Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC), iki aydır aşırı kuraklık ve dev orman yangınlarına neden olan sıcak dalgalarının art arda yaşandığı Avrupa ülkelerinde, işçiler için yeni bir çalışma yasası çıkarılmasını talep etti.
Çalışma saat ve izinlerinin aşırı sıcaklara göre düzenlenmesini isteyen ETUC, aktif çalışanların yüzde 23’ünün yaz aylarının en az dörtte birinde aşırı sıcaklara maruz kaldığını bu oranın tarım ve sanayi sektörlerinde yüzde 36, inşaat sektöründe yüzde 38 olduğunu belirtti.
Örgüt, Avrupa Komisyonu‘nu da harekete geçmeye çağırdı: “Ölümcül sıcak dalgalarıyla dolu bir yaz, Avrupa’nın işçileri iklim değişikliğinin etkilerinden korumak için neden maksimum çalışma sıcaklıklarına ilişkin bir yasaya ihtiyaç duyduğunu gösteriyor.”
Temmuz ayında, ilk aşırı sıcak uyarısı karşısında, İngiliz işçi sendikası GMB de işçileri kavurucu, tehlikeli derecede sağlıksız çalışmaya zorlanmaktan korumak için mümkün olan en kısa sürede bir yasa çıkarılması çağrısında bulunmuştu. Birleşik Krallık‘ta, bir işçinin haklı bir şekilde eve gönderilmeyi talep edebilmesi için bir işyerinin ne kadar sıcak olması gerektiğini tanımlayan bir düzenleme bulunmuyor.
Ülkedeki sağlık ve güvenlik yönergeleri, işyerinin çalışma koşullarının uygun ve konforlu olmasını gerektiriyor ancak yalnızca aşırı soğuk tanımlanıyor ve sıcaklıkların bir ofis ortamında 16 santigrat derecenin altına veya iş fiziksel olarak zorluysa 13 derecenin altına düşmemesi gerektiğini belirtiyor.
Girişimler var ama yetersiz
Şaşırtıcı bir şekilde, yüksek sıcaklıklara çok daha alışkın olan ülkeler de sıcak dalgalarına hazırlıklı değil.
Avrupa Birliği düzeyinde, işyerinde izin verilen maksimum sıcaklığı tanımlayan ortak bir kural yok. Ancak bazı ülkeler kendi uygulamalarını hayata geçirdi.
Fransa‘da, ülkenin iş yasalarını dikte eden “Code du Travail”, maksimum işyeri sıcaklığını belirlemese de işverenlerin, işçilerinin işlerini güvenli koşullar altında yapabilmelerini sağlamalarını gerektiriyor. Bu da işçileri aşırı sıcaktan kaynaklanan risklerden korumayı da içeriyor.
Yasanın bir maddesine göre, inşaat sektöründeki işverenler, çalışanlarına günde en az 3 litre su sağlamalı. Başka bir hükümde de, çalışanların yaşamları için ani bir tehlikeden korktuklarında işlerini kesmelerine izin veriliyor. Ancak bunun bir sıcak dalgası durumunu içerip içermediği yoruma bağlı.
Ülkede, 2020 yılında yüksek sıcaklıklar nedeniyle 12 işçi hayatını kaybetti.
İtalya‘da da iş kanunu, işyerinde izin verilen maksimum sıcaklığı tanımlamasa da Fransa’ya benzer şekilde, işverenlerin, çalışanlarının işlerini güvenli bir şekilde yapabileceklerinden emin olmalarını gerektiriyor.
Ülkenin en yüksek temyiz mahkemesinin 2015 tarihli bir kararına göre, işverenler güvenli çalışma koşullarını garanti etmezse veya “yasak” sıcaklıklarda çalıştırırsa, işçiler gelir kaybetmeden veya işten atılmadan faaliyetlerini durdurma hakkına sahip.
2015 kararında mahkeme, aşırı soğuk durumunu görüştüğü bir davada karar vermişti, ancak aynı yönergenin aşırı yüksek sıcaklıklara uygulanmaması için hiçbir neden yok.
Almanya‘da da Batı Avrupa‘nın çoğunda olduğu gibi, sıcak dalgaları etkisini gösterirken, ülke vatandaşları da tıpkı öğrencilere verilen “sıcak izinleri” gibi iş yerlerinde de aynı uygulamanın yapılmasını tartışıyor.
Almanya, işyerindeki maksimum sıcaklığı normal şartlarda 26 santigrat derece olarak tanımlıyor ancak bu kanunla belirlenmiş bir sınır değil. Sıcaklıklar 26 santigrat dereceyi aşarsa, işverenler, termometre içilebilir su sağlamak ve molalara izin vermek de dahil olmak üzere, işçilerin faaliyetlerine güvenli bir şekilde devam etmelerini sağlamakla yükümlü.
Aşırı sıcaklara ve sıcak dalgalarına biraz daha alışkın, Akdeniz ülkesi İspanya’da ise maksimum işyeri sıcaklığı oldukça net bir şekilde düzenlenmiş durumda.
Ülkenin Ulusal İş Yerinde Hijyen ve Güvenlik Enstitüsü , bir ofiste çalışmak için 17 ila 27 santigrat derece arasında bir sıcaklığın gerekli olduğunu, hafif fiziksel çaba gerektiren işlerin ise 14 ila 25 santigrat derece arasında yapılması gerektiğini belirtiyor.
Bir işveren bu gerekliliklere uymazsa, işçiler bunları Çalışma ve Sosyal Güvenlik Müfettişliği‘ne veya sendikalarına şikayet edebiliyor.
Ancak işyerlerinde sıcaklıklara karşı yasal koruma önlemleri, giderek ısınan gezegendeki sıcaklıklar kadar hızlı artmıyor.
İdeal çalışma sıcaklığı 16-24 derece
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, insanlar için en uygun çalışma koşullarının 16°C ile 24°C. ETUC, başvurusunda araştırmaların sıcaklıklar yükseldikçe iş kazası riskini arttırdığına dikkat çekti.
Araştırmalara göre hava sıcaklığının 30°C’nin üzerine çıktığında iş kazası riskin yüzde 5-7 oranında, 38°C’yi aştığında ise yüzde 10 ila yüzde 5 arasında artıyor.
ETUC Genel Sekreter Yardımcısı Claes-Mikael Stahl “Bu yaz İspanya’da tanık olduğumuz gibi, güneşten korunmasız çalışan insanlar için sıcak hava dalgaları ölümcül olabilir. İşçiler her gün iklim krizinin ön saflarında yer alıyor ve aşırı sıcaklıklardan sürekli artan tehlikeye karşı korunmaya ihtiyaçları var” dedi.
Stahl, bu nedenle de maksimum çalışma sıcaklıkları konusunda Avrupa çapında mevzuata ihtiyaç olduğunu kaydetti: “Politikacılar klimalı ofislerinin rahatlığında, en savunmasız çalışanlara yönelik tehlikeyi görmezden gelmeye devam edemezler.”