Uluslararası kalkınma yardım kuruluşu Christian Aid tarafından hazırlanan son bir rapora göre, aşırı hava koşulları son büyük iklim konferansından bu yana geçen altı ay içinde en az 41 milyar dolar zarara yol açtı.
Raporda, Birleşik Arap Emirlikleri‘nde düzenlenen COP28‘den bu yana fosil yakıtlardan uzaklaşmak ya da düşük gelirli ülkelerin iklim felaketleriyle başa çıkmalarını desteklemek için yeterli ilerleme kaydedilmediği belirtiliyor.
Bonn’un gündemi: Kayıp-Zarar Fonu
Bonn‘daki iklim görüşmelerinin ikinci haftası başlarken, bu rakamlar iklim krizinin maliyetinin şimdiden ortaya çıktığını gösteriyor. Bonn’daki müzakereciler, aşırı hava koşullarından etkilenen düşük gelirli ülkelere yönelik mali akışların önünü açmak amacıyla bir “Kayıp ve Zarar Fonu” kurmak için çalışıyor. Bu fon, COP28’de önemli bir tıkanma noktasıydı ve zengin ülkeler gerekli yatırımları kabul etmekte yavaş davrandı
Christian Aid raporunda, “Atmosferi ısıtan ve aşırı olayları körükleyen sera gazlarının aslan payından sorumlu olan zengin ülkeler, tarihi sorumluluklarını kabul etmeli ve diğer ülkelerin aşırı hava koşullarıyla başa çıkmalarına ve iyileşmelerine yardımcı olmak için Kayıp ve Zarar Fonuna sağladıkları finansmanı artırmalıdır” deniyor.
Yardım kuruluşuna göre 41 milyar dolarlık hasar, düşük bir tahmin. Genellikle sadece sigortalı kayıplar rapor ediliyor ve en kötü felaketlerin çoğu, çok az insanın ya da işletmenin sigortasının olduğu ülkeleri vurdu. Bu rakamlarda, hayatını kaybedenlerden evleri yıkılanlara ya da işlerini veya eğitimlerini kaybedenlere kadar afetlerin insani maliyeti de gözden kaçıyor.
İklim değişmeseydi, olmayacak aşırı hava olayları
Rapor, son büyük uluslararası iklim görüşmelerinden bu yana meydana gelen ve dördü de bilimsel olarak iklim değişikliğiyle ilişkilendirilen dört aşırı hava olayına ışık tutuyor:
- Brezilya’da en az 169 kişinin ölümüne ve ekonominin en az 7 milyar dolar zarar görmesine neden olan sellerin yaşanma olasılığı iklim değişikliği nedeniyle iki kat arttı.
- Güney ve güneybatı Asya‘da, sadece BAE’de en az 214 kişinin ölümüne ve 850 milyon dolarlık sigortalı hasara yol açan sel felaketi de iklim değişikliği nedeniyle daha olası hale geldi.
- Batı, güney ve güneydoğu Asya‘da eş zamanlı olarak yaşanan sıcak hava dalgaları sadece Myanmar’da 1.500’den fazla kişinin ölümüne yol açtı. Büyümeyi yavaşlatması ve enflasyonu artırması beklenen sıcak dalgası, güneydoğu Asya’da iklim değişikliği olmasaydı tamamen imkânsız hale gelirken, güney ve batı Asya’da sırasıyla beş ve 45 kat daha olası ve aynı zamanda daha sıcak hale geldi.
- Doğu Afrika‘da siklonların yol açtığı seller 559 kişinin ölümüne yol açtı ve iklim değişikliği nedeniyle sellerin görülme olasılığı yaklaşık iki kat artmış ve şiddeti de arttı.
Rapor, iklim değişikliğinin halihazırda yaşamı her ölçekte nasıl etkilediğini açıklıyor. Bu seller ve sıcak hava dalgaları çocukların eğitimini sekteye uğratarak birçoğunun yoksulluktan kurtulmasını zorlaştırdı. Ürünlere ve çiftlik hayvanlarına büyük zarar vererek bazı yerlerde gıda güvensizliğini, bazı yerlerde ise fiyat enflasyonunu körükledi. Aşırı sıcaklar ve seller, mülteciler ve çatışmalarla yaşayanlar için mevcut krizleri daha da derinleştirdi ve hatta birçok Hintlinin tehlikeli sıcaklıklarda oy kullanmakta zorlanması nedeniyle dünyanın en büyük demokratik olayını bile etkiledi.
Christian Aid krize yönelik çözümlerin açık olduğunu belirtiyor. Hükümetler ve kalkınma bankaları bu felaketleri körükleyen petrol, kömür ve gaza yönelik yeni yatırımları durdurmalı ve temiz kalkınmayı desteklemek için merkezi olmayan yenilenebilir enerjiyi büyük ölçüde artırmalı.
