Biyologlar Derneği, av tartışmalarıyla ilgili basın açıklaması yayınladı.
Biyologlar Derneği’nin sürdürülebilir avcılık için yıllardır çalıştığı ve yasalar hazırladığı kaydedilen açıklamada, avcıların “eylem ve sonrasında yaşanan olaylar son derece yanlış bir boyut kazanmıştır. Ne yazık ki, yaşanan tartışmalar avcılığı sürdürülebilir bir noktaya taşıyacak içerikten yoksundur ve federasyonun yanlış tutumu neticesinde ilk kez avcılar suç işlemeye teşvik edilmiştir. Bu kabul edilebilecek bir tutum değildir” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada ayrıca avın bir ayrıcalık olduğu vurgulanırken, “Avcılık Federasyonu yetkilileri avcılığın “hak” değil “ayrıcalık” olduğunu unutmamalıdır. Avlamak için bir hak yoktur ve yasalar avcılığın her zaman sınırlandırılabileceğini veya durdurulabileceğini yazar” denildi.
İşte açıklamanın tam metni:
Biyologlar Derneği, yıllardır ülkemizde yürütülen avcılık faaliyetlerinin yanlışlığını ortaya koymakta ve sürdürülebilir avcılığın sağlanması için çalışmaktadır. Bu doğrultuda, mevcut av yasasının değiştirilmesi için yoğun bir çaba sarf ettiğimiz ve avcılık federasyonu yetkilileriyle asgari müştereklerde buluşarak hazırladığımız yeni av yasası taslağının meclise sevk edilmesini sağlamıştır. Ne var ki, taslak içersindeki en önemli değişim maddelerinden olan merkezi av komisyonun yapısının oy hakkı olmaksızın federasyon dışındaki temsilcileri de içerecek şekilde düzenlenmesinden duyulan rahatsızlık nedeniyle bu girişim sekteye uğramıştır. Oysa ki, son günlerde toplum olarak üzülerek izlediğimiz avcılık konusundaki tartışmalar av yasasının yenilenmesi konusundaki ihtiyacı açıkça ortaya koymaktadır.
Her zaman yapısının çarpık olduğunu dile getirdiğimiz merkezi av komisyonu ne yazık ki avcılık federasyonun kontrolündedir. Hal böyle olunca, merkezi av komisyonunun daha çok avlanacak alan yaratma düşüncesiyle her yıl yeni bölgeleri ava açmak istemesi kaçınılmazdır. Birkaç yıl önce, daha önce kapalı olan Karpaz burnu ince ava açılmış (1,2,3 nolu bölgeler), o da yetmemiş bu yıl da Güzelyurt narenciye bahçelerinin (52,54, 55 nolu bölgeler) ava açılması istenmiştir. Bu amaçla bir sivil toplum örgütü olarak federasyonun eylem gerçekleştirmesi de anlaşılabilir. Ancak, eylem ve sonrasında yaşanan olaylar son derece yanlış bir boyut kazanmıştır. Ne yazık ki, yaşanan tartışmalar avcılığı sürdürülebilir bir noktaya taşıyacak içerikten yoksundur ve federasyonun yanlış tutumu neticesinde ilk kez avcılar suç işlemeye teşvik edilmiştir. Bu kabul edilebilecek bir tutum değildir.
İlk olarak, “avcıların parasıyla alındı” gibi bir söylem geliştirilse de eylem sırasında RHA plakalı bir araç kullanılmıştır. Bu araç, federasyona ait değildir ve devletin bir kurumu olan merkezi av komisyonuna zimmetli bir araçtır. Ancak, belirttigimiz gibi merkezi av komisyonu devletin değil avcıların kontrolünde olduğu için resmi bir aracın eylemde kullanılmasına tüm toplum şahit olmuştur. Bundan daha vahim olan ise, eylem sonrası kendilerine kapalı kapılar ardında ilgili bölgelerin açılacağı söz verildiği iddia edilerek bakanlar kurulu kararını tanımadıklarını açıklayarak avcılara kapalı bölgede yasak av yapmaları yönünde çağrı yapmaları olmuştur. Bu büyük bir suçtur ve uygulamakla yükümlü oldukları av yasasına da aykırıdır.
Avcılık Federasyonu yetkilileri avcılığın “hak” değil “ayrıcalık” olduğunu unutmamalıdır. Avlamak için bir hak yoktur ve yasalar avcılığın her zaman sınırlandırılabileceğini veya durdurulabileceğini yazar. Yasaya göre avcılık faaliyetleriyle ilgili kararları vermekle yetkili tek kurum bakanlar kuruludur ve Merkezi Av Komisyon’nun aldığı tüm kararlar tavsiye niteliklidir. Hatta, bakanlar kurulunun uygun gördüğü durumlarda avcılığı tamamen yasaklama yetkisi de mevcuttur. Ne var ki, alınan karar yeni bir bölge açılmaması yönündedir ve geçen yıl açık olan tüm bölgeler bu yıl da ava açıktır. Öyle ki, narenciye bahçelerini içeren 54 ve 55 nolu av bölgeleri geçtiğimiz yıl da ava kapalıydı.
Tüm bu gerçekler ışığında, yıllardır avcılar ile çevrecileri karşı karşıya getiren federasyon yetkililerinin bu kez aldığı sağduyudan yoksun bu kararla avcıları suç işlemeye teşvik ederek tüm toplumla karşı karşıya getirmeye çalıştığını söylemek yanlış olmaz. Hükümetin yeni bölge açmama kararının arkasında durmaya devam etmesi kaçınılmazdır. Ayrıca, mecliste bekleyen ve federasyon dışındaki taraflara da söz hakkı veren yasa değişikliğini derhal hayata geçirmesini talep ediyoruz. Avcılık federasyonu yetkililerine de mücadelesini demokratik yollarla sürdürmelerini tavsiye ediyor ve bu yanlış tutumlarını sonlandırmalarını diliyoruz. Hiçbir avcı arkadaşımızın ise federasyonun çağrısına kulak vermeyerek, ilk av günü olan 1 Eylül Dünya Barış gününde yasadışı avlanma yapmayacağına inanıyoruz.