilgi sahibi olduğunuzu biliyoruz.
Böylesi önemli bir olayda, soruşturmanın selametini etkileyecek birçok önemli detay ve görüntünün yargı sürecinde deşifre olması bizlerin işini hayli zorlaştırdığını ve bu durumun soruşturmanın seyrine gölge düşürdüğünü söylemeden geçemeyeceğim.”
“Bazı görüntülerin basına sızması konusunda teşkilat içerisinde de idari bir soruşturma başlattık”
Soyalan, bazı görüntülerin basına sızması konusunda teşkilat içerisinde de idari bir soruşturma başlattıklarını ve görüntülerin Polis Genel Müdürlüğü birimleri içerisinden sızdığının tespit edilmesi durumunda da gerekenin yapılacağını vurguladı.
Basın mensuplarının, böylesi önemli olaylarda halkı bilgilendirmek adına yaptıkları yayınlarda, bu tür hassasiyetleri gözetmelerini isteyen Soyalan, Polis Teşkilatının halkın, huzur ve güvenliği için elindeki mevut kısıtlı imkanlarla görev yaptığını belirtti.
Polis Teşkilatının, günün değişen ve gelişen koşullarına göre kendini yenilemek ve halka hizmet konusunda etkililiğini ve verimliliğini artırmak adına 2021 yılı Nisan ve Eylül ayları içerisinde iki kez çalıştay düzenlediğini anımsatan Soyalan, çıkan sonuç raporlarını hayata geçirebilmek amacıyla devletin ilgili kademelerine iletildiğini belirtti.
Bu hususta ilgili devlet daireleri ile çalışmalarının sürdüğünü ifade eden Soyalan,
Teşkilatın var olan sorunlarını şöyle sıraladı:
“Bunların en başında sürekli olarak vurguladığımız, personel sıkıntısı gelmektedir,
3 bin kişilik polis kadrosu olmasına rağmen, eksik personelle halkımıza hizmet vermekteyiz. Ancak polis kadrosunun bu sayı ile bile günümüzde halka verilen hizmette beklentileri karşılamadığı aşikardır.
Dönem dönem kısıtlı sayıda Polis Teşkilatına alınan yeni polisler suçla mücadelede kullanılmak yerine, yeni açılan kara geçiş kapıları ve yakın zamanda açılması planlanan Ercan Uluslararası Havaalanı gibi güvenlik birimlerinde kullanılmak zorunda kalmaktadır.
Personel sıkıntısının yanı sıra Teknik imkansızlıklar, Araç gereç eksiklikleri ve Polisin icraatlarında elini güçlendirecek yasaların henüz hayata geçirilmemiş olması elbette işimizi zorlaştırmaktadır.
Organize suçlarla mücadelede polisin etkinliğini artırmak amacıyla 2015 yılından günümüze kadar birçok yasa tasarısı hazırlanmış ancak bunların hiçbiri henüz hayata geçirilememiştir.
Bu Yasa Tasarılarına değinecek olursak;
Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Yasa Tasarısı, Teknik Araçlarla İzleme Yasa Tasarısı, Polis Tarafından Kullanılan Muhbirin Ödüllendirilmesi Yasa Tasarısı, Kontrollü Teslimat Yasa Tasarısı, Gizli Soruşturmacı Görevlendirilmesi ve Kullanılması Yasa Tasarısı, Etkin Pişmanlık Yasa Tasarısı ve Koruma Hizmetleri Yasa Tasarısı bulunmaktadır.”
Soyalan, dünyada olduğu gibi, ülkede de yerleşmiş bir kanı olduğunu; “Polisin suçu önleyebildiği oranda başarılı olduğunu ancak önleyemediği suçun faillerini de meydana çıkarmak, bundan sonra ülkede suç işlemeyi tasarlayan şahıslara da göz dağı vermek” olduğunu söyledi.
“Biz bu konuda kendimizi şanslı olarak görüyoruz. Sizlerin de gözlemlediği gibi, son zamanlarda meydana gelen birçok önemli adli olay, büyük bir titizlik ve özveri ile çalışan personelimiz sayesinde aydınlatılmış ve suç failleri tespit edilmiştir” diyen Soyalan, şöyle devam etti:
“Personelimizin özverili ve disiplinli çalışmaları neticesinde elde edilen bu ve buna benzer başarılar, Polis Teşkilatının kamuoyu yoklamalarında en güvenilir kurumlar arasında yerinin almasının bir kanıtıdır.
Polisimiz her geçen gün, Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından bize sağlanan hizmet içi eğitimlerle kendisini sürekli yenilemekte ve suçla mücadelede kendini geliştirmektedir.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin gerek coğrafi konumunu, gerekse siyasi anlamda sadece Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmış bir ülke olmasını fırsat bilerek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde suç işleme eyiliminde olan kişiler bilmelidir ki, Polis Teşkilatı bunlara asla müsade etmeyecek ve uluslararası arenada ülkemizin güvenli bir ülke olarak anılması konusunda elimizden geleni yapmaya devam edeceğinden kimsenin kuşkusu olmasın.
Gerek ülkemiz basınının, gerekse yabancı basının yakından takip ettiği bu cinayet soruşturması göstermiştir ki; Polis Teşkilatı, personelinin sahip olduğu bilgi, birikim, deneyim ve beceriyle olayı kısa sürede, büyük ölçüde aydınlatmış ve olaya müdahil tüm dünya ve halkının nazarında yeniden güven tazelemiştir.”
Soyalan, Cinayetin aydınlatılması sürecinde kendilerine her konuda yardımcı olan
halka, Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına, Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Genel Müdürlüğüne, Suçla ilgili bilgi ve belgelerin Türkiye Cumhuriyeti Emniyet Genel Müdürlüğüne istinabe yoluyla gönderilmesinde katkı koyan, TC Lefkoşa Büyükelçiliğinin İçişleri Müşavirlerine, meselenin soruşturulmasında emeği geçen, katkı koyan, bıkmadan usanmadan gece gündüz mesai yapan tüm personeline ve yoğun mesaileri nedeniyle onlara her daim anlayış gösteren kıymetli polis ailelerine ve kamuoyunu aydınlatmak adına polisi yaptığı haberlerle destekleyen basın mensuplarına teşekkür etti.
Soyalan, “Konunun hassasiyeti ve soruşturmanın halen devam etmesinden dolayı, konu ile ilgili bu aşamada daha fazla detay veremeyeceğimi ve sizlerden olayla ilgili soru almayacağımı belirtmek isterim. Anlayışınız için tekrardan teşekkür ederim.
Mesele ile yeni gelişme olması durumunda sizleri bilgilendirmeye devam edeceğiz” diye konuştu.