Bir insan yaşar ülkesinde,
Kule bir zamanın içinde,
Ne vakit ne de an,
Evrenin içinde, zamanının ülkesinde, vakitsiz, ansızın öyküsüyle
***
Sanırım en çok boşa geçen vakit de, insanın kendi kendisini ve inandıklarını ispatlamaya çalıştığı an
oluyor.
Türlü türlü kimlik övünmeleriyle, türlü türlü tembelliğin içinden, ancak sahip çıkarak, ispat etmeye
girişip, zorlukların içinden çıkmaya çalışmak vakit midir yoksa an mıdır?
İnsanın hiçbir çabası olmadan, sahip olduğu kimliğiyle övünmesi ne garip şeydir.
Mesleği olmayan elbet kimliğiyle övünecek, başka tutunacak ne dalı var ki; sanki sanatı mı var.
***
Bir insan yaşar ülkesinde,
Zamansız evrenin dibinde,
Merkezi devletin gündeminde,
Kâh çatlağın dibinde, kâh güzelliğin gündeminde,
Üretirse dibinden, güzelliğin ülkesinde.
***
Sanırım kapitalizmin en büyük ilkelliği de işçilerin enerjisini kullanmayı ucuz bulmasıdır.
Yavaş yavaş bu düzen aşılmakta, şu an sanayide kullanılan 1.8 milyon robot sayısının 2020’de üç
milyon olması bekleniyor.
Komünizmin asıl karşıtlığı enerji kaynağı olarak işçi gücünün kullanılmasıdır.
***
Siyasi partilerin programlarında, ekonomiyi insan iradesine bağlı bir mekanizma olarak görmek ne
kadar büyük yanılgıysa, Komünizmi siyasal bir doktrin olarak görmek o kadar büyük bir yanılgıdır.
Evren ne kadar eşit enerjiyse, komünizm o kadar eşit enerjidir.
Savunduğu eşitlik budur…
Çünkü kuşlar kuşların, bitkiler bitkilerin enerjisini kullanmaya kalkmamıştır.
İnsan sürekli değişim içindeki evrenin düzeninin içindedir.
***
Evrenin enerjisini, insanın istekleriyle, enerji kaynaklarına yatırım yaparak üretime dönüştürmek,
insanı evrenin düzeninin içine alır.
Yoksa dışında kalacaktır.
Komünizmin üretim dediği şey budur…
***
Ekonomiyi siyasi partilerin programlarından çıkarıp, tıpkı fizik gibi bir bilim haline getirirsek,
komünizmi Leninizm olarak sanmaktan çıkıp, kapitalizmin karşısına koymak yerine, evrenin düzenini
kavrayabileceğiz.
***
Bendeniz kendini bilmez, sürekli artan modern üretimin, kendine yeni müşteriler bulmak için,
insanları yoksulluktan kurtarmak zorunda kalacağına inanıyorum.
Marx’ın dediği “non-antagonist” dönem budur.
Bir üstüne ömrü vefa etmedi…