Brezilya’dan Christian Aid Küresel Savunuculuk Lideri Mariana Paoli de şunları söylüyor:
“Hala fosil yakıtları ateşe atmaya devam ederken iklim krizinin neden olduğu yanıkları iyileştiremeyiz. İklim krizine yol açmaktan büyük ölçüde sorumlu olan zengin ülkelerin iklim değişikliğine yönelik eylemler için finansmanı büyük ölçüde arttırmalarına ihtiyacımız var. Gerçek yaratıcılık ve siyasi irade göstermeleri ve gerçek iklim eylemini finanse etmek için çevreyi kirletenleri ve süper zenginleri vergilendirmeleri gerekiyor. Yoksul ülkelerin zengin ülkelere olan tarihi borçlarını iptal etmeli ve bunun yerine bu paranın iklim eşitliğini iyileştirmek ve herkesin iklim felaketlerine karşı daha güvende olmasına yardımcı olmak içinkullanılmasını sağlamalıyız.”
İklim adaleti çağrıları
Rapora ilişkin diğer değerlendirmeler de şöyle:
Davide Faranda (Institut Pierre-Simon Laplace’da (Paris) araştırmacı): 2024 yılında, insan kaynaklı karbon emisyonlarının neden olduğu küresel ısınma, Paris Anlaşması’nda belirlenen 1,5°C sıcaklık eşiğine ulaştı. Bu gezegensel ateş, doğrudan insan kaynaklı sera gazı emisyonlarına atfedilebilecek yaygın sıcak hava dalgalarına, kuraklıklara, kasırgalara ve sellere neden olmakta ve çok büyük insani ve ekonomik zararlara yol açıyor.
Hızlı ilişkilendirme raporları üreten ClimaMeter araştırma konsorsiyumumuzda, iklim değişikliğinin, sınırlı adaptasyon kabiliyetine sahip savunmasız nüfusları orantısız bir şekilde etkileyen maliyetli aşırı hava olaylarının çoğunu körüklediğini gösterdik. İnsanlar ve ekosistemler üzerinde geri dönüşü olmayan sonuçları önlemek için harekete geçmek ve karbon emisyonlarını azaltmak için sınırlı zamanımız var.
Fiona Nunan (Birmingham Üniversitesi Çevre ve Kalkınma Profesörü): Bu yıl dünyanın dört bir yanında kasırgaların vurduğu, sel baskınlarının yaşandığı ve korkunç sıcak hava dalgalarının kavurduğu toplumlar gördük. Bunların yol açtığı ekonomik ve sosyal zararın çok büyük olduğu açıktır. Dünya artan sera gazı emisyonları konusunda acilen harekete geçmediği sürece bu aşırı hava koşulları beklenmelidir. Bu olaylar, toplumların bu tür şoklara karşı daha hazırlıklı ve daha dirençli olmalarını sağlamak için çok daha fazla adaptasyon finansmanına ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor.
Nushrat Chowdhury (Christian Aid‘in İklim Adaleti Danışmanı): Geçen hafta ülkem Bangladeş, Remal Kasırgası tarafından vuruldu, insanlar öldü ve geçim kaynakları harap oldu. 150.000’den fazla ev hasar gördü ya da yıkıldı. Bu yıl yaşadığımız iklim kaosu işte böyle bir şey ve dünya karbon emisyonlarını azaltmaya başlayana kadar daha da kötüleşeceğinden endişe ediyorum.
Bangladeş halkı bu felaketten sorumlu değil ancak büyük kayıplarla karşı karşıyalar. İşte bu nedenle Kayıp ve Zarar Fonu’nun uygun şekilde finanse edilmesi çok önemlidir; böylece insanlar böylesine korkunç kasırgaların ardından yaşamlarını ve geçim kaynaklarını yeniden inşa edebilmek için destek alabilirler.”
Mohamed Adow (Nairobi merkezli enerji ve iklim düşünce kuruluşu Power Shift Africa‘nın Direktörü): Afrika, yüzlerce kişinin ölümüne ve yüz binlerce kişinin yerinden olmasına neden olan korkunç seller ve toprak kaymalarıyla bu yıl iklim krizinin yükünü şimdiden çekmeye başladı. Sadece benim ülkem Kenya‘da 12.000 çiftlik hayvanının ölmesi ve binlerce dönümlük ekinin yok olması, insanların yaşamları ve ailelerini besleyebilmeleri açısından yıkıcı bir durum. Bu sadece iklim krizinin adaletsizliğini gösteriyor.
Kenya’nın tarihi emisyonları çok düşüktür ve halihazırda elektrik üretiminin %90’ından fazlası yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşuyor. Yine de iklim çöküşünden muzdarip olmaya devam ediyoruz. İşte bu nedenle küresel kuzeyin adaptasyon ve Kayıp ve Zarar Fonu için iklim finansmanını harekete geçirmesi elzemdir. Bu para pek çok insan için yaşam ve ölüm arasındaki farktır.