Karşımda, cam bardağın içinde duran suya bakıyorum saatlerdir…
Arkasında okunmayı bekleyen kitaplar var…
İzlenilmeyi bekleyen ağaçlar…
Uçmayı bekleyen kuşlar var…
Âşık olacağı günü bekleyen bir kadın…
Şiiri bekleyen bir Şair…
Hiç bir bardak suyun arkasında nelerin olabileceğini düşündünüz mü?
Bir bardak suyun arkasında kimlerin olduğunu gördünüz mü?
İnsan görmediği, okumadığı şeyleri bilebilir mi?
Söz gelimi, tertemiz bir suyu hiç görmemiş, suyun berrak olduğunu okumamış biri, suyun şeffaf olduğunu bilebilir mi?
* * *
Lefkoşa Merkezi Cezaevi Danışma Kurulu, cezaeviyle ilgili bir rapor hazırlamış geçen hafta…
Cezaevinde haftada üç gün sıcak suyun olduğunu, kırık cam ve pencerenin olmadığını, kantinde satılan ürünlerin piyasadan farklı olmadığını, cinsel ilişki, baskı ve şiddetin olmadığını dile getirmiş…
Lefkoşa Merkezi Cezaevi Danışma Kurulu Başkanı Erkan Tekeli…
Başbakanlığa bağlı Yerel Yönetimlerden sorumlu olan kişi Erkan Bey aynı zamanda…
Devlet devleti denetliyor…
KKTC, KKTC’yi denetleyebilir mi?
KKTC, KKTC’den hesap sorabilir mi?
Ne zaman hesap sordu?
Hesap sordukları neredeler şimdi?
Hastane’de yanlış tedaviden…
Yolların hatalı yapılmasından ya da yolun olmamasından ölenler var…
Örtülü ödenekten yolsuzluk yapanlar var…
İhalelerden rüşvet aldığı iddia edilen eski bakanlar var…
Kutlu Adalı’yı katledenler var…
Afrika Gazetesine saldırıp, bulunamayanlar var…
Ölenler mezarda…
Ölümlerden sorumlu olanlar, yolsuzluk yapanlar dışarıda…
* * *
8 Kasım 2018 tarihinde, Havadis Gazetesi’nde Devrim Demir cezaeviyle ilgili bir haber yapmış…
7-8 metre karelik alanda, 8-10 kişi kalıyormuş…
Tuvaletler ve duşlar içler acısı durumdaymış. Lağım kokusu içinde banyo yapıyormuş insanlar. Tuvaletler artık kullanılmayacak durumdaymış. Çamaşırlarını banyo yaptıkları yerde yıkıyormuşlar. Yattıkları yerde kurutuluyormuş çamaşırlar…
Bunlara ek olarak Hak-Sen Başkanı İzzet Türkmen bazı koğuşlarda 65 kişinin kaldığını ve mahkûmların yerde yattığını söylemiş…
İzzet Türkmen bir gardiyan…
Cezaevinde olup biten her şeyi birebir yaşayan, gören…
* * *
23 Ocak 2019 tarihinde, Yeni Düzen Gazetesi’nde, İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, Gazeteci Mert Özdağ’a verdiği mülakatta haftada iki sıcak suyun olduğunu söyledi. Sn. Erkan Tekeli, sıcak suyun haftada üç olduğunu raporunda beyan etti. Biri bakan, diğeri kurulun başındaki adam…
Mülakatın devamında İnsan Hakları Vakfıyla tesadüfen görüştüğünü söyleyen Bakan “kendiler hem zaman zaman gidip görüyorlar hem de bize iletiyorlar. İnsan Hakları Vakfı’nın ilgisi ve kontrolündedir cezaevi. Gidiyorlar ve görüyorlar” dedi.
Yani, bizim meşhur cezaevi İnsan Hakları Vakfı’nın denetimindeymiş. Vakıf cezaevinin içinde ne olup bittiğini biliyor demek istedi aslında…
Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı Başkanı Deniz Düzgün…
Yani Bakan, Deniz Hanım’ın cezaevinde olup bitenlerden haberdar olduğunu iddia ediyor…
Peki Deniz Hanımın böyle bir iddiası var mı?
31 Ağustos 2018 tarihinde, Vakfın sosyal medya hesabından, cezaevinde iki kadının darp edildiği, vakfı temsilen bir avukatın cezaevine girip, bu mahkûmlarla konuşmak istediği ancak avukatın cezaevine girmesine engel olunduğu iddia ediliyor. Vakıf, Sn. Bakan’a konuyla ilgili soruşturma açılması için çağrıda bulunuyor.
* * *
Hiç bir bardak suyun arkasında nelerin olabileceğini düşündünüz mü?
Bir bardak suyun arkasında kimlerin olduğunu gördünüz mü?
Eğer bardaktaki su, bu ülkenin çeşmelerinden akıyorsa…
Siz hiçbir şey düşünemez, hiçbir şey göremezsiniz…
Nerede yaşadığını iyi bilmeli insan…
Bu yazı ilk kez 21 Şubat 2019 tarihli Afrika gazetesinde yayınlandı