Bendeniz kendini bilmez İzmir’de büyüdüm.
İzmirliyi ikinci katta mekâna sokamazsın.
İstanbul’un ünlü mekânı 360 çatıya dükkân açtı, battı.
O yüzden İzmirli seyyar esnafı çok sever. Güzelyalı Ortaokulu’nun midyecisi Maykıl’a (Michael) selam olsun.
***
İstanbul’un keşmekeşinden kaçan kim varsa İzmir’e taşındı.
O kadar Rezidans (Rezidence) pek tabi İstanbullulara yapıldı, İzmirli mahallecidir.
Büyükşehir hayatı başa beladır, güvensizlik diz boyu. İzmirli utanmasa çocuğuna elektronik kelepçe takacak.
Alaçatı komple İstanbulluların…
İzmirli taşınacak yer arıyor…
***
Altı kuşak Trabzonluyum.
Her şey Karadeniz Sahil Yolu projesiyle başladı, ben o zaman üniversite öğrencisiydim.
Beton Cumhuriyeti’nin ilk temelleriydi. Sit alanına, denizi doldurup otoban yapmak istediler, çevreci, aktivist, avukat Cihan Eren dava açmıştı.
***
Enteresan zamanlarda ortaya çıkıp şarkı söyleyen Haluk Levent, “Çemberimde Gül Oya” şarkısına mücadele için klip çekti.
Klibin ortasında Cihan Eren; “Bizler için deniz “Ana” gibidir, “Dağ” gibidir, diyordu.
Keşif için geleceklerdi ki; İki gün önce 18 Nisan 2005 günü avukat Cihan Eren’i vurdular.
Tam 95 gün yaşam mücadelesi vermişti. 22 Temmuz’da yürütmeyi durdurma kararını göremeden iki gün önce öldü.
***
25 Haziran 2005’te kanserden Kazım Koyuncu hayatını kaybetti, 33 yaşındaydı.
İkisine de Dağ gibi Ana gibi rahmet olsun…
Çernobil sonrası televizyona çıkıp çay için Bakan Cahit Aral, 84 yaşına kadar yaşamıştı, 2011’de öldü.
Bir politikacı nasıl bu kadar koltuk sevdalısı, yüzsüz ve insan düşmanı olur derseniz açın izleyin.
***
Mahkemeyi kim takar…
O yol yapıldı. Hani geçen gün Ordu’da sel oldu. Yağmur geldi nerede takıldı? Karadeniz Sahil Yolunda… Neden? Çünkü denizi doldurup otoban yaptılar. Denizi doldurup stadyum yaptılar.
***
Konu yol değilmiş çok sonraları anladık…
Arap sermayesi kara parasını, köyümüzün yağmurlarıyla akladı.
Her yere on katlı bina yaptılar. Bugün Trabzon’a gidin, yeşili görmek için 30 kilometre içeri, dağlara doğru gitmek zorundasınız.
***
Göztepe kadar İzmirli, Maçka kadar Trabzonluyum…
Çevrenizde estetik yoksunu ne varsa, görgüsüz müteahhitlerle, peşkeşçi politikacıların işidir.
***
Siz hiç beşinci kattaki evinizin penceresine demir parmaklık taktırdınız mı?
Kürek mahkûmu gibi saat dokuzdaki mesainize, altı da kalkıp yola koyuldunuz mu?
Beton mahkûmluğu nedir bilemezsiniz!
***
Ben artık köyümün resmini paylaşmaya korkuyorum. Bırakın gelmesinler, çiçeklerimizi kopartacaklar, çöp atacaklar diyorum.
***
Önce size büyük yollar yapacaklar.
Büyük apartmanlar dikelecek etrafına. Kontrolsüz göç alacaksınız.
***
Türkiye’deki bütün arkadaşlarım taşınacak bir yer arıyor. Bir tanıdığım işini gücünü bırakıp, çoluğunu çocuğunu koluna takıp, Amerika’ya pompacı olmaya gitti.
Herkes çocuğunu başka bir ülke de okutma derdinde.
***
Hükümetimiz kalkmış, ülkeye para girişini sağlamak için, yabancıların konut edinme hakkını, apartman dairesinde üçe çıkarmış.
***
Dövizle yaşamak zor… Hayvan olarak yaşamak zor… Kültürümüzle yaşamak zaten zordu… Dökün üzerimize betonu… Belki bir müze de heykel oluruz…