Kıbrıslıtürk lider Mustafa Akıncı, bir çözümden ve bunun erken olmasından vazgeçilmediğini söyledi.
Mustafa Akıncı, eşi Meral Akıncı ve ekibi iki günlük İsviçre görüşmelerinin ardından adaya döndü. Akıncı, Ercan havalimanında düzenlediği basın toplantısında, daha iyi haberler veremeyeceği için üzüntü içerisinde olduğunu söyledi.
Müzakerelerdeki 6 başlığın dördünde; Yönetim ve Güç Paylaşımı, Avrupa Birliği ile İlişkiler, Mülkiyet ve Ekonomi başlıklarında halen çözüm bekleyen konuların bulunduğunu ancak ciddi ilerlemelerin de kaydedildiğini söyleyen Akıncı, kaydedilen ilerlemeden dolayı Toprak ve Güvenlik/Garantiler konusunun gündeme gelebildiğini söyledi.
ORTAK ANLAYIŞLAR
Kıbrıslırum Lider Nikos Anastasiadis ile beşli toplantıya giden sürecin üzerinde varılan mutabakatı aktarmak için gidilen New York’ta, Rum tarafının tavır değişikliği sergilediğini söyleyen Akıncı, Kıbrıs Rum tarafı ile toprak konusunun derinlemesine ele alınmasının ardından, Güvenlik ve Garantilerinin ele alınacağı beşli toplantının yapılması, ancak kurgunun Bürkenstock’ta yer alan bir kurgu gibi olması, yani aynı mekânda konuların farklı masalarda ele alınması ancak bir biriyle de ilişkili bir biçimde sürecin götürülmesi konusunda bir anlayışın söz konusu olduğunu anlattı.
İsviçre’deki süreç için Türkiye ve Yunanistan’ın temsilcilerinin, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafından ayrı bir yerde Güvenlik ve Garanti meselelerini görüşmek için bir araya gelmesi için ortak bir anlayış da geliştirildiğini ancak Yunanistan’ın karşı çıkmasıyla bunun hayat bulamadığını söyleyen Akıncı, Türkiye’nin böyle bir düzenlemeye onay verdiğini söyledi.
İsviçre’de Kıbrıs sorununun çözümü yönünde yaratılan ilginin Yunanistan ve Türkiye’yi de görüşmeye ittiğini kaydeden Akıncı, Mont Pelerin’de ayrıca beşli konferansın tarihinin de ilk kez gündeme geldiğini söyledi.
Akıncı, İsviçre’de 7-11 Kasımda yapılan görüşmelerde yeni yakınlaşmalar elde edildiğini, en önemlilerden bir tanesinin de muhtemel federal yapının bakanlar kurulunun 7 Kıbrıslı Rum ve 4 Kıbrıslı Türk bakandan oluşması, karar alımında da mutlaka bir Kıbrıslı Türk bakanın onayının aranması üzerinde uzlaşma olduğunu, Kıbrıs Türk tarafının toprak kriterlerinde önemli bir adım attığını, bu adım üzerine Kıbrıs Rum tarafının görüşmelere ara verilmesi talebinin geldiğini anlattı.
OLUMLU SONUÇ ÇIKMAMASININ NEDENİ
İsviçre’de kriterlerde anlaşmaya varılamaması ve güvenlik/garantiler konusunun ele alınacağı görüşmenin tarihinin belirlenememesi konusunda Akıncı, Kıbrıs Rum tarafının toprak başlığındaki müzakereleri tamamlamak isteğini neden olarak gösterdi.
Yunanistan’ın da Türk askerinin tamamen çekileceği, garantilerin kaldırılacağı bir görüşmeye katılabileceklerini açıkladıklarını anımsatan Akıncı, yapılan yoğun istişareler sonucunda Yunanistan’ın koşullu olarak beşli konferansa katılma şartının aşıldığını söyledi.
Toprak konusunun en zor konulardan biri olduğunu kaydeden Akıncı, toprak konusunda Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafının ilk kez bir çalışma içerisine girdiğini, daha önceleri dıştan çözümler önerildiğini söyledi.
Akıncı, güneyin dönüşümlü başkanlık ve kararlara etkin katılım gibi Kıbrıslı Türkler için hayati öneme sahip atlettiği iki konuyu bağlamaktan kaçındığını, mülkiyette duygusal bağ konusunun halen açık olduğunu fakat toprak başlağını kapatmak istediğini söyleyerek “bu işi Mont Pelerin’de tıkayan bu oldu” dedi.
KIBRIS GİBİ BİR ADADA BÖLÜNMÜŞ YAŞAMANIN MANTIĞI YOK
Bugünkü çözüm olanaklarının 2004’teki çözüm olanaklarından daha zor olduğunu, pek çok ülkenin parçalanmaya gittiği bir dünyada federal bir çatı altında adayı birleştirmeye çalıştıklarını ve doğrusunu yapmaya çabaladıklarına inandığını söyleyen Akıncı, “Kıbrıs gibi bir adada bölünmüş yaşamanın mantığı yok. Birlikte refahı paylaşma akıl işi” dedi.
