Görmek bir salisenin içinde bir ömür,
Ve bir ızdırap bir kırmızı karanfil çiçeğinde,
Asmak ezeli kucağında,
Ve kanı döğünmek kumların içinde.
Nur Penceresi’nin tüyleri yolunmuş, gözleri oyulmuş
Gırtlağından sıkar irembağını ahıyla.
Genç kızların, toy oğlanların zürriyeti irkiltir ateşin eziyetli her köşesini.
Bir çocuk, kıyısında boğularak ölen insanlığın,
Zikreder yıkılışını talihin.
hırpalanır bir kadın mezar üstünde
Niyaz eder çocuk kanı için uçmağa.
Her haykırışı ciğerine izi sürülen,
Bir cerahat koparır insafsızlığın tiranından.
Bir Nur Penceresi, yüreğinden çivilenmiş,
Bastırır kıyıcılar başmeleğin sesini.
Aşındırır cengâver afallatır Helyo’yu.
Her çocuğun haykırışı kâinatı zerresine kadar titretir.
Emeklerken çocuklar , sapaya koyar yürekleri yarasından.
Küçük yürekleri acıtan insan
Bulamaz kendini diyarlarda.
Kim hıncına bahane bulsa
Kadınlar yerine sevemez onun için.
Balığı öldüren üçkağıtçı tuzuna boğulur bir gün denizlerin.
Zulmeden Su Peri’sine kendi sonsuz karanlığına dolanırmış.
camdan balonlara üfleyen çocuk nefesleri,
ikiletmez annelerin ateşlerini.
Akrebin, yılanın bile canına kıyma,
Zira afet insan yüreğinde.
Silah tutmayı öğretirsen eğer,
Gizli diyârlara varamazsın.
Yetim hayvanları besle, sen de besleneceksin böylece.
Haz ile ızdırabın kumaşına dokundum, ne kadar da inceydiler.
sanki çocuklar için örülmüş bir kazak.
Çileyle örülmüş bir neşe bizimkisi.
Öcümü yazar karanlık sulara, bir parmak sulara, bileğime kadar balçığa bulanmış karanlık sulara.
Öğretemedim çocuklara kuşku duymamayı,
İnancına saygı duyamadım çocukların.
İki mevsim gibidir çocuk kalbi.
Öğretemedim tutkuyu içim yerine dışımda tutmaya çocuklara.
Kültürümüzü yaktılar bizim | Tevfik Aytekin
Bugün Âşık Veysel’in ölüm yıldönümü. Yaşar Kemal bizzat kendisinden dinlediği yaşanmış bir hikâye anlatır.
Okumaya Devam Et