Türkiye’nin işgal ettiği ve kuzeyde kendi alt yönetimini kurduğu Kıbrıs’ın kuzey parçasında 2020 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı’ya yakın kişiler Milli İstikbarat Teşkilatı tarafından hotellere çağrıldı ve tehdit edildi.
Akıncı bunun üzerine muhattabı olan TC elçisini makamına çağırdı.
Elçi Ali Murat Başçeri KKTC devletinin en üst düzey makamı olan Cumhurbaşkanı Sn. Akıncı’nın bu davetine icabet etmedi.
Seçimlerden sonra 4. Cumhurbaşkanı Akıncı’nın çalışma arkadaşları yani bu devletin en üst düzey makamında bulunan kişinin çalışma arkadaşları Akıncı’ya resmi görevleri icabı çalışmalarına rağmen anavatan Türkiye Cumhuriyeti’ne girişleri yasaklandı.
Biri tehdit mi dedi?
Biri hukuk devleti mi dedi?
Cumhurbaşkanlığı muavinliği ve KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Türkiye’nin istemediği cumhurbaşkanı adaylarının başlarına gelen şantaj ve tehditleri saymıyorum.
2001 yılında KKTC Başbakanı Dr. Derviş Eroğlu’nun başbakanlık konutunun bombalanmasını saymıyorum.
2004 yılında KKTC Başbakanı Talat’ın evinin önünde patlayan bombayı saymıyorum.
Bütün bu tehditler, saldırılar faili meçhul olarak tarihe geçti.
Türkiye’nin yönettiği ve Kıbrıslı Türklerin canından da malından da sorumlu olduğu bu kuzey parçasında 50 bine yakın silahlı kolluk gücü vardır.
Faşistlerin hepsini kınıyorum.
Faşizme hizmet eden herkesi de kınıyorum.
Ülke diye bize yutturduğunuz coğrafyaya bir bakın.
Bütün bunları Elam mı yaptı?
Elam’ın yapacağından beş beterini yaptınız siz bize!
Tatar Efendi sana sesleniyorum.
Sana kusulan bugün bu nefret, senin ve senin partinin sömürgeciyle yaptığı işbirliği sonucu oluşmuştur.
Sen farkında değilsin.
Bu ülkenin yurtseverleri 22 Mayıs 1958 yılından bu yana tehdit, baskı saldırı ve siyasal suikastlarla yaşamaya çalışıyor.
Yurtsever bir Kıbrıslı Türk olmak demek ölümle birlikte yaşamak demektir.
İnsanların senin için üzüleceğine sana “oh!” çekiyor. Oturup biraz düşünün be efendiler!
Biz nasıl bir kötülük yaptık bu topluma diye!
Bir parça da kendinizi sorgulayın.
UBP 1974’den sonra kurulan bu çürümüş düzenin neresinde olmadı diye!