Bazı arkadaşlar hükümet kanadınının açıkladığı mesleki vaka raporundaki güney çalışanlarında çıkan bir vakanın aslında “haksızlık yapılmadığını” bunun üzerine gidilmesinin yanlış bir argüman olduğu yönünde görüşlerde bulunuyor.
Hükümeti aklamaya soyunan bu arkadaşlara kolay gelsin, ama aklanabilir bir yanı var mı? Bir bakalım.
İddia; “vakalar 1 Ocak sonrasını gösteriyor, kapılar da zaten kapalı, dolayısı ile bu doğru değil”
Öyle mi gerçekten?
Güney emekçileri ada genelinde kuzey-güney, en çok test yapan kesimi olmuştur. Ben kendim bu süre içerisinde son iki ay evde kapalı olmama rağmen otuza (30) yakın test yaptım. Karantina otelindekiler eminim daha fazla ve buna rağmen Pilli’nin verdiği rakamlara bakalım,
1 Ocak’tan önce kapıların kapanmasına da sebep gösterilen vaka sayısı 10 (on).
1 Ocak 13 Şubat tarihleri arası 1 vaka (bir).
Yani pandemi ilan edildiği tarihten itibaren toplam güney temaslı vaka 11 (onbir).
Diğer bir iddia kapılar kapalı olduğu için vakalar az görünüyor iddiası:
Bu da doğru değil çünkü çok ciddi bir kesim şu an güneyde çocuklarından uzakta kalıp çalışıyorlar ve henüz o kesimden ulaşan bir vaka haberi yok,
Karantina otelinde kalıp çalışanlar tamamen kktc kontrolünde ve iddia edilen vaka yok, yani sıfır.
BM çalışanları, AB çalışanları, üs çalışanları, kayıplar komitesi çalışanları, Pileliler, yeşil hat tüzüğüne uygun alışveriş yapanlar, pergama bölgesinde ikamet eden ve tarım ile ilgili geçiş yapma zorunluluğu olanlar,
Kısmen güneyde açık olan okul öğrencileri, (belli bir dönem velileri ki bu başka bir konu maddesi)
geçiş yapıyor ve kontrole tabi, hatta 3 (üç) günde bir test ile karantinaya tabi tutulmadan…
***
Yapılan test sayısını tahmin ediyorsunuzdur.
Üstte bahsettiğim kesim kontrollü bir şekilde işlerine gidip evlerine dönebiliyorken neden özel sektör çalışanları karantinaya tabi tutuluyor?
Biz bunun sebebini biliyoruz ve defalarca yaptığımız eylemlerde de bunu haykırdık ve toplumum ilerici güçlerini dayanışmaya çağırdık ama etrafımızda birkaç kişiden fazla kişi göremedik aksine bazıları bizlere “hükümete yardımcı olmamız gerektiği” tavsiyesinde bulundu (başkanı “iyi” olan) bazıları hiç sesini çıkarmadı, bazıları da bizleri kendi ülkemizde kamplara konmamızı önerdi. (Hükümete en mantıklı gelen bu son öneri oldu ve gerçekleşti)
Yapılan haksızlıklara, adaletsizliklere bunca zaman suskun kalan ve hatta sözde hükümetin değirmenine su taşıyan önerilerle bulunanların, şimdi ortaya çıkıp Pilinin sahte raporlarını aklamaya çalışması düşünce vericidir.
Keşke diyorum bu eforunuzun onda birini bir yıla yakın bir zamandır kendi ülkelerinde mülteci olmayı reddeden haktan, eşitlilikten yana mücadele eden ve bölünmüş yurtlarında barışın, yeniden yakınlaşmanın simgesi haline gelmiş, yıllardan sonra Kıbrıslı Türk-Rum işçilerin birlikte çalışıp birlikte ürettiği birlikte mücadele ettiği ortamın bozulmaması için yağmur çamur demeden, hem ekmek kavgası hem egemenlik kavgası veren bu kitleye de göstermiş olsaydınız.
Ayrılıkçı politikalarınız çok kötü sırıtıyor haberiniz olsun.