2016 HEDEFİ
2017’nin Kıbrıs’ın güneyinde 2018’de yer alacak seçimler için propaganda sürecinin başlayacak olması, Kıbrıs’ın güneyinin doğal gaz çalışmaları gibi pek çok tehlikeler barındırdığını, bu nedenle çözüme erişmek için 2016’nın doğal bir takvim olarak ortaya çıktığını söyleyen Akıncı, “Bu tarih tehlikeye girer mi girmez mi, önümüzdeki birkaç gün kendini gösterir. Halkımız moral bozukluğu yaşamasın, haklarımızı alacağımız bir çözümden ve bunun erken olmasından vazgeçmiş değiliz” dedi.
PERŞEMBE GÜNÜ MECLİS BİLGİLENDİRİLECEK
Gelinen aşamada durumu değerlendireceklerini kaydeden Akıncı, bu çerçevede perşembe günü saat 10:00’da Meclis’in olağanüstü toplantıya çağrılacağını söyledi.
Akıncı, çözüm için uğraş verirken Kıbrıslı Türk toplumunun ev ödevlerini bir gün bile ihmal etme lüksü bulunmadığını, bunun çözüm sürecinde Kıbrıs’ın kuzeyinin yararına olacağını söyledi.
YOL ALMAMIZ MÜMKÜN
Uluslararası toplumdan baskı isteyen Akıncı, “çözüme doğru hızla yol alabilmemiz mümkündür. İyi niyetli çabalarımızı ve hedefimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Ancak Rum tarafının tavrının çok önemli olduğunun altını çizmek isterim” dedi.
KRİTERLER
Geri dönecek göçmenler konusunda bir soru üzerine Akıncı, yıllardan beri telaffuz edilen rakamın, 100 bin Kıbrıslırum’un iade edilecek topraklara yerleştirilmesi, 60 bin Kıbrıslırum’un da kuzeye dönmesi olduğunu ancak bunların 60 bininin bugün hayatta olmadığını, dolayısıyla gerçek rakamın 111 bin kusur olduğunu söyledi.
Kuzeyde yeni yaşam kuran pek çok aile de bulunduğunun dikkate alınması gerektiğini belirten Akıncı, “Elbette bir toprak düzenlemesi olacak. Bunun makul sınırlarını bulmamız lazım. Hayatta olanlar gelmek isteyenler gelebilmeli, bir yolunu bulmamız lazım” dedi.
Hayatını yitirenler ve güneydeki yaşamlarını bozup verilecek topraklara yerleşmek istemeyenlerin de olacağını kaydeden Akıncı, gerek olmadığı halde insanların yaşamlarının bozulmaması gerektiğini söyledi.
ERDOĞAN- TSİPRAS GÖRÜŞMESİ ARALIK ORTASINDA
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras arasında Aralık ayının ilk yarısında bir görüşme beklendiğini de kaydeden Akıncı, “başlangıç adımları makulü arama yönünde gelişirse müzakere sürecine bir katkı sağlanabileceğini” söyledi.
Tıkanma yaşanmamış olsaydı beşli konferansın 17-19 Aralık’ta yapılabileceğini kaydeden Akıncı, ancak “hiçbir şey olmamış gibi yeniden başlamanın” mümkün olmadığını söyledi.
DUYGUSAL BAĞ KAVRAMI
Mülkiyetteki muğlaklıkla ilgili bir soru üzerine Akıncı, bunun duygusal bağ kavramı ile alakalı olduğunu, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Dimopulos davasındaki kararında, 1974 öncesi Kıbrıslırumların kaldığı, 1974 sonrası da Kıbrıslıtürklerin yerleştiği evlerde Kıbrıslıtürklerin de hakları bulunduğunun resmiyet kazandığını, güneyin söz konusu mülklerle ilgili kararın kurulacak Mülkiyet Komisyonuna havale edilmesini istediğini, ancak Türk tarafının da Mülkiyet Komisyonunun kullanacağı kriterlerin netleştirilmesini istediğini anlattı.
SUÇLAMA OYUNU
İsviçre’de aranan uzlaşmanın elde edilememesinden sonra taraflar arasında suçlama oyununun başladığı yönündeki haberlerle ilgili olarak ise Akıncı, kendisinin gerçekleri anlatmaya çalıştığını söyledi.
Süreçte ilerlemenin durmasıyla ilgili başka bir soruya karşılık Akıncı, “Önemli olan zihniyet. Olayı müzakere etmeden en başında bitirme felsefesi. Bu felsefe bir iyi niyet felsefesi değil. Kıbrıs Türk tarafının verebileceği bir şey var, o da toprak. Toprakla ilgili makul bir çizgide uzlaşacağız, onlar da bize…ortaklık devletindeki haklarımızı iade edecektir. O eşitlik hakkımızı istiyoruz, onların da toprakta hakları var” dedi.
BM açıklamasında bir tarafın suçlanmamasının nasıl karşılandığının sorulması üzerine de Akıncı, BM’nin bir tarafı suçlayıcı açıklama yapmaktan her zaman kaçındığına işaret etti.
MÜZAKERELERDEN KAÇACAK DEĞİLİZ …
Durum değerlendirmesi yapacaklarını belirten Akıncı, “Müzakereden kaçacak değiliz. Öyle bir şey söz konusu olamaz. Kıbrıs Türk tarafı çözüm hedefini ortadan kaldıracak, adil bir müzakere şartı var ise elinin tersiyle itecek ve bu adada çözümsüzlüğün sebebi olacak bir davranış içerisine girmez” dedi.
Editörün Notu: Bu açıklama barış diline uygun olmayan içerikten mümkün olduğunca arındırılıktan sonra yayınlandı.